2007'den Bugüne 92,260 Tavsiye, 28,210 Uzman ve 19,973 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



İlişki Dinamiği
MAKALE #17160 © Yazan Psk.Elif Y. ÇAVUŞOĞLU | Yayın Eylül 2016 | 5,211 Okuyucu
Mağaralardan Plazalara İlişki Dinamiği

Pek çok kişi; insan da dahil olmak üzere tüm canlıların “Hayatta kalmak” dürtüsüyle hareket ettiğini bilir. “Savaş ya da kaç”. Yaşamdaki gerçek belirleyici işte budur. Bu pek çok kişiye şaşırtıcı, hatta inanılmaz gelebilir ama bugün hala taşıdığımız dürtülerimize bir göz atacak olursak ne denli inandırıcı olduğu daha açık görülebilir sanırım. Riskli bir durumla karşılaşan, bu nedenle kendini güvende hissetmeyen kişi dürtüsel bir biçimde kaçmaya hazırlanır. Uzun kasları hızlı koşabilmek için uzar ve bu nedenle ayakta hareketsiz durmak güçleşir. “Korkudan dizlerinin bağı çözülmek” tanımlaması bu durumu anlatır. Göz bebekleri daha uzağı görebilmek için büyür. Bağırsak hareketleri başlar ki; bunu hayvanlarda çok net görebilirsiniz. Kaçmaya başlamadan önce hafifleyebilmek için dışkısını bırakır. Yağmurdan kaçan insanlar alçalıp küçülerek koşarlar. Neden böyle büzüşüp olabildiğince küçüldüğümüzü hiç düşündünüz mü? Mağara girişleri alçak ve küçüktür çünkü. Geçende bir diyet programında adını yakalayamadığım bir hekim metabolizmanın kırk yaş civarında yavaşlamasının nedeninin ilkel çağlardan kalma yiyecek bulamama endişesinden kaynaklandığını söylüyordu. Bu çerçeveden bakacak olursak çok akla yakın geliyor.

Hayatta kalma dürtüsü kadın-erkek ilişkilerinin de yöneticisi. İlkel toplumda kadın toplayıcı, erkek avcı. Orman kanunlarıyla vahşi hayvan saldırıları altında yaşayan ilkel toplumda avcı olan erkek vahşi hayvanlarla savaşıyor. Kadının böyle bir işlevi yok. Kadın da kendisini vahşi hayvanlardan koruyacak bir erkek arıyor. Yani sığınabileceği; onu, yaşamını tehlikeye atmak pahasına koruyacak bir erkek arıyor. İnsan yaşamını ne uğruna tehlikeye atar? Çok sevdiği bir şey uğruna yapar ancak bunu. İşte bu yüzdendir ki; mağaralardan günümüze kadın erkeğin sevgisini ve cesaretini sınar. Tüm kaprisleri, akla uzak görünen davranışları erkek tarafından sevildiğinden emin olmak içindir. İnsan davranışlarını açıklarken “Dişi köpek kuyruk sallamadan erkek köpek gitmez” deriz. Bu durum insanlar için de genellenmiştir. Doğrudur... Peki ya siz hiç kuyruk sallayarak erkek köpeğe doğru giden bir dişi köpek gördünüz mü? Göremezsiniz. Kuyruk sallar ama başka tarafa doğru gider. Erkek köpek kovalar, dişi köpek kaçar ve kaçarken de kuyruk sallamayı ihmal etmez. Bunun yansımalarını gördüğümüz kadın davranışlarını hiç akla mantığa sığdıramayız. Kaçıyorsa istiyor olabilir mi? İstiyorsa neden kaçıyor? Kadının isteği ne kadar istendiğini ne kadar sevildiğini görmek, bunun dozunun yeterince yüksek oduğundan emin olmaktır. Öte yandan cesur bir erkek arayan kadın erkeğin reddedilme olasılığı pahasına peşinden gelecek cesareti gösterip gösteremeyeceğini de sınar. Zira kendisini yaşamın güçlüklerine karşı koruyacak, hayatın güçlükleri karşısında kadınını koruyabilmek için gereğinde kendisini siper edecek bir erkek arayışıdır kadınınki. Kadın erkeğe değil; kendisini seven erkeğe aşık olur, ilişkisi süresince de bu sevginin sürüp sürmediğini test eder. Çalıştığım çiftlerden birinin böyle bir öğküsünü burada paylaşmak istiyorum. Babasının da onlarla birlikte yaşamasını çok isteyen bir adamla evli hanım bir danışanım eşine, “İstiyorsan baban da bizimle yaşayabilir” şeklinde bir öneri getirmişti. Eşi de çok istediği bu durumu memnuniyetle kabul etmişti. Ancak ertesi gün aynı hanım eşine “bunu, hiç istemediğim halde önerdiğimi biliyor olmana rağmen nasıl kabul edersin?” şeklinde bir çıkış yapınca eşi anlayamamış, şaşırmıştı. Terapi seansı sırasında eşinin duymak istediğinin “Olmaz hayatım. Sen öyle mutlu olamayacaksın; ben başka bir çözüm bulurum” gibi bir söz duymak olduğunu anladığında yani sevgisinin sınandığını fark ettiğinde bu davranışın ilk bakışta göründüğü kadar anlamsız olmadığını da anladı.

