2007'den Bugüne 92,262 Tavsiye, 28,210 Uzman ve 19,973 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Kış Aylarında Hastalıklardan Korunmanın Püf Noktaları
MAKALE #17646 © Yazan Dyt.Seyit KALAYCI | Yayın Aralık 2016 | 2,619 Okuyucu
KIŞ AYLARINDA HASTALIKLARDAN KORUNMANIN PÜF NOKTALARI

Kış aylarının ilerlemesiyle yaz aylarına giden zamanda, formuna dikkat eden kişilerin sayısı artarken, kışın kilo alma eğilimi daha fazladır. Havanın daha erken kararması, güneşli saatlerin yerini yerine karlı kış saatlerinin gelmesi ve soğukların giderek artmasıyla, işlerin yoğunlaşması dolayısıyla gelişen halsizlik, isteksizlik, mutsuzluk sonucu aşırı yeme içgüdüleri bu aylarda daha fazla gelişebilir. Kilo almamak için az ve sık yiyerek açlığınızı kontrol altında tutabilirsiniz. Bunun için kesinlikle uzun süre kendinizi aç bırakmadan yanınıza taşıması kolay pratik ara öğünler alın. Özellikle bol lif içeren doğal içeriğe sahip besinler, daha uzun süre tok kalmanızı ve ana öğünlerde daha az yemek yemenize yardım ederken kan şekerinizin daha düzenli seyretmesini sağlar. Sıcak bitki çaylarına tarçın ve karanfil atmak da iştahınızı kontrol etmeye yardımcı olabilecek iyi püf noktalardan biridir.

1. Kış Depresyonuna dikkat!

Uzun kış akşamları ve havaların kapalı olması sonucunda oluşması muhtemel olan stresi kontrol altına almak için özellikle B grubu vitaminlerinden zengin beslenmekte fayda var; tam tahıllı ekmekler, kuru baklagiller, yeşil yapraklı sebzeler, et ve süt ürünleri gibi. Özellikle balık tüketmek de yine depresyon hali ile baş etmenizde size yardımcı olacaktır. Hafta da en az 2 gün balık tüketmemiz kış aylarında vücut için gerekli olan besinlerin karşılanmasında yardımcı olacaktır. Yüksek miktarda folik asit ve fosfor içermesi beyin sağlığı için çok önemli bir besin olduğunu göstermektedir. Yapılan bilimsel çalışmalar çocuklarda zihnin daha iyi çalışmasına ve sinir sistemi üzerinde faydaları olduğu gösterilmiştir. Havaların soğumasıyla birlikte artan balık çeşitleri kışın daha ucuz balık tüketmemize yardımcı olacaktır. Balıklar insan sağlığı için faydalarını saymakla bitmeyecek besinler arasında ilk sırada olacaktır.

2. Yüksek kaliteli karbonhidratlar tüketin:

Kış günlerinde gündüz süresi kısaldığında ve güneşten yeterli olarak faydalanamadığımızda, serotonin(iyi hissetmemize yardımcı olan beyin kimyasalı) hormonunu artırmaya ihtiyaç duyabiliriz. Kış aylarında ki karanlık ve basık havalar pek çok bireyin keyfini kaçırabilir. Karbonhidrat bakımından yeterli beslenmek, serotonin yani mutluluk hormonunu artırır. Kış günlerine daha az güneşli saatler de, depoladığınız serotonin düşmeye başlar. Vücudunuzun daha çok serotonine ulaşması için karbonhidrat yüklü rahat gıdalar için isteklilik artmaktadır. Ancak serotonini artırmak için karbonhidratları seçerken dikkatli olun! Besleyici kepekli veya tam tahılları, yulaf, tatlı patates, balkabağı ve gibi yüksek kaliteli karbonhidratları seçmemiz hem bizim için gerekli olan karbonhidratı karşılamamıza yardımcı olacaktır hem de daha mutlu hissetmemize yardımcı olan serotonin hormonun salgılanmasını sağlayacaktır.

