2007'den Bugüne 92,309 Tavsiye, 28,219 Uzman ve 19,977 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Nöropsikolojide Aşk
MAKALE #20180 © Yazan Uzm.Psk.Buse GÖZCÜ | Yayın Aralık 2018 | 2,158 Okuyucu
Aşk, biyolojik açıdan yaklaştığımızda genlerimizi gelecek nesillere aktarabilmemiz için doğanın bize oynadığı bir oyundur. Bu oyunda baş rolü beynimiz üstlenir. Ensemizde bulunan sürüngen beynimizle tanıştırayım sizi. Nefes alıp vermek, kalp atışları gibi basit vücut fonksiyonlarımız buradan yönetilir ve aşk burada başlar. Genlerimizi gelecek nesillere taşımak için sağlıklı ve hoş görünen bireyleri bize hedef gösterir.

Aşık olduğumuzda beynimiz feniletilamin üretir. Bu kimyasal kalp atışlarımızı hızlandırır ve mutlu hissetmemizi sağlar. İnsanlar kendi duygularını değerlendirirken fiziksel ve sosyal çevrenin etkisi altında kalır. Toplumsal yaşantı boyunca bireyler, yazılı kaynaklardan, televizyonlardan aşık olmanın nasıl bir duygu olduğunu ve kimlere aşık olunabileceğini öğrenirler. Bu görüşü savunan Walster’ın romantik aşk kuramından ve köprü deneyinden bahsetmek istiyorum biraz. Bu kurama göre, kişi toplumsal yaşamı boyunca aşık olmanın nasıl bir duygu olduğunu öğrenir. Olumlu duygusal yaşantılar yoluyla uyarılma yaşadığında da çevresinde aşık olunabilecek model tanımına uygun birisi varsa kişi duygularını aşk olarak yorumlar. Köprü deneyi, biri sağlam demirden, diğeri ise sallanan tahtadan olmak üzere iki köprüde uygulanıyor. İki köprüden de bir grup erkek karşı tarafa geçtikten sonra aynı anketör bayanla karşılaşıyorlar. Anketörümüz, anketleri verdikten sonra kafalarına takılan bir şey olursa aramaları için deneklere numarasını veriyor. Deneyin sonucunda sallanan tahta köprüyü kullanan erkek deneklerin, sağlam köprüyü kullanan deneklere göre %80 oranında daha fazla geri dönüş sağladığı tespit edilmiştir. Bu bağlamda sallanan köprüyü kullanan deneklerin, korktukları için yaşadıkları kalp çarpıntısını anketörü çekici bulma durumuna yordukları söylenebilir.

Aşık olmanın belirtileri; terleme, kalp çarpıntısı, karın ağrısıdır. Bu belirtileri yaşadığımızda aşık olduğumuzu düşünürüz. Bu düşünce ön beyinde oluşur. Ön beyin; mantığın, karar mekanizmamızın ve rasyonel düşünme yetimizin bulunduğu kısımdır. Sürüngen beynimizden gelen uyarılmaları alır ve mutluluk hissimizin devamlılığını sağlamak için AŞK olarak adlandırır.

Heyecan verici biriyle tanışınca o kişiler sinaplarımızı bir virüs gibi işgal ederler. Dikkatimizi dağıtır hatta takıntılarımızı besleyen nörokimyalarımızı etkilerler. Bunun sebebi beynimizin dopamin hormonu salgılamasıdır. Dopamin, kan basıncını yükselterek kalp atışlarımızı hızlandırır. Bu duyguyu sürekli hissetmek istediğimiz için o kişiyi daha fazla düşünürüz. O kişiyle karşılaştığımız zaman ise avuç içlerimiz terler, kalp atışlarımız hızlanır. Beynimiz böbreküstü bezlerine sinyal gönderir ve adrenalin, norepinefrin ve epinefrin hormonları salgılanır. Bu hormonlar heyecan düzeyimizin artmasına neden olur.

Aşık olduğumuz insanın her an yanımızda olmasını isteriz. Çalışmalar gösteriyor ki kokain bağımlısının beyin aktiviteleriyle, aşık insanın beyin aktiviteleri aynı. Bu durum limbik ödül sistemi olarak adlandırılıyor. Limbik sistem dopamin üretmeye devam ederken iyi hissetmeye ve aşık olduğumuz kişiyi özlemeye devam ederiz.

Duygusal yakınlık kurduğumuzda beynimiz oksitosin hormonu üretir, buna sevgi hormonuda diyebiliriz. Bu hormon yakınlık kurduğumuz süre boyunca hipotalamusumuzdan salgılanmaya devam eder. Oksitosin, dopamin hormonu gibi çabuk kaybolmaz. Çalışmalar oksitosin hormonunun bağlılığın anahtarı olduğunu gösteriyor. İki insan birbirlerine bağlandıklarında, ventral palidyumdaki aktiviteler artar. Bu kısım oksitosin ve vazopressin reseptörleri bakımından zengindir. Bu enzimler tek eşlilik ve derin bağlılıkla alakalı enzimlerdir. Maalesef her ilişki bu aşamaya geçemiyor.

Aşık olduğumuz zaman etrafımızdaki insanların uyarılarına kulak asmayız, pembe gözlüklerimizden dünya o kadar güzel gözükür ki… Temporal lobda bulunan ve uyarılara karşı tepki vermemizi sağlayan amigdalamız kısa bir uykuya yatmıştır ve düşünce yetimiz uzaklardan, dağların ardından bize el sallar. Sürekli o kişiyi düşünür, kendimizi çok iyi hissederiz. Ama sadece düşünmekle kalmayız. İçsel bir model yaratırız. Nasıl düşüneceklerini, nasıl hissedeceklerini, ne istediklerini, nasıl biri olduklarını öngörmemizi sağlayan bir simülasyon. Bu simülasyon gerçeklikle karşılaşınca ilişkiler zora girer. Öyleyse gerçekten birine aşık olur muyuz? Yoksa o kişinin düşüncelerimizdeki haline mi aşık oluruz?

Yakınlık kurma isteğimiz, doğduğumuz andan itibaren geliştirdiğimiz değiştirilemez bir yapımızdır. Aşkı arzularız, aşka özlem duyarız. Ne kadar reddetsek bile boşluğunu içten içe hissederiz. Aşkı deneyimleriz. Kırılsak dahi tekrar tekrar adım atmaktan korkmadığımız belki de kendimizi alıkoyamadığımız şeydir aşk. Peki neden böyleyiz, neden birçok kez kaybetsek de bu bahsi oynamaya devam ediyoruz? Çok cesur olduğumuz için mi? Sanırım sadece bir kez tutturmamız yeterli olduğu için.
Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Nöropsikolojide Aşk" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Uzm.Psk.Buse GÖZCÜ'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Uzm.Psk.Buse GÖZCÜ'nün izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     1 Beğeni    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
Buse GÖZCÜ Fotoğraf
Uzm.Psk.Buse GÖZCÜ
İstanbul
Uzman Klinik Psikolog
TavsiyeEdiyorum.com Üyesiİş Adresi Kayıtlı
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Uzm.Psk.Buse GÖZCÜ'nün Makaleleri
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,977 uzman makalesi arasında 'Nöropsikolojide Aşk' başlığıyla eşleşen başka makale bulunamadı.
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


22:42
Top