2007'den Bugüne 92,307 Tavsiye, 28,219 Uzman ve 19,976 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Aile ve Çift Terapisinde Evlilik Sözleşmeleri Tekniği
MAKALE #17188 © Yazan Dr.Psk.Dnş.Ayfer SUMMERMATTER | Yayın Eylül 2016 | 4,469 Okuyucu
Ailelerin karşılaştıkları çözmeye yönelik bir çok terapi tekniği kullanılmaktadır. bu tekniklerden biri de psikoloji dünyasında oldukça yaygın kullanılan ve bilimsel olarak geçerliliği kanıtlanmış Bilişsel Davranışçı Yaklaşımdır. Bu makale de bu yaklaşımın ailelerle kullanımı ve bir kaç teknik hakkında bilgiler verilmiştir. Aile danışmanlığı profesyonellerinin yanı sıra evliliğinde ve aile hayatında sorun yaşayan kişilerin de kendi kendilerine uygulayabilecekleri ve yaşadıkları deneyimleri birbirleri ile paylaşarak gelişebilecekleri düşünülmektedir. Fakat unutulmamalıdır ki teknikler sadece gideceğiniz yolu hızlandırır ama gerçek bir değişim için bilişsel süreçteki değişime ihtiyaç vardır. Bu da ancak Bilişsel Davranışçı yaklaşımın değişimi sağlayan temel odak noktalarına hakim olmakla mümkündür.

Bilişsel Davranışçı Yaklaşım, problemi çözmeye odaklı ve şimdiki zamanla ile çalışan bir terapi tekniğidir. Bu nedenle bu yaklaşım dikkatli bir şekilde diğer aile terapi yaklaşımlarının yapısını bozmadan tedavi sürecine entegre edilebilir (Faust, 2000).
Bilişsel-davranışçı aile terapisi tüm aile bireyleri ile yapılan değerlendirme görüşmesi ile başlar. Bu değerlendirmenin odak noktası aile bireylerinin o andaki ailede var olan sorunun ne olduğu ve semptomların ortaya çıkması hakkındaki teorilerini ortaya çıkarır. Ebeveynlerin romantik ilişki geliştirme hikâyeleri ve evli olma ile elde ettikleri hakkında konuşulur (Waring ve Russell, 1980).

Terapist terapinin başlangıcında aktif rol oynar. Terapi ilerledikçe danışanlar daha fazla ihtiyaçları olan becerileri geliştirirler ve terapistin etkililiği yavaş yavaş azalır. Terapistin etkisi azaldıkça çiftin ilişkisini geliştirecek olan katkı ve yeterlilikleri artacaktır. Terapist başlangıçtan farklı olarak terapi ilerledikçe ilişkilerdeki sorumlulukları daha fazla vurgular ve işbirliği yapma becerisini çift ile birlikte çalışarak kazandırır. Terapist çiftlerin tanımladığı terapi hedeflerini destekler, ödevlerin oluşturulmasının bir parçası olur ve periyodik olarak hedeflerine ulaşma durumunun ne düzeyde olduğunu, nasıl gittiğini değerlendirmelerini sağlar (Baucom, Epstein, LaTaillade, Kirby, 2008).

Geleneksel davranışçı yaklaşımlar sağlıklı ilişki olarak eşlerin iyi oluş halleri, çiftlerin çevrelerini minimize ederek, onları birimlere ayırarak analiz edildiği bir teknik uygularlar. İyi bir ilişki çiftlerin her birinin gelişmek ve iyi oluşu arttırmak için yaptığı katkı ve eşlerin iyi bir takım gibi birlikte hareket ederek fiziksel ve sosyal çevrelerini uygun hale getirmeleridir. Sağlıklı bir çift ilişkisini geliştirmek, büyümek ve iyi hissetmek ve birbirlerinin ihtiyaçlarını karşılamak için katkılarda bulunurlar (Baucom, Epstein, LaTaillade, Kirby, 2008).

Çiftlerin geniş sosyal ve fiziksel çevreleri, onların desteklenmesinde önemli bir kaynaktır. Fakat bazen çevresel bazı faktörler çiftlerin baş etme becerilerinin ötesinde stres faktörleri barındırabilirler. Örneğin doğal afetler, beklenmedik şekilde oluşan olaylar çift ilişkilerinde krizlere neden olabilirler. Geleneksel bilişsel-davranışçı çift terapileri sıklıkla bunu gözden kaçırır veya çiftlerdeki bu genişlemiş stres faktörlerin etkilerini küçültürler. Ancak çağdaş bilişsel-davranışçı yaklaşımlar bunları da tedavi sürecinde hesaba katarlar (Baucom, Epstein, LaTaillade, Kirby, 2008).

