2007'den Bugüne 92,260 Tavsiye, 28,210 Uzman ve 19,973 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Sınav Psikolojisi ve Anne Baba Davranışları
MAKALE #4326 © Yazan Uzm.Psk.Bahattin GÖKTAN | Yayın Ocak 2010 | 9,859 Okuyucu
Ülkemiz şartlarında iyi bir eğitim alınabilmesi için birçok kez sınav süreci yaşıyoruz. Yaşıyoruz diyorum çünkü sınava hazırlanan bir öğrencinin anne ve babası ve diğer aile üyeleri de benzer bir durumu yoğun hissediyor ve anne babaya bu süreçte önemli görevler düşüyor. Oldukça zorlu olan bu dönemde, sınav sürecini yaşayan çocuğa anne baba desteğinin etkin olabilmesi için aşağıda belirtilen konularda davranış ve tutumlar sergilenmesi gerekmektedir.

Çocuklarınıza Sevgi Ve Saygıyı Öğretin


Davranışsal ve duygusal gelişimi sağlıklı olan çocuklarda başta anne baba arası ilişkiler olmak üzere tüm aile ilişkilerinde değerlerin temel alındığı bir yaklaşım biçimi çok önemlidir. Bu değerlerin başında da sevgi içerikli davranışlar ve saygı içerikli tutumlar gelir. Bu değerleri yaşamında hisseden çocuk kendi sorumluluğunu almada istekli ve başarılı olabilmekte kendi ihtiyaçlarını ve hedeflerini yönetebilmektedir. Özelikle de anne babasının kendinden beklentilerini yerine getirebilmekte, onlar ile yoğun inatlaşmalar ve çatışmalar yaşamamaktadır. Saygı ve sevgi değerleriyle büyüyen bir çocuk aile içinde farklı düşündüğü konuları özgüvenle ve ifade becerisi ile dile getirebilmekte, yeri geldiğinde anne ve babasını ikna edebilmektedir. Bunun yanı sıra özellikle dersler, arkadaş seçimi gibi önerilerde anne babasının görüşlerini dikkate almakta ve onları önemsemektedir. Bu noktadan bakınca saygı ve sevgi ilişkisi iklimini, ailenin tüm üyelerinin benimsemesi çok önemlidir ve bunu sağlama da anne babanın davranışlarının büyük payı vardır.

Çocuğunuzun Çalışma ve Özel Mekanı


Çocuğun başarısının en önemli şartlarından biri onun kendini özgürce hissedebileceği bir mekanının olmasıdır. Bu nedenle çocuğunuzun evde rahatça çalışabilmesi için bir yer hazırlayın. Durumunuz elverirse, masa ve iskemle alın. Ayrıca çalışma odası düzenleyin. Çantasını, odasındaki kitaplığını, yatağını kendisi düzeltsin, sorumluluğunu almayı öğrensin. Eğer ayrı bir çalışma odası düzenlemeniz mümkün değilse uygun odalardan birini de çalışma köşesi olarak düzenleyebilirsiniz. Çalışma odasının ısısı ve havalandırması yerinde olmalıdır. Diğer bir konuda çocuğunuzun ders çalışması sırasında evin diğer yerlerinde gürültüler yapılmamalı ve onun dikkati dağıtılmamalıdır.

Anne Baba ve Okul Yönetimi İlişkisi

Çocuğunuzla ilgili konularda doğruca okul yönetimi veya öğretmenleri ile görüşün. Velilerin kendi aralarında çocuklarının okul ile ilgili sorunlarına çözüm aramaları sorunlar yaratabilir. Okulla geliştirilecek işbirliği, çocuklarınızın başarısında büyük yarar sağlayacaktır. Çocuklarınızın bir sorunu olduğunda, okulla işbirliği yapmanıza karşın bu sorun giderilememişse hemen en yakınınızdaki Rehberlik ve Araştırma Merkezi,nede başvurabilirsiniz. Size gerekli eğitim tedbirleri sağlanarak çocuğunuzun başarı yolları açıklanacaktır. Çocuğunuzla ilgili özel bir hizmet ve yönlendirme almak isterseniz de Psikolojik Danışma Merkezlerine başvurabilirsiniz.

