2007'den Bugüne 92,300 Tavsiye, 28,217 Uzman ve 19,976 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Psikiyatriye Gitmeden Önce Okunacak Yazı
MAKALE #6374 © Yazan Psk.İzzet GÜLLÜ | Yayın Ocak 2011 | 76,963 Okuyucu ÇOK OKUNUYOR
Psikiyatriye Gitmeden Önce Okunacak Yazı

Başlığın çağrıştırdığı asıl mevzuya geçmeden evvel önemli bir konuya "güncelliği dolayısı ile" değinmek istiyorum:

Birilerine göre psikologlar hekimle birlikte çalışmalıymış. Bunun için ileri sürülen evlere şenlik mantık şu:

"...Güya bir vaka psikoloğa herhangi bir sorunu için başvurduğunda beyninde tümör olabilir, psikolog ise bunu "tıp kökenli olmadığı için" bilemeyebilir, böylece -maazallah- kişi hayatını kaybederek fayda yerine daha çok zarar zarar görebilirmiş."

Ne kadar titiz, ütopik istisnaları bile önemseyecek kadar duyarlı bir yaklaşım değil mi! Bu yaman mantığın sahipleri acaba emniyette, orduda, cezaevlerinde yıllardan beridir hekimden bağımsız çalışan psikologların ellerinde bu sakınca yüzünden zarar görmüş tek bir kişi örneği verebilirler mi?

Evet, lafın gelişi tek bir örnek değil; sahiden tek bir (1) örnek?

Madem bu denli insan yaşamı düşünülüyor. O halde bu çok, çok duyarlı kişilere diyorum ki:

Söz konusu sağlık olduğu için istisnaları bile önemsiyorsunuz, gelin artık rutine binen şu, “Hastalık olan olmayan her soruna ilaç yazılması” vahametini de önemseyin?

Psikiyatride doğru tedavi "ilaç + terapi" olduğu halde yıllardır insanların tedavisinin sadece ilaca indirgenerek eksik bırakılması, bunun yol açtığı iyileşme sürelerinde gecikme ve tedavilerdeki başarı şansının düşmesi, dolayısı ile ilaç tüketiminde gereksiz artış gibi çok, çok daha vahim sonuçlarını da önemseyin hadi?

Samimi iseniz bunu da yapın!

(Not: Ciddi bilimsel literatürlerin tamamında doğru ruhsal sağaltımın “ilaç + terapi” olduğu yazılıdır. Bu temel gerçeğe rağmen tedavileri yıllardır sadece ilaca indirgenen, söz konusu nitelikli tedavi eksikliği yüzünden bir türlü iyileşemeyen, böylece gereğinden fazla ilaç kullanmak zorunda bırakılan, bunun maddi manevi birçok yan etkisine muhatap edilen hastaların dava açma hakları olabileceğini, bu haklarını hukuki olarak araştırmalarını tavsiye ediyorum.)

Yoksa birilerinin hemen her gün yaptığı somut / rutin yanlışlar bir başka meslek grubunun yapabileceği bir – iki hayali / ütopik istisnalar kadar tehlikeli değil midir?

"...Ya beyinde tümör varsa!”

Peki herhangi bir şikayet için psikiyatriste gidildiğinde bu hastaların kaçta kaçı başka uzmana gönderiliyor? Ancak bir fizyolojik rahatsızlık varsa şayet bu olasılık söz konusu olabiliyor. Burada da görüldüğü üzere fizyolojik bir rahatsızlık bulgusu varsa bunu hemen oracıkta psikiyatrist kendisi tedavi etmeye kalkışmıyor, ilgili hastayı o sorunun spesifik uzmanına sevk ediyor! Doğru olan da zaten budur. Çünkü psikiyatri uzmanı psikiyatri dışındaki sorunların değil, sadece kendi alanının uzmanıdır. Peki alanına girmeyen bulgular için uzman hekim hastasını başka uzmana yönlendiriyorsa, zaten olan ve olması gereken de bu ise bunu bir psikolog da pekala yapamaz mı? Yani, “Ayrıca başım da ağrıyor” diyen bir hastayı, “İstersen bir de nöroloji uzmanına görün, sonra bana gel” diyemez mi? Bunu demek için illaki psikiyatrist olmak mı lazımdır?

"Belki demez…"

Doğru, belki demeyenler çıkabilir… Demeyen çıkarsa, bu davranış da bir suç ise o zaman ilgili şahsa cezası verilir. Tıpkı aynı durumda bir hekim demediğinde, hastasını ilgili uzmana yönlendirmediğinde hangi suçu işliyorsa aynı onun gibi.

