MİGRENE EMDR ÇÖZÜMÜ

DBE Davranış Bilimleri Enstitüsü, travma sonrası stres bozukluklarının tedavisinde kullandığı
EMDR yönteminin migren hastalarının sorunlarını hafiflettiğini tespit etti.
Bu konuda yeni bir proje geliştiren DBE Yetişkin ve Aile Terapisi Merkezi uzmanları,
migren hastaları üzerinde EMDR yöntemini uygulayarak baş ağrısının şiddetini, süresini veya sıklığını azaltmayı başardılar.

11.01.2010, İstanbul

Travma sonrası psikolojik sorunların çözümü için kullanılan EMDR yöntemi, DBE Davranış Bilimleri Enstitüsü tarafından geliştirilen yeni bir proje ile migren, gerilim tipi baş ağrısı gibi birincil baş ağrısı çekenlerin derdine çare buluyor. Proje çerçevesinde, kronik günlük baş ağrısı olan kişilere uygulanan EMDR yöntemi sayesinde, hastalardaki ağrı şiddeti, sıklığı, süresi ve alınan ilaç miktarında ciddi düşüşler oldu. Yöntemi, yaratıcı ve yenilikçi bir tarzda kullanan DBE Davranış Bilimleri Enstitüsü, Yetişkin ve Aile Terapisi Merkezi uzmanları, yöntemin şu ana kadar çalıştıkları migren hastalarının başağrılarını anlamlı derecede azalttığını ifade ediyor.

“EMDR” Türkçesi “Göz Hareketleri ile Duyarsızlaştırma ve Yeniden İşleme” savaş stresi, taciz-tecavüz, kaza, yaralanma, hastalık, doğal afetler gibi çeşitli travmatik yaşantıların olumsuz etkilerinin ortadan kaldırılmasında ve post travmatik stres bozukluğunun (PTSD) tedavisinde etkin bir yöntem olarak kullanılmaktadır. Bunun yanı sıra, panik atak, fobiler, depresyon vs. gibi pek çok psikolojik sorun da etkin bir şekilde kullanılan EMDR, Davranış Bilimleri Enstitüsü uzmanların klinik deneyim ve gözlemleriyle edindikleri bilgiler ışığında artık baş ağrılarında da kullanılmaktadır. Klinik çalışmaları sırasında, farklı sebeler gelen ve başağrıları olan danışanlarla yaptıkları çalışmalarda, travma çalışması ile beraber danışanların baş ağrılarının da anlamlı derecede azaldığını gören uzmanlar, buna yönelik özel bir protokol geliştirerek akademik bir çalışma başlattılar. Bu araştırma çerçevesinde Özel Gaziosmanpaşa Hastanesi’nde nörolog Dr. Başak Gürpınar gözetiminde tedavi gören migren hastalarıyla çalışan uzman ekip, EMDR ile birlikte hastalrın baş ağrılarının şiddetinde, sıklığında, süresinde ve ağrı kesici kullanımlarında istatistiki olarak belirgin bir azalma gözlendiğini ve bu durumu izlenen follow-up çalışmalarıyla da desteklendiğini kaydettiler

Yeni EMDR uygulaması yurtdışında da ilgi gördü.
DBE Kurucu Başkanı Emre Konuk, uygulamanın EMDR yönteminin yenilikçi bir tarzda yorumlanması olduğunu ve elde ettikleri başarının kısa bir süre içinde yurtdışında da ilgi gördüğünü belirtti. Konuk, Türkiye’de kronik baş ağrısının, erkeklerin yüzde 10’unda, kadınların ise yüzde 22’sinde görüldüğüne, yarattığı işgücü kaybının da aynı oranlarda olduğuna dikkat çekti. İlaç tedavilerinin, baş ağrılarının azaltılması ve engellenmesinde, sadece geçici bir rahatlama sağladığını söyleyen Konuk, bazı hastaların ömür boyu ilaç kullandıklarını, hamileler ve emziren anneler gibi bazılarının ise hiç ilaç kullanamadıklarını ifade ederek, EMDR’nin her tür kronik baş ağrısı çekenler için ideal bir alternatif tedavi olduğunu belirtti. DBE Davranış Bilimleri Enstitüsü’nde, EMDR yöntemiyle baş ağrısı terapi ve tedavisi için bir ekibin çalıştığını söyleyen Konuk, süreci şöyle anlattı: “Ekibimizdeki nörolog, öncelikle baş ağrısının organik kaynaklı bir ağrı mı yoksa migren, gerilim tipi gibi birincil baş ağrısı mı olduğunu ayırt ediyor, detaylı bir nörolojik muayene yapıyor ve uygun gördüğü hastaları tedavilerini planladıktan sonra bize yönlendiriyor. Ardından ekibimizdeki psikiyatr arkadaşımız, yönlendirilen hastayı psikiyatrik açıdan değerlendiriyor. EMDR baş ağrısı tedavisine uygun görülen hastalar, bu aşamalardan sonra random olarak tayin edilen terapist ile çalışmaya başluyorlar. Yani hastanın son durağı psikologla EMDR oluyor. Bu süreçte, hastanın tıbbi tedavisine hiçbir suretle müdahale edilmiyor ve medikal süreç nörolog ve psikiyatr tarafından izleniyor."

