2007'den Bugüne 92,260 Tavsiye, 28,210 Uzman ve 19,973 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Şema Terapi Yaklaşımı
MAKALE #17720 © Yazan Psk.Ebrar YENİCE KANIK | Yayın Aralık 2016 | 21,875 Okuyucu
Şema Terapi Yaklaşımının Gelişimi

Jeffrey Young’un Şema Terapi yaklaşımını geliştirmesine vesile olan klinik deneyimini şöyle anlatır. Uzun süreli çalışmaları depresyon ve anksiyete belirtileriyle gelen kişilerin hızla iyileştiğini, olumlu sonuçlar elde ettiklerini ancak buna rağmen dirençli bir grup hasta ile yol kat edemediğini fark eder. Bunun üzerine bu hastaların ne gibi özellikleri var incelemeye başlar. İlk fark ettiği şey, en zorlu danışanların daha az şiddetli semptomları olduğudur. Diğerlerine göre daha az kaygılı ve depresiftirler. Bununla birlikte çoğunda ilişkilerde yakınlık ya da yetersiz ilişki örüntüleri nedeniyle sorun yaşamaktadırlar. Young zor danışanlarındaki ortak tema ve örüntüleri çıkararak ilk şema listesini oluşturur. (Young ve Klosko, 2012)

Şema nedir?

Çocukluktan itibaren oluşmaya başlayan ve yaşam boyu devam eden, duygu, düşünce, bedensel duyum, anı vb. gibi pek çok zihinsel süreci içinde barındıran kendimiz, dünya ve diğer insanlar hakkındaki kalıplardır (Young ve Klosko, 2012; Rafaeli, Bernstein ve Young, 2011). Temelde hayatımızı kolaylaştırırlar. Bu kalıp bilgiler sayesinde aynı şeyi her durumda yeniden öğrenme zahmetinden kurtuluruz. Örneğin, kalem nesnesinin zihnimizde bir şeması olduğunda kalem gördüğümüzde bunu benzer özellikleri olan bir diğer nesneden hızla ayırt edebiliriz üzerine uzun uzun düşünmemiz gerekmez. Şemalar sayesinde gülmenin hoşnutluk ifadesi olduğunu anlarız.

Ancak geliştirdiğimiz şemaların hepsi bu kadar kolaylaştırıcı özelliğe sahip olmayabilir. Bazı şemalar kendimize, hayata ve diğer insanlara dair olumsuz anlamlar barındırır. Olumsuz anlam içeren şemalar üzerinden olayları değerlendirip kararlarımızı bu şemalara göre verebiliriz. Örneğin başarısızlık şemamız varsa, sınavdan 100 üzerinden 90 alsak da kendimizi başarısız olarak hissetmeye devam edebiliriz.
Yani şemalar katı, eğilmez ve durumdan duruma esneklik göstermeyen inançlardır.

Peki, şemaları neden değiştirmeyiz?

Örneğin, erken dönemde ebeveyn kaybı veya boşanma nedeniyle anne ya da babasından ayrı kalan ya da ihtiyaçlarını ihmal eden ebeveynlerle büyüyen bir çocuğun güven ihtiyacında bir eksiklik oluşmuştur. Çocuk büyürken bu eksiklik içinden hayatı ve insanları tanımayı öğrenir. İnsanları güvenilmez, duyarsız, ilişkileri de her an bitebilir şeklinde algılayabilir. Bu algı bir temel oluşturur ve yaşadığı eksikliği anlamlandırmasını sağlar.

Böylece şemalar her ne kadar kendimizi ve dünyayı olumsuz algılamamıza neden olsa da bize kim olduğumuza ve dünyanın nasıl bir yer olduğuna (olumsuz da olsa) dair bilgi verdiği için bir öngörü ve kontrol hissi sağlar. Bu yüzden şemaları değiştirmek zorlu bir süreçtir.

Şemalar nasıl oluşur?

Şemalar çoğunlukla karşılanmamış (ya da gereğinden fazla karşılanmış) çocukluk ihtiyaçları, mizaç gibi kalıtsal özellikler ya da yetiştiğimiz aile gibi çevresel faktörlerin etkileşimiyle oluşur (Young ve Klosko, 2012; Rafaeli, Bernstein ve Young, 2011).