PSİKİYATRİ HASTALARINA ÇOK HAYATİ ÖNERİLER

1. Evvela sorunlarınızın adını internet ortamında dolaşan yazı ve makalelere bakarak koymaya çalışmayın. Bunun sanıldığından daha vahim sonuçlarının olduğunu bizzat gördüğüm vakalardan biliyorum.

2. Unutmayın: Psikiyatride şikayetçi olunan her sorun bir hastalık demek değildir. Son dönemde yaşadığınız her belirtiyi bir hastalık olarak görmeye, diğer bir tabirle "hasta" olmaya, kendinizi illaki bir hastalık kategorisine sokmaya bu denli hevesli olmayın. Ben "hastayım" der, ortalıkta "şu belirtim var, bu şikayetim de..." diye eteğiniz tutuşmuş gibi dolaşırsanız şayet size bir teşhis koyacak mutlaka bulunur. Bu, bir…

İkincisi, "Eğer hastalık varsa tedavi vardır." Bu gerçeğin ortaya koyduğu en önemli hakikat şudur: Hasta iseniz ancak o zaman ilaç kullanmanız gerekir. Çünkü ilaç bir tedavi ajanıdır. Psikiyatri ilaçları her sıkıntılı anınızda (tıpkı kafa dağıtmak için içilen içki ya da esrar mantığıyla) kullanılmamalıdır.

İlaç kuşkusuz ki bir zehir değildir; ancak ilaçların birer şeker tableti olmadığı da unutulmamalıdır. O yüzden bir sorun yaşadığınızda, “Nasıl olsa güvencem var, SSK ödüyor” diyerek bedeninizi gereksiz yere "ilaç çöplüğüne" çevirmeyin.

(Bu konuyla ilgili bir hastamın veciz bir anekdotunu aktarmak istiyorum. Çocuk aynı zamanda danışanım olan babasına, “Baba annemin neyi var, her gün hastanede” diye sormuş. Babası oğluna şöyle cevap vermiş: ”Oğlum annenin bir şeyi yok, SSK’sı var!”

3. Bir psikiyatri uzmanınca sorunlarınıza herhangi bir “hastalık” teşhisi konulduğunda hekiminize, “Bu işlemi ne kadar sürede yaptığını, bu alanda hastalık teşhisinin üç - beş dakikada nasıl konabildiğini” sorun, bunun cevabını mutlaka isteyin.

4. Bu alandaki sorunlar doku, organ hastalıklarına benzemez. Duygu, düşünce, davranış boyutu ile sosyal kökeni, çevresel ve ailevi, kişisel yönleri de olan, adı üstünde "psikolojik" sorunlardır bunlar… O halde gittiğiniz uzmanın size birebir psikolojik destek yahut terapi almanızı önerip önermediğini mutlaka sorgulayın.

(Çağdaş Batıda tamamen bedensel görünümlü -kanser vb- hastalıklara dahi psikolojik destek verilirken bizde psikiyatrik sorunlarda bile bundan imtina edilmesi, bu alandaki sorunların tamamına organikmiş gibi yaklaşılması ne kadar acı ve düşündürücü, değil mi! Hele hele bir de bunun "toplum yararı adına" denilerek yapılması! Allah'tan bu toplum artık o eski toplum değil!)

Uzmanınızca, “Herkes terapi yapamaz, Terapi yapacak kimse yok ki…” denirse şayet (ki muhtemelen böyle denilecektir. Bu tutumun gerçek nedenini biz psikologlar gayet iyi biliyoruz), “…Yarım yamalak bile olsa eksik bir terapi hiç verilmeyen terapiden daha iyidir. Sorunlarımı çözemese bile en azından beni destekler. Bu ise sadece ilaç almaktan daha iyidir, yan etkisi bari olmaz” deyin, mutlaka bu "bütünleyici - destekleyici- çözümleyici" hizmeti hekiminizden talep edin. Aksi takdirde salt ilaçla tedavi iyileşme yolunda büyük oranda eksik kalacaktır.


ÖNEMLİ: Psikiyatri ilaçları tek başına "yüzde yüz etkili olsalar bile" tedavinin zaten yarısıdır. Kaldı ki bu ilaçların etkinliği son yıllarda ciddi oranda tartışılmaktadır. Bu durumda terapisiz yardım ile tedaviniz önce % 50'lere, bir de ilaçların tartışmalı (düşük) etkinliği sonucu sağaltımınız neticede % 25'ler civarına düşürülmektedir. Aslında siz temelde % 25'lik bir yardımla ancak % 100 alındığında ortaya çıkacak olan bir sonucu, yani iyileşmeyi bekliyorsunuz demektir.

