Her Yaşta Güzel Olmak, Bakımlı Kalmak
Akıp giden yıllar güzelliğinizi de alıp götürüyor mu? Oysa, her yaşta bakımlı olmak ve güzel kalmak mümkün. Yaşınız kaç olursa olsun parlak, canlı ve taze bir cilde sahip olabilirsiniz. Olgun görünmek ve yaşlı görünmek arasındaki belirgin farkı doyasıya yaşayın. Önemli olan her yaşın kendine has güzelliğini taşımaktır. İlerleyen yaşla beraber kazanılan deneyimler ve hayat görüşü, yüzünüze bir olgunluk getirecektir. Ancak yaşlı görünmek başka bir şeydir. Sarkmış, nemsiz, kuru, mat ve bakımsız bir cilt sizi olduğunuzdan çok daha yaşlı gösterebilir. Burada asıl dikkat edilmesi gereken nokta, yaşa ve mevsime uygun bakımı yaparak cildin nem – yağ dengesini koruyabilmektir. 30’lu yaşlarla birlikte, cilt nemle beraber yağ da kaybetmeye başlar. İşte bu nedenle, ciltteki kuruluklar daha kalıcı olur ve cilt üzerinde çizgi görünümü de artar. Bu da hızlı bir yaşlanmayı beraberinde getirir. Yaşlanma hızını yavaşlatmak için, hem dengeli beslenme hem de cilt bakımı konusunda daha hassas olunmalıdır.. Çözüm bulmakta çaresiz kalınan durumlarda ve daha ilerleyen yaşlarda bir estetik cerrahtan yardım almak gerekebilir. Ancak, bu süreyi uzatmak da yine sizin elinizde. Yılları durdurmak için, doğru beslenme, düzenli bir yaşam ve iyi bir cilt bakımı yeterlidir. Yapılabileceklerden bazıları;
• Asla sigara içmeyin. Sigara içmek, hücrelere taşınan oksijen miktarının azalmasına, böylece cildin daha mat, cansız ve bakımsız görünmesine neden olur. Ayrıca, hücre yenilenmesi ve temizlenmesi aşamalarında da sorunlar yaşanır. Bu da cildin daha hızla yaşlanmasına yol açabilir.
• Aşırı alkol alımından uzak durmaya özen gösterin. Yüksek miktarda alkol alımı gözlerin şişmesine ve gözaltı torbalarının oluşmasına neden olabilir.
• Cildinizde oluşabilecek serbest radikallere karşı anti – oksidan’lar kullanın. Antioksidanların vücut ve cilt üzerinde sayısız yararları vardır. Cilt üzerinde yaşlılık etkilerinin oluşmasının en önemli nedenleri ciltte oluşan serbest radikallerdir. Serbest radikaller, cildim maruz kaldığı birçok dış etkenlere bağlı oluşabilir. Yaş, düzensiz beslenme, stres, hava koşulları ve UV ışınlar bu nedenler arasında sayılabilir. Normal şartlarda vücut, serbest radikallere karşı kendi savunma kalkanı antioksidanlarla savaşır. Ancak, bazen vücudun serbest radikal – antioksidan dengesi bozulabilir. Bu durumda cilt üzerinde oluşan serbest radikaller yaşlılık belirtilerine yol açabilir. Bu nedenle, bakım kremlerinin antioksidan içermesi oldukça önemlidir. Antioksidanlar, serbest radikalleri tutarak ciltte oluşan yaşlılık etkilerinin azalmasına yardımcı olur. En çok bilinen antioksidanlar, A, C, E vitaminleridir. Bunların gıdalarla alınmasının yanında, kozmetik ürünlerle dışarıdan cilde uygulanması da cilt üzerinde oldukça olumlu değişikliklere yol açacaktır.
• Direk güneş ışığında kalmamaya dikkat edin. Güneşe çıkmadan önce mutlaka güneş koruyucuları kullanın. Güneşten gelen UV A ve UV B ışınlarından cilt üzerinde yaşlılık etkilerine yol açanı UV A ışınlarıdır. UV B ışınları daha çok güneş yanıklarına sebep olan türdür. Sonuç olarak, her ikisi de ciltte serbest radikallerin ve buna bağlı yaşlılık etkilerinin ortaya çıkmasına en büyük sebeptir. Nemlendirici veya bakım kremlerinin de UV koruyucu içerenlerini seçmeye özen gösterin.