Emre Konuk, baş ağrısı sorunu çekenlerle konuşulduğunda, baş ağrılarının travmatik ya da stres verici bir yaşam olayının ardından başladığını ve sonrasında da tetiklendiğini ifade ediyor. Araştırmaya katılan migren hastalarıyla ortalama 8-12 EMDR seansı yaptıklarını söyleyen Konuk, hastaların tedavi öncesi kullandıkları ağrı kesici sayısının ayda ortalama 140 olduğunu, bu rakamın üç ayda 20 adede, hastanelerin acil servislerine gitme sayısının ise ortalama 24’ten 3’e düştüğünü belirtti. Konuk, migren ve kronik baş ağrısı konusunda, DBE tarafından uygulanan EMDR temelli yöntemin pozitif etkisinin hastalar tarafından şaşırtıcı bulunduğunu ifade etti.

Migren ağrısı çeken herkese alternatif etkin tedavi olarak sunulabilecek EMDR yöntemi, DBE’nin artık gelenekselleşen Bilgi Paylaşım Toplantıları çerçevesinde, 21 Ocak Perşembe günü 16.00 - 17.30 saatleri arasında DBE’nin Nişantaşı'ndaki Eğitim Salonları'nda yapılacak toplantıda tanıtılacaktır. Ayrıca, migren ve gerilim tipi primer baş ağrılarında, ağrıyı azaltmaya yönelik pratik baş etme teknikleri, tanıtım niteliğinde, uygulamalı olarak gösterilecektir.

EMDR: Yeni ve etkili yöntem Kronik baş ağrısında, travmatik yaşantıların ya da stres verici yaşam olaylarının gerek başlangıçta, gerekse süreç içerisinde birer tetikleyici olarak oldukça önemli bir rol oynamakta ve ağrının sıklık, süre ve şiddeti, zaman içinde kademeli olarak artmaktadır.. Ayrıca kişilerin günlük hayatta yaşadığı stres de baş ağrısının tetiklenmesinde etkili oluyor. Sonuçta, şiddet arttıkça, baş ağrısının kendisi travmatik bir olay haline geliyor. Kronik baş ağrısı tedavileri, profilaktik ve akut olarak ikiye ayrılıyor. Profilaktik (önleyici) tedavilerde, ağrı ataklarının sıklık, süre ve şiddetini azaltmak için düzenli ilaç olarak ilaç kullanılıyor. Akut müdahalede ise, ağrının geldiği hissedildiğinde ilaç alınarak ağrının engellenmesi hedefleniyor. Her ne kadar ilaç tedavileri baş ağrısının azaltılmasına veya engellenmesine yarasa da bu sadece geçici bir rahatlama sağlıyor ve kişi ağrıları hayatı boyunca çekmeye devam ediyor. Ayrıca düzenli ilaç kullanmanın uygun olmadığı, ilaç tedavisini tolere edemeyen, ilaç tedavisine cevap vermeyen/hamile ya da hamile kalmayı planlayan/emzirme döneminde olan hastalar ile aşırı ilaç kullanımından dolayı baş ağrıları daha da artan hastalar gibi, ilaç tedavisi yürütmenin mümkün olmadığı hastalar da bulunuyor. Bu durumlarda, ağrı migren ve gerilim kaynaklı bir baş ağrısı ise, psikolojik tedaviler öneriliyor. Psikosomatik hastalıklar arasında en ön sırada olan baş ağrıları, EMDR yöntemi ile hastanın hayatını etkileyecek bir dert olmaktan çıkarılabiliyor.

KAYNAK:DBE ENSTİTÜSÜ