Şema terapi doğumla birlikte başlayan herkesin gelişimi için gerekli bazı evrensel ihtiyaçlar olduğunu söyler. Bu temel ihtiyaçlar:
1. GÜVEN: güvende olma hissi, istikrar, bakım, kabul edilme, aidiyet hissi gibi ihtiyaçları içerir.
2. BAĞIMSIZLIK: Yaşa uygun işleri kendi başına yapabilme özgürlüğü, yeterlilik hissi, kimlik algısı oluşturmada destek ve olumlu geribildirim ihtiyaçlarını içerir.
3. ÖZGÜRLÜK: Kendi duygu ve ihtiyaçlarını ifade edebilme özgürlüğünü içerir.
4. HAZ: Oyun ve kendiliğindenlik (dıştan bir belirleme ile değil, kendi kendine gerçekleşen var olabilme hali), bir çocuğun içinden geldiği gibi an’ın keyfini çıkarabilme ihtiyaçlarını içerir.
5. GERÇEKÇİ SINIRLAR: Yaşa uyumlu sınırları öğrenebilme ihtiyacını içerir. (Karaosmanoğlu, 2016)

Bu temel ihtiyaçların çok az ya da çok fazla karşılanması şemaların oluşmasına neden olur. (Farrell, Reiss ve Shaw, 2014) Örneğin, bir çocuğun erken dönemlerde annesinden uzak kalması yani güven alanıyla ilgili ihtiyaçlarının az karşılanması bu alanda bir şema oluşmasına neden olabileceği gibi, çocuğun kendi başına yapabileceği işlerde aşırı korumacı bir tutumla izin verilmemesi yani bağımsızlık alanıyla ilgili ihtiyaçların çok fazla karşılanması da bu alanda şema gelişmesine neden olabilir.
Şema gelişimine neden olan bir diğer faktör mizaçtır.

Mizaç, duygusal yapımızın bir kısmının oluşumuna etki eden doğuştan gelen kalıtsal özelliklerimizdir. Örnek olarak verilebilecek bazı mizaç özellikleri şunlardır:
Utangaç – Cana yakın
Çekingen – Girişken
Soğuk – Duygusal
Kaygılı – Korkusuz
Hassas – Sağlam

Ancak yapımızı belirleyen tek şey kalıtım değildir. Çevre de etkilidir. Güvenli ve bakım veren bir çevre utangaç bir çocuğu daha cana yakın yapabilir ya da girişken bir çocuk ihtiyaçlarının karşılanmadığı bir ortamda mizaç özelliklerini yansıtamayabilir. Çevresel faktörlerden en başta geleni ailedir. (Young ve Klosko, 2012)

ŞEMALAR

A. Güven/ Adalet Alanındaki Şemalar

Hayatın ve insanların kendisine adil davranmayacağı, kendini güvende hissedememe korkusu nedeniyle oluşan şemalar bu alandadır. Temel korkular, başıma kötü bir felaket gelebilir, terk edilebilirim, insanlar beni kötüye kullanmaya çalışabilir şeklindedir. Gerçekçi bir adalet algısından yoksun olmak kişilerin aşırı fedakar, aşırı kuralcı, aşırı kontrolcü davranmalarına sebep olabilir (Karaosmanoğlu, 2016).

1. Terk Edilme Şeması

Bu şemada tüm ilişkilerin biteceği inancı söz konusudur. Sevdiğiniz kişiler sizi terk edebilir, ölebilir ya da başka birini tercih edebilir yani bir şekilde tek başınıza kalacağınızı düşünürsünüz. Bu şema tetiklendiği zaman; kendinizi güvensiz, yapayalnız, size ihtiyaç duyduğunuz güven, duygusal destek, bağlılık, güç ya da koruma verebilecek hiç kimseniz yokmuş gibi hissedebilirsiniz. Terk edilme şeması aktif olan kişilerin ilişkilerinde birlikte oldukları insanlar güvenilmez, tutarsızdır ya da öyle algılanır. Bu şema nedeniyle ilişkilere gözü kapalı giremezsiniz, girdiğiniz ilişkilerde de yoğun bir kaybetme korkusu yaşayabilirsiniz. Ya da ilişkilerden uzak durarak kendinizi terk edilmekten korumaya çalışırsınız.

2. Kuşkuculuk/ Kötüye Kullanılma Şeması

Bu şemada, insanların sizi inciteceği veya bir şekilde sizi kötüye kullanacağı beklentisi vardır. İnsanların aldatacağı, yalan söyleyeceği, küçük düşüreceği veya sizden faydalanmaya çalışacağına dair bir inanç söz konusudur. Bu şemaya sahipseniz, başkalarının size karşı gerçekten açık ya da dürüst olabileceğine ve sizinle gerçekten ilgilenebileceklerine inanmakta zorlanırsınız. Kendinizi korumak için bir kuşkuculuk duvarının arkasına saklanarak insanların size çok yaklaşmasına izin vermezsiniz. İlişkilerde hep en kötüyü beklersiniz. Ya ilişki kurmaktan vazgeçersiniz veya karşınızdakine gerçekten açılmadığınız için yüzeysel ilişkiler kurarsınız.