• Cildinize düzenli peeling uygulayın. Cilt üzerinde biriken kirlilik, ölü hücreler günlük temizlikle tamamen temizlenemez. Bir süre sonra, cilt hava alamaz hale gelir. Cilde uygulanacak hafif, doğal bir peeling, cildin kirden ve ölü hücrelerden arınmasına ve gözeneklerin temizlenmesine yardımcı olur. Böyle derinlemesine yapılan cilt temizliği, cilt üzerinde siyah nokta ve sivilce oluşumunu da engellemeye yardımcı olabilir. Yapılacak peeling, yaşa, mevsime, yaşanan ortama ve cilt tipine göre haftada bir veya iki haftada bir olarak programlanabilir. Yağlı ciltlerde mutlaka haftada bir peeling uygulanmalıdır. Haftada birden fazla peeling uygulamak da cildi tahriş edebilir. Bu nedenle, cildinize haftada birden daha fazla peeling uygulaması yapmayın.
• Haftada 1 – 2 kez cildinize bakım maskesi uygulayın. Peeling uyguladıktan sonra mutlaka nem maskesi uygulamak gerekir. Bazen cildin ihtiyacına göre sadece peeling sonrası değil, haftada 2 kez de nem maskesi uygulanabilir. Özellikle, ani hava değişikliklerinde böyle bir ihtiyaç doğabilir.
• Günlük nemlendiricilerinizi aksatmadan kullanın. Nemlendirici seçerken, nemlendiricilerin U.V. koruyuculu olanlarından almaya dikkat edin.
• Haftada 1 – 2 kez cilt masajı yapın. Cilt üzerinde doğru bölgelere uygulanan kısa süreli hafif masajlar, o bölgelerdeki yüz kaslarının harekete geçmesine ve cildin toparlanmasına yardımcı olur. Özellikle nemlendirici krem uygulandıktan sonra masajla cilde yedirilmesi daha etkili sonuçlar alınmasını sağlayabilir.
• Taze meyve ve sebze tüketin. Özellikle C, A ve E vitamini içeren meyvelerle, yeşil yapraklı sebzeleri bolca yiyin.
• Bol su tüketin. İnsan vücudunun %60’ının su olduğunu göz önünde bulundurursak, su içmenin cilt üzerinde, en az diğer etkenler kadar ciddi sonuçları olduğunu anlayabiliriz. Su içmek, toksinlerin vücut tarafında hızla atılmasına yardım eder. Böylece hücre yenilenmesini destekler.
• Temiz havada sakin yürüyüşler yapın. Ciltte çizgi görünümünün oluşmasının nedenlerinden biri de stres, yoğun çalışma ve yorgunluktur. Temiz havada kendinize ayırdığınız bir saat, hem zihin olarak hem de beden olarak rahatlamanıza yardımcı olacaktır. Bu yürüyüşler, sırasında vücuttan toksinler atılacak ve hücrelere taşınan oksijen miktarı da artacaktır.
• Spor yapmaya çalışın. Haftada 2 – 3 kez düzenli spor yapmak hem vücut hem de cilt için çok faydalı olacaktır. Spor yapmak, vücuttan toksinlerin atılmasını sağlar. Daha fazla oksijenin hücrelere taşınmasına yardımcı olur. Ayrıca, stresin yarattığı gerginlikten de kurutulmanızı sağlar. Böylece hem daha sağlıklı, dinç ve fit bir vücuda sahip olursunuz, hem stresten arınırsınız hem de daha sağlıklı bir cilde kavuşursunuz.
• Düzenli uyumaya çalışın. Uzmanlar, hücre yenilenmesinin en çok uyurken gerçekleştiğini söylüyorlar. Ayrıca, gece, mümkünse karanlık bir odada uyumanın melatonin salgılanmasını ve hücre yenilenmesini hızlandırdığını söylüyorlar. Bunun da en hızlı olduğu saatlerin, saat 23.00 ile 03.00 saatleri arasında olduğunu belirtiyorlar. Sonuç olarak, düzenli uyumak, sadece güne daha dinç başlamanıza yaramıyor. Daha uzun yıllar pürüzsüz, parlak, canlı ve bakımlı bir cilde sahip olmanıza da destek oluyor.
• Günlük cilt bakımınızı yapmaya özen gösterin. Günlük nemlendiriciler veya bakım kremleri kullanmak, cildinizi olumsuz dış etkenlere karşı korur. Mümkünse yaşınıza uygun bir ürünü düzenli olarak kullanın. Kremleri temiz cilde sürmeye dikkat edin. İyi temizlenmemiş bir cilde krem sürmek, ciltteki gözeneklerin tıkanmasına neden olabilir. Böyle bir durumla karşılaşmamak için, pH’ı düşük bir sabun, yüz temizleme jeli veya makyaj temizleyici ile cilt temizliği yapılmalıdır. Sonrasında mümkünse alkolsüz bir tonik pamuk yardımıyla cilde sürülür. Son olarak da nemlendirici krem veya bakım kremini cildinize uygulayabilirsiniz.
