Duyusal Yoksunluk ve Zenginleştirilmiş Çevre Nedir ?
Hebb (1971), organizmanın uyarıcı yoksunluğunun bilişsel ve duygusal gelişimlerini gerilettiğini savunmaktadır. Duyusal yaşantıların azalması organizmanın hücre kümesi ve ardışık safha geliştirme kapasitesini sınırlandırmaktadır. Bu kapasitenin sınırlı olması demek tüm bilişsel etkinlikleri engelleyici bir durumdur. Daha basit bir söyleyişle bebeklik döneminin ne kadar az uyaran,oyun ve aktivite ile geçmesi demek ileride öğrenmede karşılaşılabilecek problemlerin o ölçüde büyük olması demektir.
Yapılan araştırmalar, uyarıcı yokluğunun nesne ve olayların temsilcisi hücre ağlarının gelişimini ve bireyin normal fonksiyonlarını yürütmesini engellediğini göstermiştir. Zenginleştirilmiş çevrede ise hücre ağlarının daha fazla oluştuğu görülmüştür.
Zenginleştirilmiş Çevre
Uyarıcı yoksunluğu bireyin bilişsel gelişimini olumsuz yönde etkiler demiştik. O zaman diyebiliriz ki uyaranlarla zenginleştirilmiş bir çevrenin ise, organizmanın gerek bilişsel ve duygusal gelişimi gerekse tüm kişilik gelişimini olumlu yönde etkilemesi beklenir.
Hebb ve daha sonra Rosenweig ve arkadaşlarının yaptığı çalışmalar yukarıdaki beklentimizi desteklemektedir ve doğrulamaktadır. Yani uyaran bakımından zenginleştirilmiş bir çevre organizmanın öğrenme, özellikle de problem çözme yeteneğini geliştirmektedir.
Elde edilen bu sonuçlar Hebb'in daha önce hücre kümeleri ve safha ile ilgili yapmış olduğu çalışmalarını da destekler niteliktedir. Yani, uyaran açısından zengin olan bir çevre, organizmaya daha büyük bir duyusal çeşitlilik sağlamaktadır. Bu duyusal çeşitlilik ise, organizmanın daha fazla hücre kümeleri ve daha karmaşık ardışık safha oluşturmasına yardım etmektedir. Organizma bu sinirsel devreleri oluşturduktan sonra, yeni öğrenmelerimizde, bu devrelerden büyük ölçüde faydalanmaktadır. Bu nedenle Hebb'e göre, bilişsel gelişim için zengin uyarıcı bir çevre-ortam düzenlemenin önemi büyüktür. Çocuk ilk yaşlarında ne kadar karmaşık, zengin uyarıcı çevre içinde yetişirse, ileride problem çözme yeteneği o derece iyi olmaktadır.
Ancak uyaran zenginliğinin çok olması daha iyi zihinsel fonksiyon anlamına gelmemelidir. En iyi fonksiyon her çocuğa özel anlamlı-amaçlı ve doğru bir duyusal aktivite ile ortaya çıkar. Ergoterapi seanslarında Ergoterapist çocuk için en uygun olan duyusal uyaranları belirleyerek tedavi programını ona göre şekillendirir.
Çocukların Gelişim Sürecinde Zenginleştirilmiş Çevrenin Önemine Bakacak Olursak ;
Çocukların gelişim sürecinde fiziksel, bilişsel, psikososyal, duyusal gelişimleri devam ederken aynı zamanda içinde bulundukları çevre ile etkileşmeleri sonucu sürekli öğrenmektedirler. Gelişim ve öğrenme birbirinden asla ayrılamayacak iki kavramdır. Her ikisinin de tam anlamıyla düzgün bir şekilde gerçekleşebilmesi için, çocukların doğru sosyal çevreye ve zengin ve doğru çevresel uyaranlara maruz kalması gereklidir. Hatta bazı gelişim bozukluklarının etkilerinin azaltılması ya da giderilebilmesi için çevresel uyaranların zenginleştirilmesi ve düzenlenmesi ön koşuldur.
Çocuklar gelişimlerini ve bu gelişim sürecini sağlıklı bir şekilde tamamlayabilmeleri, gerekli uyaranlara doğru zamanda karşılaşmalarına bağlıdır. Bu koşul doğru bir şekilde yerine gelemez ise, çocuğun kritik dönemi geçilmiş olacak ve çocuğun kritik yaşında doğru çevresel uyarıcılarla karşılaşılmadığında ise işlevsel bir gelişim gerçekleşmeyecektir. Çocukla birlikte gelişmekte olan beyinin de belli düzenlemeleri yapmak için bu uyaranlara ihtiyacı vardır. Bu yüzden çocuk, gelişiminin hangi evresinde olursa olsun içinde bulunduğu dönemi sağlıklı bir şekilde tamamlayabilmesi gerekir. Bunun için her çocuk için anlamlı-amaçlı ve doğru bir şekilde belirlenen zenginleştirilmiş bir çevrede bulunmalıdır.
Çocukların zenginleştirilmiş bir çevrede gelişimlerini devam ettirmeleri için onlara zengin uyarıcı bir çevre oluşturmak oldukça önemlidir. Bu yüzden okul ve öğrenme ortamının zenginleştirilmiş çevre prensibi dikkate alınarak oluşturulması hayati bir önem taşır.