3. Mevsimlik sebze ve meyvelerini sevin,

Kış aylarında özellikle mevsiminin sebze ve meyvelerini bol miktarda ve taze olarak, çiğ ya da az pişmiş şekilde tüketmek sağlık için çok yararlı olacaktır. Kışlık ürünler, yaz meyveleri kadar heyecan verici ve renkli olmayabilir, ancak hala birçok sağlıklı seçenek mevcut. Antioksidan içeren meyve ve sebzeleri tüketerek bağışıklık sisteminizi toplayın. Mandalin, elma, greyfurt, brokoli, brüksel lahanası, havuç, karnabahar ve tatlı patates gibi meyve ve sebzeleri seçin. Bu kış aylarının besinleri güneşin faydalı ışınlarını daha fazla depoladığı için; enerji, canlılık, dayanıklılık ve ihtiyacımız olan vitamin ile minareleri daha fazla içerirler. Yılın bu zamanında sebze ve meyveleri daha ucuza alabilirsiniz. Her öğün ve atıştırmalıkta en az bir meyve veya sebze yaparak gününüzü toplamda 5 porsiyona tamamlayın. Yemeklerinize nar, kızılcık, narenciye, mor lahana, brokoli, brüksel lahanası ve turuncu kök sebzeleri gibi mevsimlik ürünler üretin. Tabağınıza sadece renk katmakla kalmayacaksınız, birçok sağlıklı besin öğelerini katmış olacaksınız. Peki ya C vitamini? Çalışmalar 1000 mg C vitamini takviyesinin soğukluğunuzu hafifletip hastalığınızın süresini yarım gün kısalttığını gösteriyor. Kış aylarında bol miktarda turunçgil tüketmek griple savaşmaya yardımcı olacaktır.

4. Gündüzler çok mu kısa? Vitamin D takviyelerini düşünün,

Kuzey yarımkürede yaşıyorsanız veya her zaman güneş kremi kullanıyorsanız, özellikle kış aylarında D vitamini takviyeleri almayı düşünün. Birçok çalışma, 1000 IU D vitamininin oral alımının, kolon, göğüs ve yumurtalık kanseri riskini yüzde 50 azaltabileceğini gösteriyor. D vitamini, güçlendirilmiş süt ürünlerinde, yağlı balıklarda ve yumurta sarısında bulunur. Ancak d vitaminin gıda yoluyla tek başına tavsiye edilen seviyeye ulaşılması oldukça zordur. Bu nedenle, Kanada Kanser Derneği, tüm yetişkinlerin sonbahar ve kış sezonu boyunca her gün 1000 IU D vitamini takviyesi almasını önermektedir. Herhangi bir takviye başlamadan önce doktorunuzla konuştuğunuzdan emin olun ve mevcut çoklu vitamin kullanıyorsanız eğer eklediğiniz D vitamini miktarını kontrol edin.

5. Grip hastalığıyla savaşmak için yemek yemeyi ihmal etmeyin,

Tencere ile sağlıklı pişirme yöntemlerini kullanarak bir miktar et ile güzel yemekler yapabilirsiniz. Kırmızı et, bağışıklık sistemini güçlendiren iki mineral olan çinko ve demir bakımından zengin. Baklagiller (nohut, fasülye, barbunya vb) mükemmel bir protein kaynağıdır, az yağlı, yüksek lifli, düşük glisemik indekse sahip ve ekonomiktir. Özellikle yapraklı sebzeler çiğ ya da az su ile buharlı tencere veya toprak güveçlerde zeytinyağı ile birlikte kısa süreli pişirilerek tüketmek içeriğinde bulunan vitamin ve mineralinden en yüksek seviyede yararlanılmasını sağlar. Et, sebze ve bir miktar fasulye bulunan bir tencere yemeği, hastalıkla mücadele kabiliyetinizi artırmanın yanı sıra gerçek rahatlık gıdası olmanın harika bir yoludur.