Cilt bakımı her yaşta önemlidir. Cildimizi korumak biraz zaman ve emek ister. Tüm dış etkenlere karşı en önemli kalkanımız cildimiz ve bu bakımı da hak ediyor.
Cildimize ayıracağımız zaman hem cildimize hem de ruhumuza iyi gelecektir. Daha bakımlı bir cilt, kendimizi daha mutlu hissetmemize yardımcı olacaktır.
Yaşınızın ve yaşamanın tadına varın.Yaşam, siz varsanız var.
• Asla sigara içmeyin. Sigara içmek, hücrelere taşınan oksijen miktarının azalmasına, böylece cildin daha mat, cansız ve bakımsız görünmesine neden olur. Ayrıca, hücre yenilenmesi ve temizlenmesi aşamalarında da sorunlar yaşanır. Bu da cildin daha hızla yaşlanmasına yol açabilir.
• Aşırı alkol alımından uzak durmaya özen gösterin. Yüksek miktarda alkol alımı gözlerin şişmesine ve gözaltı torbalarının oluşmasına neden olabilir.
• Cildinizde oluşabilecek serbest radikallere karşı anti – oksidan’lar kullanın. Antioksidanların vücut ve cilt üzerinde sayısız yararları vardır. Cilt üzerinde yaşlılık etkilerinin oluşmasının en önemli nedenleri ciltte oluşan serbest radikallerdir. Serbest radikaller, cildim maruz kaldığı birçok dış etkenlere bağlı oluşabilir. Yaş, düzensiz beslenme, stres, hava koşulları ve UV ışınlar bu nedenler arasında sayılabilir. Normal şartlarda vücut, serbest radikallere karşı kendi savunma kalkanı antioksidanlarla savaşır. Ancak, bazen vücudun serbest radikal – antioksidan dengesi bozulabilir. Bu durumda cilt üzerinde oluşan serbest radikaller yaşlılık belirtilerine yol açabilir. Bu nedenle, bakım kremlerinin antioksidan içermesi oldukça önemlidir. Antioksidanlar, serbest radikalleri tutarak ciltte oluşan yaşlılık etkilerinin azalmasına yardımcı olur. En çok bilinen antioksidanlar, A, C, E vitaminleridir. Bunların gıdalarla alınmasının yanında, kozmetik ürünlerle dışarıdan cilde uygulanması da cilt üzerinde oldukça olumlu değişikliklere yol açacaktır.
• Direk güneş ışığında kalmamaya dikkat edin. Güneşe çıkmadan önce mutlaka güneş koruyucuları kullanın. Güneşten gelen UV A ve UV B ışınlarından cilt üzerinde yaşlılık etkilerine yol açanı UV A ışınlarıdır. UV B ışınları daha çok güneş yanıklarına sebep olan türdür. Sonuç olarak, her ikisi de ciltte serbest radikallerin ve buna bağlı yaşlılık etkilerinin ortaya çıkmasına en büyük sebeptir. Nemlendirici veya bakım kremlerinin de UV koruyucu içerenlerini seçmeye özen gösterin.
• Cildinize düzenli peeling uygulayın. Cilt üzerinde biriken kirlilik, ölü hücreler günlük temizlikle tamamen temizlenemez. Bir süre sonra, cilt hava alamaz hale gelir. Cilde uygulanacak hafif, doğal bir peeling, cildin kirden ve ölü hücrelerden arınmasına ve gözeneklerin temizlenmesine yardımcı olur. Böyle derinlemesine yapılan cilt temizliği, cilt üzerinde siyah nokta ve sivilce oluşumunu da engellemeye yardımcı olabilir. Yapılacak peeling, yaşa, mevsime, yaşanan ortama ve cilt tipine göre haftada bir veya iki haftada bir olarak programlanabilir. Yağlı ciltlerde mutlaka haftada bir peeling uygulanmalıdır. Haftada birden fazla peeling uygulamak da cildi tahriş edebilir. Bu nedenle, cildinize haftada birden daha fazla peeling uygulaması yapmayın.
• Haftada 1 – 2 kez cildinize bakım maskesi uygulayın. Peeling uyguladıktan sonra mutlaka nem maskesi uygulamak gerekir. Bazen cildin ihtiyacına göre sadece peeling sonrası değil, haftada 2 kez de nem maskesi uygulanabilir. Özellikle, ani hava değişikliklerinde böyle bir ihtiyaç doğabilir.