Erkekler ne arar? Erkek avcıdır. Zoru başarmak onun işidir. Kadınını tehlikelerden korumak da onun işidir. Cinsel yaşamda da bir erkek herhangi bir cinsel birleşmeyle orgazm olabilirken kadının orgazmı erkeğin başarısıdır. Dünyaca ünlü ilişki terapisti John Gray’in de dediği gibi erkeğin mutluluğu başarıya endekslidir.” Erkek önce “Bu kadını elde etmeyi başardım” diye mutlu olur. Sonra “Kadınımı mutlu etmeyi başardım” diye mutlu olur. Kısacası bir erkeğin mutlu olabilmesi için sürekli yeni bir şeyler başarması gerekir. Tam anlamıyla elde etmeyi ve mutlu etmeyi başarmış olduğu bir kadın ve artık içinde başaracağı yeni şeyler barındırmayan bir ilişki bir erkek için anlamsızlaşır. Öte yandan ne yapsa mutlu edemediği bir kadın da bıktırıcıdır. Erkek ne yapsa mutlu edemediği bir kadın karşısında önce huysuzlaşır, sonra agresifleşir ve önünde sonunda erkek böyle bir kadını mutlu etmeyi denemekten; yani o kadından vazgeçecektir. Tam olarak adlandıramasa da erkeğin başarısızlık karşısında huysuzlaştığını hisseden pek çok kadının orgazm taklidi yapmasının açıklaması da bu olsa gerek...

Pek çok insan çocukluk yaşanmışlıklarının etkisiyle kendilerini, diğer insanları ve dünyayı algılayışlarındaki işlevselliğin bozulması nedeniyle işlevsel olmayan arayışlara girerler.

Çocukluğunda özellikle annesi tarafından yeterince himaye edilmemiş bir kadın kendisine annesinin vermediği sevgiyi verecek; kendisini kaybetmeyi göze alamayacak bir erkek arayışına girişir. Ancak gene de bilinçaltı temkinlidir. Kendisini tam emanet edemez. Annesi bile onu korumamıştır ki bir başkası bunu yapar mı? Yeterince güçlü bir erkek kendini emanet edemeyen bu kadının düzeni içinde var olmayı kabul etmez. Bilir ki; kendisini kimseye emanet edemeyen bir kadın asla elde edilemeyecek bir kadındır. O kadın asla bir başkasına ait olamayacaktır; hep kendisine ait kalacaktır. Bu durum mutluluğu başarıya endeksli erkeği ürkütür, kaçırır. Böyle bir kadının çevresinde genellikle iki tür erkek görürüz. Biri çok güçlü görünen ama aslında o denli güçlü olmayan bir kişilik türü. Ne denli güçlü görünse de içinde bir yerlerde aslında göründüğü kadar üstün olmadığını hisseden bu tür erkekler çevreleri tarafından çok beğenilen, hayran olunan biri olarak algılanmak yoluyla kendileriyle barışmaya çalışırlar. Kendilerini ispat dürtüleri çok gelişmiştir. İlgilendikleri kadının kendilerine aşık olması için büyük bir şov yaparlar. Aslında bu kadını gerçekten elde etmek ya da etmemek onlar için önemli değildir. Önemli olan çevrelerinde kendilerine hayran bir kadınla yan yana durarak gösteriş yapmaktır. Sanal olarak çok üstün ve güçlü görünen bu tür erkekler yeterince himaye edilmemiş kadınlar için adeta bir tuzaktır. Kadın bu sanal güce ve kendisine yöneltilen bu ilgiye kapılır. Ancak bir süre sonra bencil ve özveriden yoksun bu erkek türünde aradığını bulamaz ve bu ilişkiden vazgeçer. Diğer tür zayıf, onun gücünden yararlanacak, onun eteğine tutunacak erkeklerdir. Bu erkekler de muhtemelen anneleri tarafından fazlaca himaye edilmiş, kendi başlarına var olamayan ve bu nedenle de kendilerine yeni bir anne arayışı içinde olan gruptur. Ayrıca ondan vazgebilecek kadar güçlü olmayan bu erkekler kadına annelerinden alamadıkları, kendisinden vazgeçemeyen insanın verebileceği kayıtsız şartsız sevgiyi veriyor olduklarına dair sanal bir görüntü oluştururlar. Oysa kadının aradığı güçlü, himaye edici bir sevgiyken bu sevgi zayıf, himaye arayan birinin sevgisidir. Bu yanlış ilişki dinamiği bir patolojik örtüşmeden başka bir şey değildir ve ne kadını ne de erkeği mutlu eder. Genellikle kadın bir gün aradığının böyle naif biri tarafından sevilmek olmadığını fark eder ve bu tip ilişkiler genelde kadının ilişkiden vazgeçmesiyle son bulur.