6. Probiyotik yoğurt tüketmeye özen gösterin,

Bunlara ek olarak, yoğurt severleri için umut verici bir çalışma var! Alman bilim adamlarının yaptığı bir araştırmada, probiyotiklerin (aktif kültürlü yoğurtlarda bulunan) soğuk algınlığı hadisenizi neredeyse iki gün kısaltabileceği bulundu. Yani "dost" bakterileri yemeye devam ederek sağlığınız için çok şey yapmış olursunuz. Probiyotik yoğurtlar aynı zamanda bağışıklık sisteminizi güçlendirerek hastalıklara karşı savaşmanıza yardımcı olurlar. Kış aylarında metabolizmanın yavaşlaması ve fiziksel aktivitenin de azalması ile birlikte kabızlık sorunları görülebilir. Bu nedenle bağırsak hareketlerinizi düzenlemek ve bağırsakta bulunan ve yararlı olan dost bakterilerin sayısını arttırmak ve bağırsaktaki hareketliliğini arttırmak için probiyotik içerikli yoğurtları tercih edebilir, kefir içebilir, probiyotik toz veya kapsül halinde bulunan desteklerden yararlanabilirsiniz

7. Sıvı kaybı için su,

Yazın aylarında sürekli su içme isteğimiz yerini su içmenin aklımıza bile gelmediği zamanlara bıraksa da. Özellikle kış aylarında su içmeyi çok unuturuz, soğuk hava su içmeyi isteğini azaltabilir. Ancak hissedilmemesine rağmen siz farkında olmasanız bile vücuttan su kaybı gerçekleşir. Vücuttan kaybedilen sıvıyı yerine koymak çok önemli. Eğer dışarıda spor yapıyorsanız çalışma öncesi ve sonrası tartılın, göreceğiniz kilo kaybı vücuttan atılan sıvıdır ve 1-2 bardak su içmeyi ihmal etmeyin. Su, alınan kaloriyi etkilemez bu nedenle su içeriği yüksek meyve, sebze ve çorba hem uzun süre tok kalmanızı hem de su ihtiyacınızı karşılamayı sağlar. Günde en az 10 su bardağı su içmeyi ihmal etmeyin.

8. Fiziksel aktivite ihmal edilmemeli,

Havanın erken kararması ve soğuması ile işten çıkış saatinin kısa günlerde havanın karanlık zamanlarına denk gelmesiyle kişilerde fiziksel aktiviten azalmasına neden olabiliyor. Haftada 3 gün 30-40 dakika yürüyüş yapmaya özen göstererek vücudunuz için gerekli olan hareketi sağlamaya yardımcı olacaktır. Yürüyüş yapacak imkanınız ya da vaktiniz yoksa günlük hareketlerinizi artırabilir, Tabi ki bunlar bizi için bahane olmak zorunda değil, fiziksel aktiviteyi alışkanlık haline getirerek araba park yerlerinizi biraz uzak yerlerden seçerek yürüyüş yapmanıza katkı sağlayabilir, toplu taşıma araçlarını kullanıyorsanız eğer bir durak önce veya sonra inerek günlük adım sayınızı arttırabilirsiniz günde yaklaşık olarak 10 bin adım atmaya özen göstermelisiniz.
Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Kış Aylarında Hastalıklardan Korunmanın Püf Noktaları" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Dyt.Seyit KALAYCI'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Dyt.Seyit KALAYCI'nın izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     Beğenin    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
Seyit KALAYCI Fotoğraf
Dyt.Seyit KALAYCI
Gaziantep
Diyetisyen
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi40 kez tavsiye edildiİş Adresi Kayıtlı
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Dyt.Seyit KALAYCI'nın Yazıları
► Kış Aylarında Beslenme Dyt.Melike AYKOL ÖZKAN
► Kış Aylarında Beslenme Dyt.İrem BAŞAR
► Kış Aylarında Beslenme Dyt.Gülhan KOCA
► Kış Aylarında Beslenme Dyt.Turgay KÖSE
► Yaz Aylarında Beslenme Dyt.Turgay KÖSE
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,973 uzman makalesi arasında 'Kış Aylarında Hastalıklardan Korunmanın Püf Noktaları' başlığıyla benzeşen toplam 40 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


11:48
Top