• Günlük nemlendiricilerinizi aksatmadan kullanın. Nemlendirici seçerken, nemlendiricilerin U.V. koruyuculu olanlarından almaya dikkat edin.
• Haftada 1 – 2 kez cilt masajı yapın. Cilt üzerinde doğru bölgelere uygulanan kısa süreli hafif masajlar, o bölgelerdeki yüz kaslarının harekete geçmesine ve cildin toparlanmasına yardımcı olur. Özellikle nemlendirici krem uygulandıktan sonra masajla cilde yedirilmesi daha etkili sonuçlar alınmasını sağlayabilir.
• Taze meyve ve sebze tüketin. Özellikle C, A ve E vitamini içeren meyvelerle, yeşil yapraklı sebzeleri bolca yiyin.
• Bol su tüketin. İnsan vücudunun %60’ının su olduğunu göz önünde bulundurursak, su içmenin cilt üzerinde, en az diğer etkenler kadar ciddi sonuçları olduğunu anlayabiliriz. Su içmek, toksinlerin vücut tarafında hızla atılmasına yardım eder. Böylece hücre yenilenmesini destekler.
• Temiz havada sakin yürüyüşler yapın. Ciltte çizgi görünümünün oluşmasının nedenlerinden biri de stres, yoğun çalışma ve yorgunluktur. Temiz havada kendinize ayırdığınız bir saat, hem zihin olarak hem de beden olarak rahatlamanıza yardımcı olacaktır. Bu yürüyüşler, sırasında vücuttan toksinler atılacak ve hücrelere taşınan oksijen miktarı da artacaktır.
• Spor yapmaya çalışın. Haftada 2 – 3 kez düzenli spor yapmak hem vücut hem de cilt için çok faydalı olacaktır. Spor yapmak, vücuttan toksinlerin atılmasını sağlar. Daha fazla oksijenin hücrelere taşınmasına yardımcı olur. Ayrıca, stresin yarattığı gerginlikten de kurutulmanızı sağlar. Böylece hem daha sağlıklı, dinç ve fit bir vücuda sahip olursunuz, hem stresten arınırsınız hem de daha sağlıklı bir cilde kavuşursunuz.
• Düzenli uyumaya çalışın. Uzmanlar, hücre yenilenmesinin en çok uyurken gerçekleştiğini söylüyorlar. Ayrıca, gece, mümkünse karanlık bir odada uyumanın melatonin salgılanmasını ve hücre yenilenmesini hızlandırdığını söylüyorlar. Bunun da en hızlı olduğu saatlerin, saat 23.00 ile 03.00 saatleri arasında olduğunu belirtiyorlar. Sonuç olarak, düzenli uyumak, sadece güne daha dinç başlamanıza yaramıyor. Daha uzun yıllar pürüzsüz, parlak, canlı ve bakımlı bir cilde sahip olmanıza da destek oluyor.
• Günlük cilt bakımınızı yapmaya özen gösterin. Günlük nemlendiriciler veya bakım kremleri kullanmak, cildinizi olumsuz dış etkenlere karşı korur. Mümkünse yaşınıza uygun bir ürünü düzenli olarak kullanın. Kremleri temiz cilde sürmeye dikkat edin. İyi temizlenmemiş bir cilde krem sürmek, ciltteki gözeneklerin tıkanmasına neden olabilir. Böyle bir durumla karşılaşmamak için, pH’ı düşük bir sabun, yüz temizleme jeli veya makyaj temizleyici ile cilt temizliği yapılmalıdır. Sonrasında mümkünse alkolsüz bir tonik pamuk yardımıyla cilde sürülür. Son olarak da nemlendirici krem veya bakım kremini cildinize uygulayabilirsiniz.
Cilt bakımı her yaşta önemlidir. Cildimizi korumak biraz zaman ve emek ister. Tüm dış etkenlere karşı en önemli kalkanımız cildimiz ve bu bakımı da hak ediyor.
Cildimize ayıracağımız zaman hem cildimize hem de ruhumuza iyi gelecektir. Daha bakımlı bir cilt, kendimizi daha mutlu hissetmemize yardımcı olacaktır.
Yaşınızın ve yaşamanın tadına varın.Yaşam, siz varsanız var.
|
Yazan
|
Bu makaleden alıntı yapmak
için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir: "Her Yaşta Güzel Olmak, Bakımlı Kalmak" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Ebru KALAY SULAR'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır. Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Ebru KALAY SULAR'ın izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz. |
1 Beğeni 
Yazan Uzman
|
| Makale Kütüphanemizden | ||||
|
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak
hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir
yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.