3. Dayanıksızlık Şeması

Bu şemada, her an başınıza kontrol edilemeyen bir felaket geleceği korkusu söz konusudur. Bu felaket tıbbi, hukuksal, duygusal veya finansal olabilir. Dünyada kendinizi güvende hissedemezsiniz. Bu korku ortalamanın üzerinde, aşırı ve gerçek dışıdır. Tüm enerjinizi güvende olduğunuza emin olmak için harcarsınız. Korkularınız bir hastalık etrafında dönebilir: panik atak geçirmek, bulaşıcı hastalık kapmak, akıl sağlığını yitirme gibi, finansal kaynaklı iflas etme korkusu gibi de olabilir. Bu şemanız aktifse çocukken dünyanın daha tehlikeli bir yer olduğu size hissettirilmiş ya da ebeveyniniz size karşı aşırı korumacı, güvenliğiniz konusunda aşırı kaygılı davranmış olabilir.

4. Karamsarlık Şeması

Bu şemada, yaşam boyunca hayatın iyimser ve olumlu yanları görmezden gelinirken olumsuz yanlarına aşırı odaklanma söz konusudur. İş yaşamı, maddi kaynaklar, kişiler arası ilişkilerin kaçınılmaz olarak kötüye gideceği, iyi gibi görünen kısımların bile eninde sonunda bozulacağına dair abartılı bir inanç vardır. Bu şemanız aktifse çoğunlukla “çok gülersem, çok ağlarım” şeklinde düşünüyor olabilirsiniz. Yani olumlu bir durum olsa dahi hemen arkasından bir olumsuzluk gelecektir. Karamsarlık şeması olan kişilerde sıklıkla, endişe, korku, yakınma, kadercilik ve kararsızlık görülebilir.

5. Fedakarlık Şeması

Bu şemada, kişinin, kendi mutluluğu, istekleri ve ihtiyaçları pahasına da olsa başkalarının ihtiyaçlarına odaklanması ve bu ihtiyaçları giderebilmek için aşırı çaba sarf etmesi söz konusudur. Bu çabanın nedenleri arasında, başkalarına sıkıntı vermemek, bencil hissetmekten doğan suçluluktan kaçınmak ve muhtaç olduğu düşünülen kişilerle ilişkiyi devam ettirmek yer alabilir. Fedakarlık şeması aktif kişilerde başkalarının acılarına karşı aşırı duyarlılıkla vardır. Kişi kendi ihtiyaçlarını arka plana attığından, diğer kişilerin de bu ihtiyaçları görmemesi durumunda yoğun kırgınlık ve öfke duyguları oluşabilir.

6. Cezalandırıcılık Şeması

Bu şemada insanların –kişinin kendisi de dahil- yaptıkları hatalar için mutlaka ceza alması gerektiği inancı söz konudur. Cezalandırıcılık şeması aktif kişi, beklentilerini, isteklerini ve standartlarını karşılamayan tüm insanlara karşı öfkeli, acımasız, hoşgörüsüz, cezalandırıcı ve tahammülsüz olma eğilimindedir. Cezalandırıcılık şemanız varsa, mazur görülebilecek durumları hesaba katma, insanların kusurlu olabileceği fikrini kabul etme ve duygularlaempati yapma gibi konularda zorlandığınız için hataları affedemiyor olabilirsiniz. (Young ve Klosko, 2012; Rafaeli, Bernstein ve Young, 2011).

B. Sevgi ve Aidiyet Alanındaki Şemalar

Diğerlerine güvenli bağlanma, sevgi ve aidiyet ihtiyaçlarının giderilememesiyle ortaya çıkan şemalar daha çok bu alanda toplanır. Bu alandaki şemalara sahip olan kişiler, güven, istikrar, huzur, sevgi, paylaşım gibi ihtiyaçlarının giderilmeyeceğini, ilişkilerde oldukları gibi kabul edilemeyecekleri, dışlanacaklarına inanırlar. Bu ihtiyaçları giderilse bile bunun geçici olduğunu düşünürler. (Karaosmanoğlu, 2016)

1. Duygusal Yoksunluk Şeması

Duygusal yoksunluk şemasında, kişi duygusal ihtiyaçlarının diğerleri tarafından karşılanmayacağı inancına sahiptir. Duygusal yoksunluk şemanız aktifse, sevilme ihtiyacınızın başkaları tarafından karşılanabileceğine, birinin sizinle gerçekten ilgileneceğine ya da sizin hissettiklerinizi anlayabileceğine inanamazsınız. İhtiyaçlarınızın karşılanmasına dair yoğun hassasiyetiniz öfkelenmek ile incinip yalnız hissetmek arasında gidip gelmenize neden olabilir. Bu çelişkili tutum da insanları sizden uzaklaştırarak ve duygusal yoksunluğunuzun devam etmesine neden olabilir.

