2007'den Bugüne 92,262 Tavsiye, 28,210 Uzman ve 19,973 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Uzmanlık ve Hastalık Algısı Yanılgımız (Algılarımızı Kim Nasıl Belirliyor)
MAKALE #7697 © Yazan Psk.İzzet GÜLLÜ | Yayın Ekim 2011 | 5,040 Okuyucu
UZMANLIK VE HASTALIK ALGISI YANILGIMIZ (ALGILARIMIZI KİM NASIL BELİRLİYOR)

Ne kadar yalan yanlış kategorize ediyoruz her şeyi. İyi kötü, doğru yanlış, fazla yahut eksik yönleri bulunan tüm gerçekleri iki farklı pakete sarıyor, birini bir yana öbürünü de diğer yana koyuyor, sonra da çıkıveriyoruz işin içinden kolayca!

Mesela eğitimliliği diploma ve unvanla, cehaleti de eğitimsizlikle, olmadı yapılan işin niteliğiyle özdeş algılıyor, birbiriyle iç içe kullanılıyoruz.

İNSANI KATEGORİZE ETMENİN ZARARI

Oysa ne cehalet tek vücut bir şeydir ne eğitimlilik olgusu ayrılmaz bir bütündür kendi içinde. Her eğitimlide en az birkaç cahil yan olabildiği gibi en cahilimizde de dehaya yakın derecede eğitimli yönler mevcuttur.

Hal böyle olduğu halde, sırf devrin seçkin sınıfları, güç odakları, baronlar vs. zamanında öyle empoze etmişler diye hayatın tek bir alanının ufacık bir bölümünde uzman olanı sanki her sahada uzmanmış gibi algılıyor, böyle bir çağrışımla yüklü olan “eğitimli” sıfatını takıyoruz. Belki bir konuda eğitimli ancak sekiz - dokuz konuda zifiri cahil olabildiği halde üstelik!

Aynı şekilde tu-kaka görülmüş belli alanların (işçiliğin, çiftçiliğin, alandaki uygulama mesleklerinin vb.) belki de tamamında uzman sayılan kişilere ise (adeta her sahada eğitimsizmişçesine bir çağrışım yapan) “eğitimsiz” etiketini yapıştırıyoruz. Öyle ki akademik sahada cahil ama sekiz - diğer dokuz açıdan alim olsa bile! Bunu açıkça diyemesek bile böyle muamele çekmeye çalışıyoruz genellikle. Bu büyük bir çifte standart değil mi?

HERKES EN AZ BİR ALANDA UZMANDIR OYSA

Sadece tek bir bilim dalının bile tamamında değil, sınırlı bir bölümünde, sözgelimi Tarihin tamamında değil de sadece “Ortaçağ Tarihi” gibi spesifik bir konuda uzman olan bir profesörü farkında olmadan hayatın her alanının en bilge kişisi gibi görüp öyle kabul edebiliyoruz çoğunlukla.

Bu kişinin iletişimsel bazlı bazı hatalarına şaşırır, en bariz mantık hatalarına bir türlü anlam veremeyiz genellikle! Çünkü onu bilinçaltı olarak her konunun mutlak alimi kabul etmişizdir! Oysa bu kişi uzun eğitim süreci içinde iletişim, mantık, psikoloji, felsefe vb. tüm ilim dallarını okumuş, tüm ilgi ve yetenek sahasının hepsini tek tek başarmış bir deha değildir. O sebeple hayrete düşülmesi gereken bu kişinin sadece ortaçağ tarihi konusundaki eksikleri ve hataları olmalıdır sadece. Diğer konularda herhangi bir kişiden fazlaca bir farkının olamayabileceği gerçeği hatırlanmalıdır!

MUTLAK ALİMLİK DE MUTLAK CAHİLLİK DE YOKTUR

Düşünün, uzun eğitim süresine ve adının önündeki unvanın gösterişine bakarak bu kişiyi koca bir yaşamın tek bir alanında bile değil; o alanın küçücük bir bölümünde "ilim insanı" olmasını önemseriz ama (eğitimi diploma ve belli unvanlarla özdeş gördüğümüz için) koskoca tarım sektörünün ekip - biçme alanında yıllardır uygulama ve ihtisas yapmış bir çiftçiyi her açıdan bir bütün olarak görüp zihnimizdeki "eğitimsizler algı paketine" koyuveririz. Bu kişilerin belli bir konuda akademik ilimleri yok diye diğer alanlardaki birikimlerini yok sayar, hemen cahil kategorisine sokuveririz!

Bir tarih branşının sadece ortaçağ tarihi bölümünde zirve yapmak ile çiftçilik uğraşı sahasının ekip - biçme branşında üstatlık mertebesine çıkmak neden çok farklı görülür!