Bir erkeğin de çocukluğunda yeterince himaye edilmemiş olması kadın seçiminde ve ilişkilere başlayış ve sürdürüş biçimimde hatalı kodlamalara neden olabilir. Kadın seçerken ona annesinin vermediği kayıtsız şartsız sevgiyi verecek, onu her haliyle kabul edecek bir kadın arayışına girer. Dolayısıyla kuyruk sallayan köpek misali ilgisini belli ettikten sonra kaçan kadının peşinden gitmek yerine orada duran ve ona kucak açan kadını tercih eder. Oysa ki kadın erkeğin sevgisini test etmek ihtiyacındayken bu kadının böyle bir ihtiyacı yoktur. O halde beklentisi sevilmek değildir. Peki sevilip sevilmediğini önemsemeyen bu kadın neyi önemsiyordur? Büyük olasılıkla çevresi tarafından çift olarak hoş bir şekide algılanmayı... Bu tip kadınlar genelde şekilcidir. Yakışıklı, başarılı, çevresi tarafından çok beğenilen erkekleri seçerler. Amaç görüntüyü kurtarmaktır. Bunun yanı sıra mükemmeliyetçi ve hep nasıl göründüğüne önem veren bu kadınlar beraber oldukları erkeğin daha da iyi görünmesini ister ve ve sürekli onu düzeltir, baskı yaparlar. Mutluluğu başarıya endeksli olan erkek bu kadını elde etmek için hiç bir çaba göstermemiştir ve böyle bir başarının mutluluğunu yaşayamamıştır. Öte yandan hep daha iyisini isteyen bir kadını mutlu etmeyi de başaramayacağından bu mutluluktan da mahrum kalacaktır. En önemlisi de sevgi arayışıyla ilişkisine başlamış olan erkek; birincil kaygusu sevgi alış-verişi olmayan bu kadın tarafından yeterince sevilmediğini de bir gün fark edecektir. Bu tip ilişkiler de genellikle erkeklerin ilişkiden vazgeçmeleriyle son bulmaktadır.

Kendisiyle ilgili oldukça hızlı farkındalık geliştiren bir erkek danışanım durumuna idrak ettiğinde “Kucak bulunca atlıyorum demek ki” şeklinde çok hoş bir yorum yapmıştı. Evet, sağlıklı hisseden bir erkek hazır kucağa atlamaz. O bir avcıdır. Sağlıklı hisseden bir kadın da erkeğin sevgisini ve cesaretini test etmek ihtiyacındadır. Kucağını açıp beklemez. İlgisini belli etse de sırf erkeğin arkasından gelip gelmeyeceğini görmek için kaçar.

Bütün bunların geçerliliğini orgazm sonrası klişeleşmiş kadın ve erkek sorularında görürüz. Erkek sorar: “Nasıldı, iyi miydi?”. Kadın sorar: “Beni seviyor musun?” Görüldüğü gibi ilkel çağlardan günümüze değin ilişki dinamiğinde pek bir değişikli olmamış. Mağaralardan plazalara aynı ilişki dinamiği sürüyor.

Elif Y. Çavuğoğlu
Psikolog(Terapist)
Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"İlişki Dinamiği" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Psk.Elif Y. ÇAVUŞOĞLU'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Psk.Elif Y. ÇAVUŞOĞLU'nun izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     2 Beğeni    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
Elif Y. ÇAVUŞOĞLU Fotoğraf
Psk.Elif Y. ÇAVUŞOĞLU
İstanbul (Online hizmet de veriyor)
Psikolog
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi17 kez tavsiye edildiİş Adresi Kayıtlı
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Psk.Elif Y. ÇAVUŞOĞLU'nun Makaleleri
► İdeal İlişki ve İlişki Terapisi Dr.Psk.Fatih SÖNMEZ
► İlişki Dr.Psk.Fatih SÖNMEZ
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,973 uzman makalesi arasında 'İlişki Dinamiği' başlığıyla benzeşen toplam 20 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
► Karneler Geliyor! Eylül 2016
► Çocuklarda Unutkanlık Eylül 2016
► Kardeş Kıskançlığı Eylül 2016
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


18:04
Top