Çocuğunuzun Kaygısını Artırmayın

Sınava hazırlık sürecini yaşayan bir öğrencinin yaşadığı kaygıyı iki temelde açıklayabiliriz.
Birinci sebep bütünüyle gerçek ve akılcı bir temele dayanır.
Bu anlamda çocuklarımızın sonuçları hayatın akışını etkileyecek büyük bir yarışta yer alacak olmaktan kaygı duymak, doğal ve yerinde bir durumdur.

İkinci sebep ise, birincisi gibi gerçek ve akılcı bir temele dayanmaz. Yaşanan bu kaygılar, çocuğun kontrol edemediği ve çevrenin etkisiyle de alevlenen ve rasyonel olmayan kaygılardır. Örneğin Sınavı kazanamazsam;

“Anneme - babama ne diyeceğim?”,
“Arkadaşlarımın yüzüne nasıl bakacağım?”,
“Akrabalarımın önüne nasıl çıkacağım?”,
“Tanıdıklarıma karşı mahcup olacağım?”,

gibi düşünceler sınavlara hazırlanan öğrencinin rasyonel olmayan kaygı kaynaklarıdır ve çocuğu önemli derecede etkiler. Her konuda olduğu gibi sınavlarda başarı için de belirli bir düzeyde kaygıya gerek vardır. Sınavlarına hazırlanan bir genç çok ender rastlanabilecek çok az sayıda kişi hariç - öğrenme ve başarı için gerekli olan düzeyde kaygıya sahiptir. Öğrenmeyi, akıl yürütmeyi ve sınav başarısını olumsuz yönde etkileyen, temelinde öğrencinin kendine güvensizliği altında yatan yüksek kaygıdır. Gencin kendisine güvensizliği ise önemli ölçüde anne ve babasının bilerek veya bilmeyerek uyguladığı eğitim ve yaklaşımların sonucudur. Anne-babanın çok küçük yaştan başlayarak yüksek başarı beklentisi, çocuğun hatalarını düzeltmek için onu eleştirmek, çocuğun dayak, hırpalama gibi cezalarla eğitilmesi, yargı ifadesi taşıyan olumsuz sıfatlarla nitelemek (haylaz, tembel, sorumsuz, dağınık, pısırık, yavaş, vb...) çocuğun kendine olan güvenini zayıflatır. Bunun sonucu ortaya çıkan kaygı, başarıya olumlu katkısı olmayan kaygıdır ve bununla başa çıkmak çok zordur. Çocukların sınava hazırlandıkları sırada anne-babalara düşen en önemli görev, çocuklarının çalışma isteğini artırmak ve onu çalışmaya teşvik etmek için kaygı yükseltici yaklaşımlardan kaçınmaktır’.

“Bu kadar çalışmayla kazanamazsın...”
“Bu kafayla gidersen zor kazanırsın...”
“Amcanın oğlu Robert Lisesi’ ni kazandı, bakalım sen ne yapacaksın...”
“Teyzenin kızı tıbbı kazandı ,çalımından, havasından yanına varılmıyor, aman bizi mahçup etme...”

türünden yaklaşımlar genci çalışmaya teşvik etmez tam tersine, yükselen kaygı sebebiyle onu adeta “kıpırdayamaz” duruma getirir.
Başka çocuklar da bulunan üstünlükleri onda da görmek istiyorsak bunları ona duyurma ya da sezdirmeyi yeterli saymalıyız. Sert davranışlar, geçici olarak çocuğa yön verirmiş gibi görünürse de sürekli gelişme ve başarıyı sağlamaz.