Yapılan araştırmalar, uyarıcı yokluğunun nesne ve olayların temsilcisi hücre ağlarının gelişimini ve bireyin normal fonksiyonlarını yürütmesini engellediğini göstermiştir. Zenginleştirilmiş çevrede ise hücre ağlarının daha fazla oluştuğu görülmüştür.
Zenginleştirilmiş Çevre
Uyarıcı yoksunluğu bireyin bilişsel gelişimini olumsuz yönde etkiler demiştik. O zaman diyebiliriz ki uyaranlarla zenginleştirilmiş bir çevrenin ise, organizmanın gerek bilişsel ve duygusal gelişimi gerekse tüm kişilik gelişimini olumlu yönde etkilemesi beklenir.
Hebb ve daha sonra Rosenweig ve arkadaşlarının yaptığı çalışmalar yukarıdaki beklentimizi desteklemektedir ve doğrulamaktadır. Yani uyaran bakımından zenginleştirilmiş bir çevre organizmanın öğrenme, özellikle de problem çözme yeteneğini geliştirmektedir.
Elde edilen bu sonuçlar Hebb'in daha önce hücre kümeleri ve safha ile ilgili yapmış olduğu çalışmalarını da destekler niteliktedir. Yani, uyaran açısından zengin olan bir çevre, organizmaya daha büyük bir duyusal çeşitlilik sağlamaktadır. Bu duyusal çeşitlilik ise, organizmanın daha fazla hücre kümeleri ve daha karmaşık ardışık safha oluşturmasına yardım etmektedir. Organizma bu sinirsel devreleri oluşturduktan sonra, yeni öğrenmelerimizde, bu devrelerden büyük ölçüde faydalanmaktadır. Bu nedenle Hebb'e göre, bilişsel gelişim için zengin uyarıcı bir çevre-ortam düzenlemenin önemi büyüktür. Çocuk ilk yaşlarında ne kadar karmaşık, zengin uyarıcı çevre içinde yetişirse, ileride problem çözme yeteneği o derece iyi olmaktadır.
Ancak uyaran zenginliğinin çok olması daha iyi zihinsel fonksiyon anlamına gelmemelidir. En iyi fonksiyon her çocuğa özel anlamlı-amaçlı ve doğru bir duyusal aktivite ile ortaya çıkar. Ergoterapi seanslarında Ergoterapist çocuk için en uygun olan duyusal uyaranları belirleyerek tedavi programını ona göre şekillendirir.
Çocukların Gelişim Sürecinde Zenginleştirilmiş Çevrenin Önemine Bakacak Olursak ;
Çocukların gelişim sürecinde fiziksel, bilişsel, psikososyal, duyusal gelişimleri devam ederken aynı zamanda içinde bulundukları çevre ile etkileşmeleri sonucu sürekli öğrenmektedirler. Gelişim ve öğrenme birbirinden asla ayrılamayacak iki kavramdır. Her ikisinin de tam anlamıyla düzgün bir şekilde gerçekleşebilmesi için, çocukların doğru sosyal çevreye ve zengin ve doğru çevresel uyaranlara maruz kalması gereklidir. Hatta bazı gelişim bozukluklarının etkilerinin azaltılması ya da giderilebilmesi için çevresel uyaranların zenginleştirilmesi ve düzenlenmesi ön koşuldur.
Çocuklar gelişimlerini ve bu gelişim sürecini sağlıklı bir şekilde tamamlayabilmeleri, gerekli uyaranlara doğru zamanda karşılaşmalarına bağlıdır. Bu koşul doğru bir şekilde yerine gelemez ise, çocuğun kritik dönemi geçilmiş olacak ve çocuğun kritik yaşında doğru çevresel uyarıcılarla karşılaşılmadığında ise işlevsel bir gelişim gerçekleşmeyecektir. Çocukla birlikte gelişmekte olan beyinin de belli düzenlemeleri yapmak için bu uyaranlara ihtiyacı vardır. Bu yüzden çocuk, gelişiminin hangi evresinde olursa olsun içinde bulunduğu dönemi sağlıklı bir şekilde tamamlayabilmesi gerekir. Bunun için her çocuk için anlamlı-amaçlı ve doğru bir şekilde belirlenen zenginleştirilmiş bir çevrede bulunmalıdır.
Çocukların zenginleştirilmiş bir çevrede gelişimlerini devam ettirmeleri için onlara zengin uyarıcı bir çevre oluşturmak oldukça önemlidir. Bu yüzden okul ve öğrenme ortamının zenginleştirilmiş çevre prensibi dikkate alınarak oluşturulması hayati bir önem taşır.
Yazan
|
Bu makaleden alıntı yapmak
için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir: "Duyusal Yoksunluk ve Zenginleştirilmiş Çevre Nedir ?" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Enes TUĞRUL'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır. Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Enes TUĞRUL'un izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz. |
1 Beğeni
Yazan Uzman
|
Makale Kütüphanemizden | ||||
|
duyusal yoksunluk, zenginleştirilmiş çevre, duyusal yoksunluk nedir, zenginleştirilmiş çevre nedir, hebb
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak
hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir
yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.