2007'den Bugüne 92,262 Tavsiye, 28,210 Uzman ve 19,973 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Baba Çocuk İlişkisi
MAKALE #17607 © Yazan Psk.Serap DUYGULU | Yayın Kasım 2016 | 7,061 Okuyucu
Bebeklerin anneyle ilişkisi henüz doğmadan başlıyor. Özellikle biyolojik bağla başlayan ilişki, annenin çocuğunun hareketlerini hissetmesiyle beraber bambaşka bir boyuta geçiyor ve hep bahsedilen muhteşem anne çocuk ilişkisi manevi anlamda da zenginleşiyor.

Anne çocuğunun hayatında bu anlamda hep bir mutlak otorite konumundayken maalesef babalar için aynı şeyi söylemek mümkün değil. Babalar çocuklarla ilişkilerinde neredeyse bir üçüncü kişi konumunda ve bu durum doğumdan sonra da sürüyor. Hatta babaların çocuklarıyla oluşturdukları baba çocuk ilişkisinin derinleşmesi bazen 18 ayı bulabiliyor.

Baba çocuğunun doğmadan önceki varlığına sadece gözlemci olarak katılabiliyorken anne çocuğun her hareketini doğrudan hissediyor, onunla özel bir ilişki geliştiriyor. İşte bu nedenledir ki anneler çocuklarına karşı daha korumacı ve kıskanç olabiliyorlar.
Doğumla birlikte, 9 ay boyunca gün gün gelişimine yuvalık ettiği çocuğunun kendisinden kopmasını kabullenmek anne açısından bazen zor olabiliyor ve çocuğunu herkese karşı korumaya ve sakınmaya başlıyor. Korumak doğal bir annelik güdüsü ve özellikle ilk aylarda çocukların ne kadar savunmasız ve mikroplara ve hastalıklara karşı ne kadar dirençsiz olduklarını düşündüğümüzde annelerin bu tavrını anlamak mümkün.

Ancak anneler bu korumacı tavrı en yakınındaki kişilere de göstermeye başladıklarında durum farklılaşıyor. Zaman zaman annenin çocuğunu, babasından bile sakındığını,çocuğun bakım, temizlik gibi ihtiyaçlarını kendi başına yapmak istediğini ve babayla paylaşmaktan kaçındığını görüyoruz. Erkeklerin ev işleri ve çocuk bakımı gibi bir çok konuda yatkın olmadıklarını biliyoruz elbette. Ancak burada söz konusu olan kendi çocuğu olunca, babaların özellikle son yıllarda çok katılımcı olduğunu, bebek bakımı konusunda ciddi anlamda meraklı ve paylaşımcı olduğunu göz ardı edemeyiz. Üstelik bu tip çabaların doğuştan gelen özellikler olmadığını ve zamanla öğrenilip alışkanlık haline geldiğini da hatırda tutmak gerekiyor.

Biz anneler nasıl ilk çocuklarımızda acemilik çekip sonradan bazı şeyleri sıradan hale gelecek kadar kavradıysak, aynı şey erkekler için de geçerli. Hatta erkeklerin bazen annelerden daha fazla çaba gösterdikleri, daha başarılı oldukları da bir gerçek. Dolayısıyla annenin neler hissettiğini anlayarak, çocukların bazı ihtiyaçlarının giderilmesi konusunda babalara da fırsat verilmesi gerektiğini hatta özellikle baba çocuk arasındaki ilişkinin gelişmesi ve yerleşmesi açısından bunun çok önemli olduğunu hatırlatmak isterim.

Çocuk biraz büyüdüğünde annelerin çocukla ilgili sorumluluk almamakla eşlerini suçlamalarının kökeninde de aslında baba çocuk arasındaki bu uzaklık yatar. Oysa daha ilk günden itibaren çocuğun bakımında babalara daha fazla görev verilmeli ve baba çocuğun hayatında en az anne kadar aktif rol almalıdır. Hem fiziksel anlamda hem de çocuğun psikososyal gelişimi açısından baba çok önemli bir figürdür.

Bebekle beraber yaşanan ilk günler, ilk aylar genellikle zordur ve özellikle bizim toplumumuzda anneanneler, teyzeler, babaanneler, halalar hemen devreye girer, anneye yardımcı olurlar. Bu arada ‘sen düzgün tutamıyorsun, sen yediremezsin, sen bezini değiştiremezsin, bırak ben yaparım’ türündeki uyarılar bebekle baba arasına mesafe koymaktan başka bir işe yaramaz ve baba çocuğunun o ilk aylarında da sadece seyirci olma konumundan kurtulamaz. Oysa olması gereken ilk anlarda sağlıklı ve güvene dayalı bir baba çocuk ilişkisidir ve bu da doğrudan doğruya dokunarak, kucağa alarak ve bazı ihtiyaçlarıyla birebir ilgilenerek gerçekleşecektir.

Çocuk büyürken bazı şeyleri anne baba olarak birlikte öğreneceğimizi, zaman zaman yanlışlar yapma özgürlüğünün ve hakkının hem anne hem de baba açısından eşit olduğunu unutmamak gerekiyor.

Babası tarafından doyurulan, ninni söylenip uyutulan, banyo yaptırılan, kucağa alınan, sevilen bir çocuğun yaşadığı mutluluğu hem babanın hem de çocuğun elinden alma hakkımız yok. Onlar arasında gelişen sağlıklı ilişkinin de tadına doyulmaz. Üstelik anne olarak çoçoccuk bakımıyla ilgili her şeyi ilk günden yüklenip yorulmak yerine babasıyla paylaşıp,tadını çıkartmak en güzeli.

Bir çocuğun dünyaya gelmesinde anne ve babanın eşit sorumluluk ve pay sahibi olduğunu da unutmamak gerekiyor. Büyütürken de aynı sorumluluğu paylaşmak en sağlıklısı olacaktır.
Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Baba Çocuk İlişkisi" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Psk.Serap DUYGULU'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Psk.Serap DUYGULU'nun izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     5 Beğeni    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Psk.Serap DUYGULU'nun Yazıları
► Baba Çocuk İlişkisi Psk.Bilge AYGÜN
► Anne-Baba ve Çocuk İlişkisi Psk.Dnş.Havva BAYAR
► Anne Baba İlişkisi ve Çocuk Psk.Merve TUNAY DÜNYA
► Başarılı Anne-Baba-Çocuk İlişkisi Psk.Gülçin DÖNMEZ FİDAN
► Başarılı Anne Baba Çocuk İlişkisi Psk.Dnş.Alaaddin DEBGİCİ
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,973 uzman makalesi arasında 'Baba Çocuk İlişkisi' başlığıyla benzeşen toplam 28 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
► Alınganlık Kasım 2016
► Kıskançlık Kasım 2016
► Yılbaşı ve Çocuklar Kasım 2016
► İlk Doğum Günü Kasım 2016
◊ Dizi Dizi Hayatlar Ekim 2010
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


18:25
Top