2. Sosyal İzolasyon Şeması

Sosyal izolasyon şeması arkadaşlar ve gruplarla kurulan bağ ile ilgilidir. Bu şemada, kişi farklı kalarak kendisini dünyanın geri kalanından ayrı hisseder. Bir grubun ya da toplumun parçası olarak göremez. Diğerleri tarafından dışlandığına ya da dışlanacağına inanır. Kişinin sosyal izolasyon şeması olduğu her zaman dışarıdan gözlemlenmeyebilir. Bire bir ilişkilerde son derece rahat ve sosyal olarak becerikliyken kalabalık ortamlarda ortaya çıkan bir durum olarak görülebilir. Bu şemanız aktifse çocukken akranlarınız tarafından dışlanmış olabilirsiniz. Bu dışlanma nedeniyle kendinizi sosyal olarak istenmeyen biri gibi hissettirebilirsiniz. Yetişkin yaşamında ise bu şemayı sosyal ortamlardan kaçınarak sürdürüyor olabilirsiniz.

3. Duyguları Bastırma Şeması

Bu şemada kişi eleştirilmekten, utanç duymaktan, kontrolünü kaybetmekten korktuğu için iletişim halindeyken sürekli olarak doğal davranış ve duygularını aşırı derecede bastırmaya çalışır. Bu kişiler sürekli denetim halindedir. En yaygın bastırılan alanlar, (a) öfkenin bastırılması, (b) olumlu duygu ve dürtülerin bastırılması (örn: şefkat, neşe, eğlence, cinsel istek gibi) (c) kırılganlık ve duygusal ihtiyaçların ifadesinin bastırılması veya (d) akılcılığa, mantığa aşırı vurgu yaparak duyguları göz ardı etme, şeklindedir.

4. Kusurluluk Şeması

Kusurluluk şemasında, kişi kendisini içten içe eksik veya kusurlu hisseder ve insanlar kendisini gerçekten tanıyacak kadar yakın olursa sevilmez bulacaklarına dair bir inanç söz konusudur. Eleştiriye, reddedilmeye ya da suçlamaya karşı aşırı duyarlılık, kendini sürekli diğerleriyle kıyaslama, algılanan hatalara yönelik aşırı utanç duygusu vardır. Kusur olarak görülen özellikler örtük (bencillik, öfke belirtileri, kişilik özellikleri gibi) olabileceği gibi açık (hoşa gitmeyen fiziksel görünüm, sosyal ortamlarda sakarlık gibi) da olabilir. Kusurluluk şemanız aktif ise, çocukken aile içinde kendiniz gibi olduğunuz davrandığınız için eleştirilmiş olabilirsiniz. Bu durum kendinizi suçlamanıza, sevilmeye değer görmemenize neden olmuş olabilir. Bu nedenle, size yakın olan insanların size değer verdiğine inanmakta zorlanıyor olabilirsiniz. (Young ve Klosko, 2012; Rafaeli, Bernstein ve Young, 2011).

C. Saygı Alanındaki Şemalar

Kişide beceri ve yetenekleriyle diğerlerinin arasında yeterli ve başarılı hissetme, diğerlerinden saygı görme ihtiyacının karşılanmaması sonucunda oluşan şemalar bu alandadır. (Karaosmanoğlu, 2016)

1. Bağımlılık Şeması

Bu şemada, kişinin gündelik hayatınızı başkalarının yardımı olmadan sürdüremeyeceği inancı söz konusudur. Kişinin sürekli desteğe ihtiyacı vardır, önemli kararlar almakta ciddi sıkıntılar yaşar, iyi kararlar veremeyeceğini düşünür ve çaresizlik duygusunu yoğun olarak yaşar. Bazı durumlarda bağımlılık hissi belirli durumlarla sınırlıdır, örneğin sadece iş yaşamı ya da eş seçimi gibi konularda kişi diğerlerinin desteğine ihtiyaç duyabilir. Bağımlılık şemanız varsa, çocukken bağımsız davrandığınız zamanlarda engellenmiş, yetersiz hissettirilmiş olabilirsiniz ya da ebeveynleriniz aşırı korumacı davranarak yapabileceğiniz işleri de sizin adınıza yapmış olabilir. Bu durum yetişkin olduğunuzda da arkanızı yaslayabileceğiniz güçlü figürler arayabilir ve onların sizin hayatınızı kontrol etmesine izin veriyor olabilirsiniz.

