2007'den Bugüne 92,366 Tavsiye, 28,228 Uzman ve 19,986 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Oyunun Gücü Adına
YAZI #4950 © Yazan Psk.Meltem YÜCEL KARADAĞ | Yayın Eylül 2018
Merhaba, okuyanlar hatırlayacaktır, ilk hafta yazdığım yazıda çocukların ve ailelerin olduğu bir videonun içeriğinden bahsetmiştim ve yazının sonunda ‘oyun’u ve önemini başka bir yazıda ele alacağımı söylemiştim. İşte bu hafta oyun, oyunun önemi ve oyun terapisinden bahsetmek istiyorum. Son iki yazımın çizgisinden biraz çıkarak bu yazının biraz bilgilendirici olmasını hedefliyorum.
Sizleri bilemem ama ben açıkçası psikoloji bölümünü okuyana kadar oyunun öneminden, işlevinden, terapide kullanılabildiğinden bihaberdim. Öğrendiğimde ise; daha çok çocuk ve ailelerle çalıştığım için bu konunun ne kadar önemli olduğunu fark ettim ve mümkün olduğunca daha çok kişiyi bu konuda haberdar etmek istedim.
Oyun kaba tabiriyle evet çocukların kendi başına, başka çocuklarla ya da yetişkinlerle, çeşitli oyuncaklarla, materyallerle, kum, kil, çamur, hamur vb maddelerle, tel, kağıt, poşet vb ‘ıvır zıvır’la, ya da hiçbir şey olmadan sözle, şarkıyla vb yapılan faaliyetlerdir. Ama işte bu kadar basit değil. Oyunun öylesine bir gücü vardır ki çocuğun duygusal, sosyal, dil, bilişsel, motor gelişimlerine katkı sağladığı gibi iyileştirici etkisi de vardır. Şu an nerede okuduğumu ya da kimin sözü olduğunu unuttum (netten araştırdım ama bulamadım, kitapları tekrar karıştırarak sahibini bulmaya çalışacağım, bilen varsa bizlerle paylaşabilir) ama şu söz çok hoşuma gitmişti: ‘Oyun çocukların duygusal laboratuarıdır.’ Daha nasıl güzel tanımlanabilir ki oyun? Ne demektir duygusal laboratuar? Çocuğun kendini ifade edebildiği, enerjisini atabildiği, kontrolü sağlayabildiği(özellikle yönlendirilmemiş oyunlarda), duygularını yansıtabildiği, yaratıcılığını geliştirebildiği, sosyalleşebildiği, iletişim kurabildiği bir dünyadır oyun.
Oyunun ne olduğu ve önemiyle ilgili Freud’dan önce bir şeyler yazılsa da oyunla ilgili önemli çalışmalar ve oyunun psikoterapideki yeri ilk olarak Freud tarafından ortaya atılmıştır. Freud’a göre oyunun çok büyük ve önemli bir işlevi var: Travmatik yaşantıların dolaylı olarak tekrar yaşanarak, iyileşme sağlanması.
Bir yetişkin psikiyatriste, psikoterapiste, psikoloğa yada psikolojik danışmana gittiğinde ‘Sizi buraya getiren şey nedir? ‘Şikayetiniz nedir?’ gibi cümlelerle karşılaşacaktır. Ancak iş çocukla görüşmeye geldiğinde değişir. Çocukların sorunlarını ya da dünyalarını anlamaya çalışırken direk sorular yerine projektif yöntemler kullanılır(Tabi bazen yetişkinlerde de kullanılı, eksik bilgilendirme olmasın).İşte bu yöntemlerden biri de oyundur. (Diğerleri arasında resim çizdirme, gözlem, projektif testler vb sayılabilir). Çünkü çocuğu anlamanın en iyi yoludur oyun. O bir oyuncağı seçtiğinde, bir oyun kurduğunda aslında size bilgiler verir. Kimi yalnız oynar, kimi arkadaşıyla, kimi yetişkinlerle, kimi her yaş grubuyla(Bu durumların yaş gruplarına ve gelişim dönemlerine göre normal-anormal olma durumları vardır, şu an konumuz bu değil tabi ama merak edenler araştırabilir, uzmanlara danışabilir). Kimi tek bir oyuncakla saatlerce oynar, kimi resimli kitaplarla oynar, kimi hep yönlendirilmeyi bekler, pasiftir vs vs. Bunların hepsini oyun esnasında çocuklarda gözlemleyebiliriz.

Günümüzde oyunun psikolojide ve psikoterapideki yerinin önemi giderek artmaktadır. Özel danışma merkezlerinde, özel hastanelerde hatta bazı devlet hastanelerinde, kreşlerde oyun odaları oluşturulmaya başlanmıştır. Kısaca oyun odalarından bahsedeyim. Pek çok özelliği olmalı tabi temizlik, ferahlık, ışık alması, ses geçirmemesi gibi. Bunlara burada çok değinmeyeceğim. Her türden oyuncak genelde olur ki gelen çocukların özellikle hangi tür oyuncaklara yöneleceği ve ne tür oyunlar kuracağı gözlemlenebilsin. Oyun odalarının en güzel yanı ise çocukların aileleriyle beraber gözlemlenebilmesidir. Hangi ebeveynle oynuyor, ne tür oyunlar kuruyor, sürekli yönlendirilmeye mi ihtiyaç duyuyor, ondan ona mı geçiyor, hep aynı temalı oyunları mı oynuyor vs. Gözlemin yanında daha önce de bahsettiğim gibi psikoterapide de oyun kullanılıyor. Oyun terapisinde amaç çocuğa güvenli bir ortam sağlayarak duygularını, isteklerini, sorunlarını, hayal dünyasını, düşüncelerini vs yansıtmasını sağlamaktır. (Oyun terapisine yönlendirilmişse bir çocuk, sizin çocuğunuz olabilir, tanıdığınız birinin çocuğu olabilir, bu terapi yönteminin eğitimini almış uzmanlarla çalışmalarını, bu konuda araştırma yapmalarını tavsiye derim).
Buraya bunları yazmamın sebebi illaki sorunları olan bir çocuğu gözlemlemek, onunla terapi yürütmek için kullanılan ‘oyun’ değil tabi ki. Genel olarak çocukların günlük hayatındaki oyunlar. Sizler de kendi çocuklarınızın, çevrenizdeki çocukların, öğrencilerinizin oyunlarını, oyuncak seçimini, hangi rolleri seçtiğini vs gözlemleyebilir, hem öğretici hem keyifli dakikalar geçirebilirsiniz. Bu arada onu gözlemleme ve tanımanın yanında onunla iletişim kurarak bilişsel, sosyal, dil, yaratıcılık, motor gelişimlerine de katkıda bulunmanız da bonusu:) ‘Oyun’un gücü adına..
     Beğenin    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Psk.Meltem YÜCEL KARADAĞ'ın Yazıları
► Çocuğun ‘iyiliği Adına’ Davranmak Psk.Fatma ÇAKIR ÇALIŞKAN
► Oyunun Sihiri Psk.Neşe ŞAHİN
► Çocuklarda Oyunun Önemi Emine ERGÜN
► Güvenli Bağlanma ve Oyunun Etkisi Psk.Işıl UĞUR GÜNAK
► Terapötik Süreçte Oyunun Önemi Psk.Eyüp TUNAHAN
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,986 uzman makalesi arasında 'Oyunun Gücü Adına' başlığıyla benzeşen toplam 17 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
◊ Çocuklar ve Çizim Eylül 2018
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


01:15
Top