O yüzden ilaçlar psikiyatride (alanın doğası gereği) tedavi kuşunun bir; terapi de diğer kanadıdır. Tek kanatlı tedavi kuşu sizi iyileşme diyarına (en azından her zaman için) kolay kolay uçurmaz. Belki bir süre uçuyormuşsunuz hissini vererek sizi biraz yükseğe çıkartabilir, evet…. Ancak oradan düşürmek daha da örseleyici olabilir.

(“…O kadar ilaç kullandım, ama bir türlü iyileşemedim… Demek ki artık hiç iyileşemeyeceğim…” zehirli inancını pekiştirir. Eksik bırakılan tedavilerin bir diğer vahim sonucu da kişileri, "iyileşmenin önündeki en büyük engel" olan bu negatif algıya ve duyguya sokmasıdır…)

5. Hadi üç – beş ayı bırakalım. 1, 2, 3 yıldan buyana ilaç kullandığınızda çok daha fazla dikkat edin. “Bu nedir böyle… Bu kadar sürede yeni doğan bebekler kreş çağına geldi. Delice aşkla evlenen kaç çift ise evliliklerini çoktan tüketip de boşandı. Bu sürede hantal mahkeme sürecindeki pek çok dava bile karara bağlandı. Özü ve esası kimyevi bir madde ise bu ilaç, etkisi kimyevi ise madem, neden etki etmiyor. Daha neyi bekliyor… Karaciğerimi ya da böbreklerimi iflas ettirmeyi mi” diye sorgulamanızın vakti gelmiş de çoktan geçiyordur. Bunun nedeni muhtemelen tedavinizin ilaca indirgenerek yarım / eksik bırakılmış olmasıdır.

(Düşünün: Bu garabet Batıda olsa belki de -abartmıyorum- ne makamları yerinden edebilir ama ülkemizde yıllardır yazıyorum, bu yöndeki açıklamalarım ulusal basında kaç kez yer de aldı. “Soyut olan sorunlara somut yaklaşılıyor. Adı psikolojik olan tedaviler sadece kimyevi yürütülüyor; böylece sağaltım eksik / yarım bırakılıyor, yazık oluyor bu millete, yazık...” diyorum; kimseye duyuramıyorum. Bu içler acısı gidişat gayet olağan bir durummuş gibi karşılanıyor.

Psikoloğun oturup da 45 –50 dakika konuşmasına toplumun yüksek psikolojik menfaati adına (!) canla başla karşı çıkanlar, sözkonusu psikologlar olunca mesleki - etik değerler için (!) adeta deliye dönenler bu garabetlere nedense yıllardır hiç çıt çıkarmıyorlar.)

Olsun!

Güzel ülkemde bu vahim yanlış düzelene dek mücadeleme devam edeceğim. İnanıyorum ki bir gün bu ülkede bu sorunlar düzelecek ve bunda benim tek başıma hatırı sayılır bir emeğim olacak (bu konuda mütevazi değilim, kusura bakılmasın).

O zaman belki de bunu vakti zamanında kılını dahi kıpırdatmayan anlı - şanlı dernekler, meslek örgütleri vs. sahiplenecek.

Bu yazım ile belki de tarihe, yeri geldiğinde anılan gerçeği hatırlatacak bir not da düşmüş oluyorum.

Psk. İzzet Güllü

Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Psikiyatriye Gitmeden Önce Okunacak Yazı" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Psk.İzzet GÜLLÜ'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Psk.İzzet GÜLLÜ'nün izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     48 Beğeni    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
İzzet GÜLLÜ Fotoğraf
Psk.İzzet GÜLLÜ
Sakarya (Online hizmet de veriyor)
Psikolog
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi18 kez tavsiye edildiİş Adresi KayıtlıTavsiyeEdiyorum.com'u sıkça ziyaret ediyor.
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Psk.İzzet GÜLLÜ'nün Yazıları
► Psikolojik Bir Yazı! Psk.Dnş.Kerim CANDAN
► Yazı Yazma Bozukluğu (Dysgraphıa - Disgrafi) ÇOK OKUNUYOR Psk.Sonnur KÜKÜRT
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,976 uzman makalesi arasında 'Psikiyatriye Gitmeden Önce Okunacak Yazı' başlığıyla benzeşen toplam 23 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
◊ Bir Veda Yazısı Haziran 2018
◊ Bu Yazıyı İyi Anla ÇOK OKUNUYOR Haziran 2018
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


21:30
Top