2. Başarısızlık Şeması

Başarısızlık şemasında, kişinin okul, iş ve spor gibi performans gerektiren alanlarda başarısız olduğu ve olacağı inancı söz konusudur. Her koşulda akranları kendisinden daha başarılıdır. Kişi kendini aptal, beceriksiz, yetersiz olarak algılar. Başarısızlık şemanız aktifse, çocukken başarılı olmanız gereken konularda yetersiz hissettirilmiş olabilirsiniz. Başarı elde etme konusunda bir güçlüğünüz de olabilir mesela öğrenme bozukluğu, okuma güçlüğü gibi… Ya da öğrenmenizi sağlayacak gerekli gerekli disiplin becerisine sahip olmamış olabilirsiniz. Diğer çocukları sizden hep daha iyi görmüş kendinizi hep yetersiz değerlendirmiş olabilirsiniz. Yetişkin hayatınızda ise, başarısızlıklarınızın derecesini abartarak, başarısızlıklarınızı devam ettirerek ya da başarı gerektiren durum ve ortamlardan kaçınarak şemalarınızı sürdürüyor olabilirsiniz.

3. Boyun Eğicilik Şeması

Boyun eğicilik şemasında kişi öfke, misilleme veya terk edilmekten kaçınmak için karar vermeyi, kontrolü, son sözü aşırı derecede karşı tarafa bırakır. Kendi ihtiyaçlarının, fikirlerinin ve duygularının diğerleri açısından önemsiz algılanacağı fikriyle bastırılması ve aşırı uyumla yansıtılması kişide bir kapana kısılmışlık hissinin oluşmasına neden olabilir. Bu durum ilişkilere genellikle öfke patlamaları, duygusal yakınlığın geri çekilmesi, pasif-agresif davranışlar şeklinde yansıyabilir. Boyun eğicilik şemanız aktifse, yetişkin olarak sürekli kontrolcü, baskın kişilerle ilişkiye girerek sizi kontrolü altılarına almalarına neden oluyor olabilirsiniz.

4. İçiçelik Şeması

İçiçelik şemasında kişi tam anlamıyla bireyselleşme gösterememesine rağmen bir ya da daha fazla kişiye (genelde ebeveyne yönelik) aşırı duygusal bağlılık, yakınlık ve ayrılamama hisseder. Kişi içeiçe geçtiği kişinin sürekli desteği olmadan yaşamını sürdüremeyeceği ya da mutlu olamayacağına inanır. Bu durum insanın bireyselliğinden, sosyalliğinden vazgeçmesine sebep olur. Kişi zamanla bu ilişkide boğulduğunu hissedebilir. İçiçelik şemanız aktifse bireyselleşememenin yanı sıra, boşluk, amaçsızlık, ne yapacağını bilememe durumlarını yaşıyor olabilirsiniz. (Young ve Klosko, 2012; Rafaeli, Bernstein ve Young, 2011).

D. Sabır ve Sınırlar Alanındaki Şemalar

Gerçekçi limitleri ve sınırları öğrenme ve öz denetim sağlama ihtiyaçlarının giderilememesi sonucunda bu alanda şemalar oluşur. Kişisel sınırları anlama, sorumluluk alma ve uzun soluklu davranışları sürdürmede yetersizlikler söz konudur. Bu şema grubundaki kişiler başkalarının hakkına saygı duymada, işbirliğinde ve kişisel amaç oluşturmada zorluk yaşarlar. (Karaosmanoğlu, 2016)

1. Yüksek Standartlar Şeması

Yüksek standartlar şemasında kişi kendisiyle ilgili aşırı yüksek beklentileri karşılamak ve mükemmele ulaşmak için acımasızca çabalıyordur. Burada mükemmel olmanın temel hedefi eleştiriden kaçınmaktır. Bu şema, hayattan zevk alma, sağlık, başarı algısı, öz-saygı veya tatmin edici ilişkiler alanında bozulmalara neden olur. Yüksek standartlar şemasınız varsa, kendinizden beklediğiniz katı standartları diğerlerinden de bekliyor olabilirsiniz bu da yargılayıcı olmanıza sebep olabilir. Çocukken en iyi olmanız beklenmiş ve en iyiyi yakalayamadığınız durumlar başarısızlık olarak değerlendirilmiş olabilir. Yaptığınız hiçbir işin yeterince iyi olmadığını düşünüyor olabilirsiniz. Yüksek standartlar genelde üç şekilde görülür: (a) mükemmeliyetçilik, ayrıntıya aşırı dikkat, kendi performansını diğerlerine kıyasla hafife alma; (b) katı kurallar: hayatın bir çok alanında yüksek, ahlaki, kültürel, dini kurallara sahip olma; (c) daha fazlasını başarabilmek için zaman ve verimlilikle aşırı meşgul olma.