Reinecke (1992) yaptığı araştırmasında birçok depresyonu olan çocukların ebeveynlerinin problem çözme becerileri ve sosyal becerileri çok zayıftır.
Bilişsel davranışçı yaklaşıma göre bizler;
• Biz diğer insanların gerçekten ne hissettiği, tutumları ve düşüncelerini bilemeyiz.
• Çoğunlukla çokta belirgin olmayan ipuçlarını okuyarak diğer insanların istekleri ve tutumları hakkında bilgi sahibi oluruz.
• Karşıdan aldığımız sinyalleri belki de işlevsiz olan kendi kodlama sistemimiz ile çözmeye çalışırız.
• Diğerlerinin davranışlarını değerlendirmemiz bizim zihinsel süreçlerimiz ile olduğu için belki taraflı bir şekilde çözümlemeye çalışırız.
• Diğer insanların motivasyon ve tutumlarına yönelik çıkarımlarımızın doğruluğuna yönelik inancımızın derecesi bizim düşüncelerimizin gerçekliğinin kanıtı olamaz.
Bilişsel davranışçı bir terapist aile danışması sürecinde aile bireylerinin yukarıda belirten durumları ne kadar yaptıkları ve bunun işlevsizliği hakkında aile bireylerinin aracılığıyla bilgiler toplar ve onların farkındalığını arttırmaya çalışır. Bu prensipler çerçevesinde çiftlerin birbirlerini algılama, hatalı algılama ile iletişim tarzları, iletişim bozuklukları gibi süreçlerine odaklanır. Bilişsel davranışçı yaklaşım bu bozulmuş, hatalı düşünce ve iletişim yollarına çare olacak şekilde dizayna yönelir (Beck, 1988). Bununla ilgili daha çok bilgiye ulaşmak istiyorsanız daha önce yayınlamış olduğum "Ailelerde Şemalar Ve Bilişsel Davranışçı Aile Terapisinde Kendini İzleme Yöntemi", "Evlilikte Mantıksız İnançlar Ve Düşünceler" ve "Ailede Birbirimizi Neden Yanlış Anlarız" isimli makaleleri okumanızı tavsiye ederim.

Evlilik Sözleşme Teknikleri

Evlilik sözleşmesinin en temel teorisi davranışsal değişimin duygusal ve bilişsel değişime yol açtığıdır. Evlilik sözleşmesinin ana amacı ilişkideki pozitif değiş tokuşları arttırarak, cezalandırıcı ve ya zorlayıcı değiş tokuşları azaltmaktır. Bu negatif değiş tokuşlara saplanıp kalan eşler, istediği şeyi almaya çalışırlar ve beklentileri karşılanmadığında misilleme yaparlar. Her bir eş ihtiyaçları doğrultusunda güç kullanarak kazanmaya çalışırlar (Weeks ve Treat, 2012).

Evlilik sözleşmesi yapmak güç mücadelesinin önüne geçmiş olur. Her iki eş sözleşmeye eşit düzeyde katkı sağladığı için eşit ve adaletli bir sistem yaratır. Güç mücadelesinin sonlanmasıyla, sözleşmede belirtilen pozitif değişiklikleri yapma şansı yakalarlar (Weeks ve Treat, 2012).

Sözleşmeden yaralanmak için belli koşulların sağlanması gerekir. Bunlar (Weeks ve Treat, 2012);
• Her iki eşte terapötik sürece kendilerini vermiş olmalıdır. Anlaşma taraflardan sadece biriyle gerçekleşmez.
• Eşler nispeten yumuşak başlı, uyumlu ve ilgili olmalıdır. Eğer çift haddinden fazla öfkeli ve birbirlerini suçlamaya odaklanmış ise bu anlaşma çok işe yaramaz.
• Her eş kendi davranışını değiştirmeye gönüllü olmalıdır. Her biri, değer verdiği bazı şeylerden vazgeçerek başka kazançlar elde edebileceğini bilmelidir.
• Çiftler ilişkideki kontrolü ele almaya motive olmuş olmalıdırlar.

