Bağımlı Değil Bağlı!
Hayatımız idame ettirebilmek için birtakım şeylere ihtiyaç duyarız. Amaçlarımız olur, hayallerimiz olur ve bunlar bizim motivasyonumuzdur çoğu zaman.
Yine zamanın daha yaşanır olabilmesi için bazı duygular vardır. Sevgi, neşe, özlem gibi. Bunlarda taşıt görevi yaparlar bu yolda insanlığa. Ama insanoğlu her şeyin tersini düz, düzünü ters ettiği gibi bunda da aynı şeyi yapar. Taşıt kendisi olur sürücü bu duygular ve hayaller. Kontrolü ve ipleri aracı olan şeye verip sonra kontrolden çıkabiliyor. Tüm bunlar her şey oluyor oysaki onlar her şeye giden yolda sadece bir şey bunu bilemiyorlar. Ya da bilmek işimize gelmiyor. Hayatın debdebesinde sanal da olsa bu duygu insanı mutlu edebiliyor. Ama çok anlam yüklenildiği için sonucunda yaşanan şey ne yazık ki hayal kırıklığı olabiliyor.
Saplantıların her zaman bir ucu bize dokunur, batar ve geçer. Desteklenen şey her ne ise inanç, düşünce, duygu… Her biri bağımlılık düzeyinde olursa bir ucu ötekini bir ucu bizi yaralar. Çünkü bağımlılığın çizgisi serttir. Halden anlamaz, içinde bulunduğu durumu kabul etmez varsa yoksa amaç hedef olur. Bu da gayyaya sürükler. Üstelik bunu tek başına yapmaz, beraberindekilerle beraber götürür. Söz gelimi A partisini tutuyorsunuz. B partisinden olanlardan nefret etmeye başladıysanız A partisini tutmuş olmuyorsunuz. A partisine bağımlı olmaya başlamışınızdır. Bağımlılık ile bağlılık çok farklı kavramlardır. Bağımlılık tabi olma durumudur ki bu da birinin veyahut bir şeyin kontrolü altına girmektir.
Bu konunun bir de duyguya bağımlı olma yönü var ki bu da riskli durumlardandır. Söz gelimi aşk güzel bir duygudur muhakkak. Yaşam enerjisi verir, mutlu eder. Fakat çevremizde çeşit çeşit aşk manzaraları görebiliyoruz. Gazetelerde gün geçmeden yeni birini okuduğumuz aşk hikâyelerinden bahsedelim. Sevdiği için güller döken de âşık, evlenme teklifi etmenin bir sürü halini okurken diğer taraftan aşkından cinnet geçiren kocaları veya çok sevdiğinden canına kıyan kişileri okuduğumuzda olabiliyor. Demek ki duyguda da ifrata yer yok. Vazgeçilmeyecek yoktur ama ne zaman ki bağlarımız bağımlılık olur o zaman sıkıntı başlar.
Bu durum zamanla bağımlı kişilik özelliğine dönüşür ki o karakterdeki insanlar genellikle şöyledir;
1) Başkalarında bol miktarda öğüt ve destek almazsa gündelik karalarını vermekte güçlük çeker.
(2) Yaşamının çoğu önemli alanında sorumluluk almak için başlarına gereksinir
(3) Desteğini yitireceği ya da kabul görmeyeceği korkusuyla başkalarıyla aynı görüşü paylaşmadığını söylemekte zorluk çeker.
(4) Tasarıları başlatma ya da kendi başına iş yapma zorluğu vardır (böyle bir isteğinin ya da yapacak gücünün olmamasından çok doğru yapıp yapmadığına ya da yeteneklerine ilişkin kendine güveninin yokluğundan ötürü)
(5) Başkalarının bakım ve desteğini sağlamak için hoş olmayan şeyleri yapmayı isteyecek kadar aşırıya gider.
(6) Kendisine bakamayacağına ilişkin aşırı korku nedeniyle tek başına kaldığında kendisini rahatsız ya da çaresiz hisseder.
(7) Yakın bir ilişki sonlandığında bir bakım ve destek kaynağı olarak derhal başka bir ilişki arayışı içine girer.