2. Onay Arayıcılık Şeması

Onay arayıcılık şemasında, kişide başkalarının onayını alma, kabulünü ve ilgisini kazanmaya karşı aşırı hassasiyet söz konusudur. Kişinin beğenirlik ve itibar algısı kendi doğal eğilimlerine göre değil; diğerlerinin tepkisine göre belirlenir. Kişi için önemli olan başkalarının gözünde nasıl göründüğü olduğu için ortama uygun davranmaya çok dikkat ederler. Statü, ün, para, para, dış görünüş onay, beğeni ve ilgi kazanmanın aracı haline gelebilir.

3. Haklılık Şeması

Haklılık şeması, hayattaki gerçek limitleri kabul etme becerisi ile ilgilidir. Haklılık şeması olan kişiler kendilerini ayrıcalıklı hissederler. İstedikleri an istediklerini yapabilme, söyleyebilme konusunda ısrarcıdırlar. Kişi her durumda, çatışmada kendini haklı görür, diğerlerinin ihtiyaçları ve duygularına yönelik empati geliştiremez, karşı tarafı kontrol etmeye veya baskı altına almaya çalışabilir. Kişi güç ve kontrolü elde edebilmek için üstünlük sağlamaya (en popüler, en zengin, en başarılı olma gibi) aşırı odaklanabilir. Onay arayıcılıkta üstünlük ilgi görmek için, haklılık şemasında ise güç ve kontrol elde etmek için temel motivasyondur.

4. Yetersiz Öz-denetim

Yetersiz öz-denetim şemasında, kişisel hedefler oluşturma ve bunları gerçekleştirme sürecinde gereken disiplini sağlayamama durumu söz konusudur. Kişi, dürtü ve duygularını kontrol etme, engellenmelere karşı tolerans gösterme durumlarında zorluk yaşar. Yetersiz öz-denetim şemanız aktifse, acıdan, huzursuzluktan, ağrıdan, çatışmadan, bunlarla yüzleşmek ve sorumluluk almaktan kaçınıyor olabilirsiniz. (Young ve Klosko, 2012; Rafaeli, Bernstein ve Young, 2011).

ŞEMALAR İLE BAŞ ETME BİÇİMLERİ

Şema başa etme biçimleri, çocukluktan itibaren yaşanan olumsuz yaşantılarla mücadele etmek için geliştirdiğimiz çeşitli davranışlardır. Bazı baş etme biçimleri uyumlu, sağlıklı ve işe yarardır. Ancak bazıları farkında olmadan şemalarımızı sürdürmemize neden olur.

Psikolojik problemleri bir salyangoza benzetebiliriz. Şemalar kabuğun içindeki gövde; kabuk ise, baş etme biçimleridir, diyebiliriz. (Karaosmanoğlu, 2016)

Bu uyumsuz başa etme biçimlerini 3 kategori altında toplayabiliriz.

1. Şema Teslimi: Şemalar tetiklendiğinde ortaya çıkan duygu, düşüncelere boyun eğme, teslim olmaya neden olan tutumları içerir. Örneğin, terk edilme şeması olan bir kişinin, eninde sonunda onu terk edecek biriyle (evli, çapkın vb.) birlikte olması; duygusal yoksunluk şeması olan bir kişinin duygularını ifade etmeyen, soğuk biriyle birlikte olması ya da dayanıksızlık şeması olan birinin gazetelerin üçüncü sayfa haberlerini okuması gibi. Böylece kişiler şemalarını sürdürmeye devam ederler.

2. Şema Kaçınması: Kaçınma baş etme türünde kişiler, şemalarını tetikleyecek kişi, durum ve olaylardan uzak durarak kendilerini şemanın ortaya çıkartacağı rahatsız edici duygu ve düşüncelerden korumaya çalışırlar. Örneğin, terk edilme şeması olan bir kişi romantik ilişkilere girmeyerek şemasının tetiklenmesinin önüne geçebilir. Bu çaba kısa vadede rahatlamayı sağlasa da uzun vadede kişinin terk edilme inancını sağlamlaştırır.

3. Şema Aşırı Telafisi: Aşırı telafi, şema tetiklendiğinde ortaya çıkan duyguyla tam tersi davranışlarda bulunarak mücadele etme türüdür. Örneğin kişi, yalnızlık, aşağılık duygularını diğerleri üzerinde üstünlük kurarak, onları aşağılayarak gidermeye çalışabilir. Ya da terk edilme şeması olan biri terk edilmemek adına aşırı kontrolcü, kıskanç tavırlar gösterebilir. En nihayetinde bu tutumlar ilişkiye zarar vereceği için şeması doğrulanır ve terk edilir.