Çocuğunuzun Akademik Kapasitesini İyi Tanıyın

Anne babaların çoğu zaman dengesini tutturamadıkları hatta kendi içlerinde kalmış hasretlerini içeren beklentileri, çocuklarımızın yoğun kaygılarının da temelini oluşturmaktadır. Şu unutulmamalıdır, çocuğunuzun akademik kapasitesi binlerce kişi arasından sıyrılarak bu yerlere ulaşmaya yeterli olmayabilir. Bu nedenle çocuğunuzun sınırlarını anlayabilmek için bir uzmanın görüşüne başvurabileceğiniz gibi, bu konuda kendiniz de gerçeğe çok yakın bir tahminde bulunabilirsiniz. Bunun için kullanacağınız ölçüt, çocuğunuzun okul hayatında ve okul dışı faaliyetlerinde göstermiş olduğu başarı düzeyidir. Çocuğunuz sınıfında ders başarısı açısından ön sıralarda yer alan, sosyal faaliyetlerinde girişken ve liderlik özelliği olan, belirli bir ders veya alandaki başarısı öğretmenlerinin veya çevresindekilerin takdirini kazanan biriyse ne mutlu size. Bu takdirde çocuğunuzla ilgili beklentilerinizi yüksek tutmakta gerçekçi sebepleriniz var demektir. Eğer çocuğunuz sınıflarını ‘ancak’ geçebildiyse, sınıfını geçerken çeşitli yardımlara ihtiyaç duyduysa , öğretmenleri kendisini, ‘Biliyor ama bildiğini ortaya koyamıyor ‘ , veya ‘ Çalışsa yapar , ancak çalışmıyor’ diye değerlendirdilerse , okul dışı hayatında dikkat çekecek hiçbir özel başarı göstermediyse , çocuğunuzun uyumlu bir insan olması ve meslek hayatında başarı göstermesi yine de mümkündür. Ancak okul veya üniversite seçiminde
beklentilerinizi çok yüksek tutmamanızda yarar vardır. Bir cümleyle özetlemek gerekirse çocuğunuzla ilgili beklentilerinizi kontrol edin ve ideallerinizin onun sınırlarını zorlamasını önleyin.


Birbirinize Yönelik Aile Bağlılığınızın Amaç ,

Sınavın Araç Olduğunu Unutmayın


Ders çalışmak ve sınav kazanmak uğruna çocuğunuzla olan yakınlığınızı tehlikeye atmayın. Önündeki sınavda başarılı olsa da , olmasa da önemli olan çocuğunuzla aranızdaki sıcaklığın tehlikeye girmemesi onun sizden uzaklaşmamasıdır. . Çocuğun sınavda başarılı olması uğruna yapılan mücadele bazen aileyle çocuk arasına soğukluk girmesine ve duygusal açıdan uzaklaşmaya sebep olmaktadır. Eğer çocuğunuzla ilişkiniz genel olarak iyi ve yumuşak ise, ölçülü miktarda “çalış” uyarısı ve çalışma şartlarının hazır edilmesi biraz sıkıcı gelse de, çocuğunuza sorumluluğunu hatırlatacaktır . Kaç yaşında olursa olsun birçok kişinin çalışmaya başlamak için bu tür bir uyarıcıya ihtiyaç duyduğu bilinir. Ancak çocuğunuzla ilişkiniz iyi gibi gözükse de sık sık sertleşiyorsa ,o zaman
‘çalış’ uyarıları aranızdaki gerginliğin dozunu artırmaktan başka bir işe yaramayacaktır. Böylece birbirinize kızmak için özel bir sebebe ihtiyacınız kalmayacak eğitim ve diplomadan daha önemli bir şey ,çocuğunuzla aranızdaki sıcaklık bütünüyle kaybolacaktır.

Bahattin GÖKTAN- Uzman Psikolog
Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Sınav Psikolojisi ve Anne Baba Davranışları" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Uzm.Psk.Bahattin GÖKTAN'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Uzm.Psk.Bahattin GÖKTAN'ın izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     Beğenin    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
Bahattin GÖKTAN Fotoğraf
Uzm.Psk.Bahattin GÖKTAN
İstanbul
Uzman Klinik Psikolog
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi18 kez tavsiye edildiİş Adresi Kayıtlı
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Uzm.Psk.Bahattin GÖKTAN'ın Makaleleri
► Sınav Kaygısı ve Anne Baba Tutumları Psk.Romina KUYUMCUOĞLU
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,973 uzman makalesi arasında 'Sınav Psikolojisi ve Anne Baba Davranışları' başlığıyla benzeşen toplam 14 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
► Çocuklarda Öfke Yönetimi Aralık 2010
► Evlilik Havuzu Mayıs 2010
► Aile İçi İletişim Ocak 2010
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


04:35
Top