Sözleşmenin genel prensipleri

Yazılı bir belge hazırlama: evlilik sözleşmesi yazıya dökülmelidir. Yazılı sözcükler kalıcıdır ve psikolojik olarak daha büyük bir öneme sahiptir. Bu anlaşmayı unutmayı da engeller. Kişiler her gün okuyarak normal rutinlerinden farklı olarak sözleşmelerini hatırlama ve uygulama şansı yakalar. Yazılı olarak hazırlanan sözleşmede kim, neyi, ne zaman yapar? Hepsi belirlenmiştir ve eşlerden bunun tekrar tekrar okuması istenir. Sözleşme müzakere edilebilir ve üzerinde ortaklaşa verilen kararla değişiklik yapılabilir (Weeks ve Treat, 2012).

Gerçekçi olma: karşılıklı gösterilecek davranışlar adil ve tarafsız olarak algılanmalıdır. Sözleşme ilişkide eşitlik ve adalet yaratmak için tasarlanır. En basit haliyle sözleşme her eşin alma ve verme ihtiyacını temsil eder. Bu nedenle değiştirilecek davranışlar bilincin kontrolü altında olmalıdır. Bir eş diğerinin veremeyeceği şeyi istememelidir (Weeks ve Treat, 2012).

Pozitif olma: sözleşmede ceza kullanımından kaçınılmalıdır. İlişkide olumlu duygusal ortam oluşturmak için sözleşmede mümkün olduğunca olumlu ifadeler kullanılmalıdır. Örneğin; “sana vermek istiyorum” “senin için __________________________ yapacağım” “_____________ yapmayı kabul ediyorum” gibi… (Weeks ve Treat, 2012)
Kapsayıcı olma: bir çift belirli bir probleme odaklanabilir, fakat bu onların arzu ettiği tek değişiklik olmayabilir. Tek maddelik bir sözleşme hazırlamak kolay olsa da önerilmez çünkü hep sorunları kapsayıcı değildir hem de tek maddenin başarısız olması motivasyonu düşürerek sözleşmeyi işlevsiz hale getirebilir. Sözleşme hazırlamak birkaç seans sürebilir ve çifte, önemli gördükleri tüm maddeleri içerene kadar sözleşmenin tamamlanmayacağını anlatmak gerekir. Aşırı odaklı olmak yerine sözleşme kapsamlı olduğunda, ilişkiyi birçok açıdan inceleme ve uygulamalardan daha fazla değişim elde etme şansı yakalanmış olur (Weeks ve Treat, 2012).

Uygulamaya yönelik problemleri tartışma: sözleşme tamamlandıktan sonra yeniden okunur ve çiftten uygulamayacaklarını düşündükleri durumları konuşmaları istenir. Her eş, diğerinin ne yapacağını hesaba katmaksızın, yüzde yüz katkıda bulunacağına kendi kendine söz vermelidir. Bir eşin kendi payına düşeni yapamama durumundaki başarısızlığı takip eden seanslarda ele alınır (Weeks ve Treat, 2012).
Gelişmeyi izleme: bazen eşler değişmeye başlar ama bu değişimi fark edemeyebilirler. Bunun nedeni insanların olayları izlerken, çoğunlukla bilgi güdümlü değil, teori güdümlü olmasından ileri gelir. Yeni bilgiler teoriye uydurulmaya başlanır ve eğer teoriye uygun değilse görmezden gelinir. Sistemik bir kendini izleme olabilmesi için, her eş kendi gelişimini günlük olarak gözden geçirebilir. Bunun için kendilerine “nasıl gidiyorum?” diye sormaları gerekir. Bu günlük izlemeler, seanslara getirilerek, terapistle birlikte üzerinde tartışılır. Eşlerden, anlaşmalara uydukları zaman birbirlerini desteklemeleri istenmelidir. Nasıl takdir edileceği de seanslar içinde konuşularak, herhangi bir yanlış anlamanın önüne geçilir. Takdir eden ifadeler sözleşmenin yararlılığını daha da pekiştirerek olumlu, destekleyici bir döngü yaratır (Weeks ve Treat, 2012).