Duygusal Yoksunluk şeması üzerinden üç baş etme biçimini incelersek: Şema tesliminde, duygularını ifade etmeyen soğuk eşler seçerek duygusal açıdan sürekli yoksunluk hissetmek söz konusuyken; Şema kaçınmasında, yakın ilişkilerden uzak durarak duygusal yoksunluk hissetmeme çabası vardır. Şemanın aşırı telafisinde ise, birlikte olduğu insanlara karşı duygusal açıdan aşırı ısrarcı, bıktırıcı derecede talepkar davranmak söz konudur. Üçü de işlevsiz olan bu baş etme türlerinin şemayı sürdürdüğünü, en nihayetinde kişiyi duygusal açıdan yoksun bıraktığını söyleyebiliriz.( Rafaeli, Bernstein ve Young, 2011; Rafaeli, Bernstein ve Young, 2011).

MOD KAVRAMI

Bir ya da birden fazla şema tetiklendiğinde o anki duygu duruma göre kişilerde ortaya çıkan belirgin, duygu, düşünce ve davranış türleridir. Modlara benliğimizin bir tarafı, bir yanı şeklinde tanımlayabiliriz. Modlar anlık olarak ortaya çıkar; kişi bir moddan diğerine hızla geçebilir, birkaç mod aynı anda aktif olabilir (Rafaeli, Bernstein ve Young, 2011). Örneğin, diyet yapan bir kişiyi düşünelim. Bir tarafı diyetini sürdürerek kilo vermeyi, diğer tarafı ise, büyük bir istekle kalorili bir yiyeceği tüketmek isteyebilir. Şemalar ve uyumsuz baş etme türleri (teslim, kaçınma, aşırı telafi) tetiklendiğinde ortaya çıkan modlar çoğunlukla problem sürdürücü bir etkiye sahiptir. Ani çıkışlara neden olabilir, modlar arası ani geçişler kişide “şimdi neden böyle davrandım?” şaşkınlığı oluşturabilir. Terapi süreci bu geçişleri fark etmeyi, modlar üzerindeki kontrolü, sağlıklı ifade biçimlerini kazandırmayı hedefler.

Şema modları dörde ayrılmıştır. Bunlar: Çocuk modları, Ebeveyn modları, Başa çıkma modları, Sağlıklı yetişkin modu şeklindedir.

1. Çocuk Modları

Çocukluktaki temel gereksinimler (sevgi, güven, istikrar gibi) karşılanmadığında ortaya çıkan çaresizlik, korku, üzüntü, öfke gibi duygularla bir çocuğun içgüdüleriyle baş etmeyi öğreniriz. Yetişkin hayatında da, karşılaştığımız sorunlarla bir çocuk refleksiyle baş etmeye çalıştığımız zamanlarda çocuk modlarının devreye girdiğini söyleyebiliriz.
• İncinmiş çocuk modu: Bu modda kişi kendini, olumsuz durumlarda üzgün, mutsuz, kaybetmiş, ihmal edilmiş, önemsiz, aşağılanmış; kısaca incinmiş çocuk gibi hisseder.
• Kızgın çocuk modu: Bu modda kişi olumsuz durumlarla karşılaştığında bir çocuğun verdiği öfke tepkilerini verebilir.
• Dürtüsel/Disiplinsiz çocuk modu: Bu modda kişi, her istediğini anında elde etmeye alışkın çocuk gibidir. Kişi kendisini kontrol edemeyebilir genelde beklemeye tahammülü yoktur.
• Mutlu çocuk modu: Bu moddaki kişinin en temel özelliği, kendini temel ihtiyaçları giderilmiş, mutlu bir çocuk gibi algılar. Kişinin içten ve doğal davranabildiği sağlıklı bir moddur.

2. Ebeveyn Modları

Büyürken ailemiz, öğretmenler, etrafımızdaki yetişkinleri gözlemleyerek içselleştirdiğimiz tutumları içerir. Bir ebeveynin çocuğa davrandığı gibi kendimize davrandığımız modlardır. Ebeveyn modları direkt kendi ebeveynimizden elde ettiğimiz kalıplardır diyemeyiz. Bu modların gelişimde mizacın da etkisi olabilir.
• Cezalandırıcı ebeveyn modu: Kişi bu modda cezalandırılmayı ve suçlanmayı hakkettiğini düşünür. Kendisine yönelik suçlayıcı, aşırı eleştirel ve cezalandırıcı bir tutum takınır. İçinizde elinde sürekli bir cetvel tutan öğretmen var gibidir.
• Beklentili ebeveyn modu: Bu modda kişi sanki içindeki ebeveyn kendisinden sürekli, ı bir şeyler bekliyor gibi hissetmektedir. Kişi çok çalışmalı, en iyisini yapmalı, düzenli olmalı, ahlaklı olmalı gibi… Kişinin duygularını açması ya da kendini ortaya koyması kendine yanlış gibi gelir. –meli –malı kuralları vardır sürekli.