(8) Kendi kendine bakma durumunda bırakılacağı korkuları üzerine gerçekçi olmayan bir biçimde kafa yorar.
Yine zamanın daha yaşanır olabilmesi için bazı duygular vardır. Sevgi, neşe, özlem gibi. Bunlarda taşıt görevi yaparlar bu yolda insanlığa. Ama insanoğlu her şeyin tersini düz, düzünü ters ettiği gibi bunda da aynı şeyi yapar. Taşıt kendisi olur sürücü bu duygular ve hayaller. Kontrolü ve ipleri aracı olan şeye verip sonra kontrolden çıkabiliyor. Tüm bunlar her şey oluyor oysaki onlar her şeye giden yolda sadece bir şey bunu bilemiyorlar. Ya da bilmek işimize gelmiyor. Hayatın debdebesinde sanal da olsa bu duygu insanı mutlu edebiliyor. Ama çok anlam yüklenildiği için sonucunda yaşanan şey ne yazık ki hayal kırıklığı olabiliyor.
Saplantıların her zaman bir ucu bize dokunur, batar ve geçer. Desteklenen şey her ne ise inanç, düşünce, duygu… Her biri bağımlılık düzeyinde olursa bir ucu ötekini bir ucu bizi yaralar. Çünkü bağımlılığın çizgisi serttir. Halden anlamaz, içinde bulunduğu durumu kabul etmez varsa yoksa amaç hedef olur. Bu da gayyaya sürükler. Üstelik bunu tek başına yapmaz, beraberindekilerle beraber götürür. Söz gelimi A partisini tutuyorsunuz. B partisinden olanlardan nefret etmeye başladıysanız A partisini tutmuş olmuyorsunuz. A partisine bağımlı olmaya başlamışınızdır. Bağımlılık ile bağlılık çok farklı kavramlardır. Bağımlılık tabi olma durumudur ki bu da birinin veyahut bir şeyin kontrolü altına girmektir.
Bu konunun bir de duyguya bağımlı olma yönü var ki bu da riskli durumlardandır. Söz gelimi aşk güzel bir duygudur muhakkak. Yaşam enerjisi verir, mutlu eder. Fakat çevremizde çeşit çeşit aşk manzaraları görebiliyoruz. Gazetelerde gün geçmeden yeni birini okuduğumuz aşk hikâyelerinden bahsedelim. Sevdiği için güller döken de âşık, evlenme teklifi etmenin bir sürü halini okurken diğer taraftan aşkından cinnet geçiren kocaları veya çok sevdiğinden canına kıyan kişileri okuduğumuzda olabiliyor. Demek ki duyguda da ifrata yer yok. Vazgeçilmeyecek yoktur ama ne zaman ki bağlarımız bağımlılık olur o zaman sıkıntı başlar.
Bu durum zamanla bağımlı kişilik özelliğine dönüşür ki o karakterdeki insanlar genellikle şöyledir;
1) Başkalarında bol miktarda öğüt ve destek almazsa gündelik karalarını vermekte güçlük çeker.
(2) Yaşamının çoğu önemli alanında sorumluluk almak için başlarına gereksinir
(3) Desteğini yitireceği ya da kabul görmeyeceği korkusuyla başkalarıyla aynı görüşü paylaşmadığını söylemekte zorluk çeker.
(4) Tasarıları başlatma ya da kendi başına iş yapma zorluğu vardır (böyle bir isteğinin ya da yapacak gücünün olmamasından çok doğru yapıp yapmadığına ya da yeteneklerine ilişkin kendine güveninin yokluğundan ötürü)
(5) Başkalarının bakım ve desteğini sağlamak için hoş olmayan şeyleri yapmayı isteyecek kadar aşırıya gider.
(6) Kendisine bakamayacağına ilişkin aşırı korku nedeniyle tek başına kaldığında kendisini rahatsız ya da çaresiz hisseder.
(7) Yakın bir ilişki sonlandığında bir bakım ve destek kaynağı olarak derhal başka bir ilişki arayışı içine girer.
(8) Kendi kendine bakma durumunda bırakılacağı korkuları üzerine gerçekçi olmayan bir biçimde kafa yorar.
Beğenin
Yazan Uzman
|
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak
hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir
yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.