Neden ikisinin çok farklı şeyler olması değildir; sürekli telkinlerle birini diğerinden üstün olarak tanıtan yalan yanlış empozeler ve bir biçimde içine sokulduğumuz özenti duygularımızdır! İnsan beyni uzun süre neyin etkisinde kalırsa onun lehine düşünür!

Bu yanlış kabul yüzünden sözgelimi bir köylü vatandaşımızın terör konusundaki zekice analizine, bir profesörün ise aynı konudaki aleni çelişkisine, son derece sıradan çözümlemesine şaşırırız. Burada şaşılması gereken bunlar değil; bu konularda sahip olduğumuz ve son derece basit olan bakış açılarımız olmalıdır oysa!

HİÇ BİR KONUDA ÖZGÜR DEĞİLİZ ASLINDA. ÖYLE Kİ DÜŞÜNÜRKEN BİLE. ÇÜNKÜ NASIL DÜŞÜNECEĞİMİZİ BİLE SEÇKİN SINIFLAR - OTORİTELER BELİRLİYOR

Aslında sadece bu konudakileri değil, her konu hakkındaki düşüncelerimizi ve algılarımızı mevcut güçler ve elit otoriteler belirliyor. Hatta sağlık ve hastalık hakkındakileri bile. Ünlü bir tıp profesörü hastalıklar hakkında özetle şunları söylüyor:

“Tüm hastalıklar esasında doğadaki, sosyal ve tabii çevredeki bozulmanın ürünüdür. Hava, gıda, yaşam yerleri, ülkenin olanakları ve buna bağlı yaşam koşulları gibi faktörler sanayileşme ve getirdiği ağır kapitalist koşullarla bozulmaya uğramıştır. Çevre bozulmuştur, iş koşulları zorlaşmıştır, hava kirlenmiş, doğal ürünler azalmış, tüm bunlara bağlı olarak da stres yaygınlaşmıştır. Mesela stres bize, “Sorun dışınızda, düşmanın şunlar” demekte, bu otoriteler ise, “Hayır inanma sen, sorun sende, içinde, doku ve organlarında, ya da genlerinde, çünkü sen bir hastasın” dedirtmeye çalışmaktadır.

1900’lerin zor ayakta durmaya çalışan rejimleri kitleleri şaşırtmış, kendi hatalarının bir sonucu olan ve varlık alanlarını tehdit edebilecek olası tepkiler için, “organın hasta, bu sorun genetik, hastalığın nedeni bünyen” diyerek kişilerin tüm ilgisini – dikkatini kendi iç dünyalarına çekmişlerdir. Bunda da başarılı olmuşlardır” demektedir.

Gerçekten de bu odaklar 8 saat yerine 12 saat çalıştırılan ancak buna rağmen hak ettikleri ücreti bir türlü alamayan yığınları; bunca zorluklara verdikleri ve adına hastalık denilen stres vb. tepkileri için, “Hastasın ve tedavi olmalısın” diyerek ikna etmeyi bir şekilde başarmışlardır.

Yine bu kesimler; birkaç kişi elinde toplanmış sanayi imparatorluklarının doğa düşmanı atıkları nedeniyle havası kirletilen, vitamin değeri düşürülmüş gıdalar tüketmek zorunda bırakılan diğerlerine ise, “Genetik bir sorun, organda bozulma, dokuda tahribat, hücre çoğalması” gibi tamamen kendilerinden kaynaklı sebeplerden dolayı hasta olduklarına dair mesajlar vermişler, böylece asıl müsebbip olan kendilerini kitlelerin hedefi olmaktan kurtarmayı başarmışlardır.

Psikolog
İzzet Güllü


Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Uzmanlık ve Hastalık Algısı Yanılgımız (Algılarımızı Kim Nasıl Belirliyor)" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Psk.İzzet GÜLLÜ'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Psk.İzzet GÜLLÜ'nün izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     3 Beğeni    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
İzzet GÜLLÜ Fotoğraf
Psk.İzzet GÜLLÜ
Sakarya (Online hizmet de veriyor)
Psikolog
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi18 kez tavsiye edildiİş Adresi KayıtlıTavsiyeEdiyorum.com'u sıkça ziyaret ediyor.
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Psk.İzzet GÜLLÜ'nün Yazıları
► Toplumdaki Kadın Algısı Psk.Sümeyye ARSLAN
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,973 uzman makalesi arasında 'Uzmanlık ve Hastalık Algısı Yanılgımız (Algılarımızı Kim Nasıl Belirliyor)' başlığıyla benzeşen toplam 36 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
◊ Bir Veda Yazısı Haziran 2018
◊ Bu Yazıyı İyi Anla ÇOK OKUNUYOR Haziran 2018
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


15:39
Top