3. Uyumsuz Başa Çıkma Modları

Stresle baş etme biçimlerinin daha belirgin olanlarıdır. Şema teslimi, Şema kaçınması, Şemanın aşırı telafisi şeklinde tanımladığımız baş etme biçimleri davranış olarak tanımlanırken uyumsuz başa çıkma modları anlık ortaya çıkan duygu, düşünce ve davranışları da içerir.
• Teslimci mod: Bu modda kişi başkalarına göre şekil alır. İlişkilerde diğer kişilerin hakimiyeti ele almasına izin verir, “tatsızlık çıkmaması, eleştirilmemek, tepki almamak adına kendi ihtiyaçlarını geri planda tutar.
• Kopuk korungan mod: Bu modda kişi duygularını ve sorunlarını reddeder, duygusal olarak kopuk, mesafeli ve hissizleşmiştir. Kişi hislerini belli bir mesafede tutabilmek için aşırı mantıksallığa başvurulabilir. Kopuk modda kişi dışarıdan sağlıklı görünse de uzun vadede mesafe koyduğu duygularını biriktiriyordur.
• Kopuk kendini avutan mod: Bu modda kişi, rahatsız edici duygu ve düşüncelerinden kaçınmak için kendini iş, spor, TV izleme gibi aktivitelerle meşgul eder.
• Zorba/Saldırgan mod: Bu modda kişi olumsuz duygu ve düşünceleriyle başkalarına üstünlük kurarak mücadele etmeye çalışır. Başkalarını zorbaca/saldırganca küçümseyerek, bastırarak başa çıkma tutumunu içerir.
• Büyüklenmeci mod: Bu modda kişi için önemli olan en başarılı, en popüler, en varlıklı olmaktır. İkinci sırada olmakla yetinemez. Yaptığı her işte en iyi olmaya çalışır, diğerlerinin uyduğu kurallara uyma mecburiyeti olduğunu düşünmez.

4. Sağlıklı Yetişkin Modu:

Kişiliğin olumsuz olay ve durumlarla sağlıklı baş eden tarafıdır. Kişi kendinin, temel ihtiyaçlarının, yeteneklerinin ve sınırlı alanlarının farkındadır. Kendisi ve diğerleriyle barışıktır.

Şema Terapinin yaklaşımının temel amacı, danışanların ihtiyaçlarını ve bu ihtiyaçlarla ilişkili olarak oluşan şema alanlarını fark etmeleri, uyumsuz başa çıkma biçimleri ve modların şemaları sürdürücü etkisini görme, bilişsel, davranışsal ve yaşantısal tekniklerle bu alanlarda değişimlerin yapılması şeklindedir. Tedavinin hedefi kişinin temel ihtiyaçlarını fark etmesi ve sağlıklı yollarla ifade edebileceği ve giderebileceği bir zemin oluşturmaktır.

KAYNAKLAR
Farrell Joan M., Reiss, Neele ve Shaw Ida A. (2015) Şema Terapi Klinisyenin Rehberi, Bireysel, Grup veya Klinik Ortamlarda Şema Terapi Programları Oluşturmak ve Uygulamak, Psikonet Yayınları: İstanbul.

Karaosmanoğlu, Alp H. (2016) Eyvah! Kötü Bir Şey Olacak, Endişe Kıskacı: Evham ve Vicdan, Psikonet Yayınları: İstanbul.

Rafaeli Eskhol, Bernstein David P. ve Young Jeffey E. (2012) Şema Terapi Ayırıcı Özellikler, Psikonet Yayınları: İstanbul.

Young Jeffey E. ve Klosko Janet S. (2012) Hayatı Yeniden Keşfedin, Psikonet Yayınları: İstanbul.

Şema Terapi Eğitim Programı, Alp Karaosmanoğlu Eğitim Notları, ISST & Psikonet: 2015- 2016
Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Şema Terapi Yaklaşımı" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Psk.Ebrar YENİCE KANIK'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Psk.Ebrar YENİCE KANIK'ın izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     12 Beğeni    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Psk.Ebrar YENİCE KANIK'ın Makaleleri
► Şema Terapi Psk.Özlem YILMAZ
► Şema Terapi Nedir? Psk.Dnş.Yusuf BAYALAN
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,973 uzman makalesi arasında 'Şema Terapi Yaklaşımı' başlığıyla benzeşen toplam 31 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


00:02
Top