Sözleşme Çeşitleri

Bedel sözleşmesi: eşlerden biri verdiği sözü tutarsa, o zaman diğeri de kendi payına düşen görevi yapar. Bu anlaşmada ortaya çıkması öngörülen davranışın ortaya çıkması bir başka davranışa bağlıdır. Bu anlaşmanın iyi işlemesi için ortaya konan davranış diğer eşin davranışlarını pekiştirmelidir. Örneğin bir hafta boyunca her akşam yemeğinden sonra çocuk çöpü çıkarırsa, 5 lira kazanacağına dair çocuk ve ebeveyn bir anlaşma yapabilirler(Weeks ve Treat, 2012; Gladding, 2012).

Bedel sözleşmesinde ki sorunlardan biri kimin önce başlayacağıdır. Bu konuya seansta açıklık getirilmelidir. Eğer bir taraf anlaşmanın şartlarına uymazsa diğerinin belirlenen davranış döngüsü içinde hiçbir sorumluluğu kalmaz. Böyle bir başarısızlık durumunda çiftler bunu öfke değil, hayal kırıklığı ile karşılamalıdırlar. Eğer öfke oluşursa bunu seansa kadar saklamaları istenir (Weeks ve Treat, 2012).

İyi niyet sözleşmeleri: her eş bazı belirlenen davranışları sergileyeceğine iyi niyetle söz verir. Eğer konuşulan davranışı sergilerse, eşinin davranışından bağımsız bir ödül alır. Örneğin, eğer adam karısından cumartesi günü onunla bisiklet sürmeye gelmesine ister ve kadından kabul ederse, o zaman kadın kendi hoşlanacağı bir ödül seçer, mesela arkadaşları ile akşam yemeğine çıkmak gibi. Davranışların sayısı az olduğunda bu sözleşme yapılabilir ama davranışların sayısı artınca ödül bulmak zorlaşabilir. Bu tekniği kullanırken eşlerin birbirlerini sözel olarak ödüllendirmelerini sağlamak oldukça verimli olur (Weeks ve Treat, 2012).

Uzlaşmalı sözleşme: bu sözleşmede duygularda sözleşmeye dâhil edilir. Uzlaşmalı sözleşme örtülü ve dile getirilmeyen beklentileri açık hale getirmeyi kapsar. Örneğin kocasının geçmişindeki kötü deneyimlerinden dolayı öfkelendiğinde kendisini terk edeceğini hisseden bir kadın, kavgadan sonra kocasının bağlılığını teyit etmesine ve ya kendi bağlılığına güvenmeye ihtiyaç duyar. Beklentileri açık hale getirme süreci daha geliştirici kılar. Bu sözleşme tekniği diğerlerine göre daha karmaşıktır. Ailelerin birbirlerinden bekledikleri bu örtülü beklentileri fark etmeleri zaman alacaktır. Terapi sürecinin kendisi kendi farkındalığını arttırır ve bilinç dışı beklentilerin açığa çıkmasını sağlar. Terapist bu beklentileri fark ettiğinde yüzleştirme, canlandırma gibi teknikleri kullanarak danışanlarının da fark etmesini sağlamaya çalışır (Weeks ve Treat, 2012).

Bu teknikler aile ve özellikle çiftler arasında iletişimi güçlendirmeyi amaçlamaktadır. Bu tekniklerin başarılı olması iyi değerlendirilmeleriyle mümkündür. Daha önce nasıldı? Neler değişti? Bu değişimin kaynağı nedir? gibi sorular çiftlerin farkındalığının artmasını sağlayacaktır.
Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Aile ve Çift Terapisinde Evlilik Sözleşmeleri Tekniği" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Dr.Psk.Dnş.Ayfer SUMMERMATTER'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Dr.Psk.Dnş.Ayfer SUMMERMATTER'in izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     Beğenin    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
Ayfer SUMMERMATTER Fotoğraf
Dr.Psk.Dnş.Ayfer SUMMERMATTER
İstanbul (Online hizmet de veriyor)
Doktor Psikolojik Danışman
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi30 kez tavsiye edildiİş Adresi Kayıtlı
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Dr.Psk.Dnş.Ayfer SUMMERMATTER'in Yazıları
► Evlilik-Çift ve Aile Terapisi Psk.Tuğba DEMİRÖZ
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,976 uzman makalesi arasında 'Aile ve Çift Terapisinde Evlilik Sözleşmeleri Tekniği' başlığıyla benzeşen toplam 22 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
► Çocuklarda Beslenme Ocak 2019
► Neurofeedback Nedir? Şubat 2017
◊ Bana Fırsat Ver Anne! Aralık 2017
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


07:28
Top