2007'den Bugüne 92,310 Tavsiye, 28,219 Uzman ve 19,977 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Boşanma Arifesi ve Boşanma Sonrası Depresyonlar
MAKALE #17108 © Yazan Psk.Namık ACAR | Yayın Ağustos 2016 | 4,913 Okuyucu
Evlilik ilişkisinin ve evlilik yaşamının insanlarda alışkanlık hatta bağımlılık yarattığı bir gerçektir.Boşanma bu yönüyle ele alındığında sadece insanın eşinden ayrılması değil aynı zamanda evlilik tipi yaşam tarzının yarattığı alışkanlıkları da noktalaması ve yeni bir yaşam tarzına alışmak zorunda kalmasıdır.Bir de bu zorlu sürece ülkemizde yakın çevrenin hatta ailelerin anlayışsızlıkları gibi bir başka zorlayıcı faktör eklendiğinde boşanma arifesi ve boşanma sonrası dönemin bir insan açısından psikolojik yönden çok da dingin geçmesi beklenemez.Ağırlıklı olarak duygusal düşünen ve duygusal yaşayan bir toplum olduğumuz, bu sebeple evliliğe başlar iken de çok yüksek beklentiler yükleyerek başladığımız için o evliliğin boşanmayla sonuçlanması da aynı zamanda yüksekten düşmenin ağır tahribatı gibi yaşanır.Tüm bunlar insanlarda önce psikolojik yorgunluk,sonra mutsuzluk sendromu ve en sonunda da depresyona yol açabilir.
Önce insanlarımız kendilerine ilişkilerin garanti belgesiyle sunulmadığını,uyum sağlanamadığında boşanmanın hukuken de dinen de normal olduğunu,aslında hukuken ve dinen normal olan bir şeyin yadırganmasının da cehaletten kaynaklandığını bilmelidir.Her ilişki aslında bir denemedir.Ya uyum sağlanarak pekişir ya da çatışma çıkarak bozulur.Ülkemizde aslında evli çiftler çatışma çıkar çıkmaz boşanmaya yönelmiyor,bir süre olabilir,yürüyebilir bir tarafı var mı diye bakıyorlar.Bu nedenle de boşanmalar daha yüklü olumsuz yaşanmışlıklar birikimiyle yaşanıyor ve insanların ruhen yorgun olduğu şartlarda gerçekleşiyor.Hele de anlaşmalı değil de çekişmeli bir boşanma süreci yaşanıyorsa bunun tahrip edici etkisi daha da artıyor.Bu nedenle boşanma süreçlerini insanlar açısından çok yönlü tahribatlar yaratan bir süreç olarak görüyorüz.Tüm bu olumsuz birikimler karşısında bir de boşanmayı yaşayan kişiliğin narinliği,duygusallığı,alınganlığı,yaşadıklarını geçmişte bırakamama saplantısı gibi özellikleri de varsa sürecin tahrip ediciliği daha da artacak ve bu giderek boşanma sendromu ve depresyona dönüşecektir.Bunların yanısıra boşanma yaşayan kişilerin ailelerinin yaklaşım ve anlayışı son derece önemlidir ama ağırlıkla geleneksel kültürle yaşadığımız ve bu geleneksel kültürde boşanmanın hiç de anlayışlı bir yerinin olmaması nedeniyle yakın çevre ve aile yaklaşımlarında da sorunlar yaşadığımız bir gerçektir.Bizim insanlarımızda evlilik yürümelidir şeklinde bir ezber vardır.Bu ezber nedeniyle de çok anlayışlı yaklaşımlar genelde çıkmamaktadır.Tüm bunların yanında boşanan kadın ise bazı fırsatçı yaklaşımların ve tacizlerin yaşanması,erkekse yaşamsal özyeterliliğin ortadan kalkması yine boşanmanın zorlayıcı tarafları arasındadır.Ama unutulmasın ki bazı insanlar açısından boşanma aynı zamanda sevginin tamamen bitmediği şartlarda yaşanıyor ve bu duygusal olarak büyük fırtınaların yaşanmasına sebebiyet veriyor.Zaten herkesin boşanması evlilik karakteri,ruhsal yapısı ve yaşanan sorunlara göre şekillenen bir süreçtir ve bu tür süreçler kişiye özel incelenmelidir.Sorunlar da çözümler de kişiye özel ele alınmalıdır.
Aslında insanlar uyumlu,mutlu ve düzenli bir yaşam kurmak,cinsellik ve üreme ihtiyacını karşılamak üzere evlenirler.Evlilik bu gereksinimleri karşılayamaz hale geldikten aslında mantıken sürdürülmesinin de bir anlamı kalmamıştır.Ama bir çok insanımız ille de yürümeli olarak evliliğe koşullanmış olduğundan bu koşullanma boşanma kararının verilmesini de boşanma sürecinin yaşanmasını da zorlaştırmaktadır.Bir çok insanımız mantıken boşanmak gerektiğini düşünür iken duygusal olarak en azından evlilik yaşamının sağladığı alışkanlıklardan vazgeçmede zorlanmakta ve kendi iç dünyasında bir de mantık ve duygu çatışması yaşayabilmektedir.
Tüm bunların yanında boşanmaya sebep olan olayların travmatik düzeyde yaşanmışlıklar olmasının da bu sürecin sancılarını arttırdığını yaşanmışlıklardan gözlemlemekteyiz.Örneğin bir aldatmanın yol açtığı boşanma sürecini düşünün...Cinsel sorunların yol açtığı boşanmaları düşünün...Bazı sorumsuzluklar ve önceleme sorunlarının yol açtığı boşanmaları düşünün...Bunlar evlilik kredisinin yanlış insanla kullanıldığını düşündürten ve derin pişmanlıklar doğuran sorunlardır.Boşanma süreçleri biraz da yüzleşmeler şeklinde yaşandığından dünün olumlu bakarak ve basite alarak geçiştirilen uyumsuzlukları bu dönemde daha ciddiyetle sorgulanır,yaşanan yüzleşmeler ise bazen insanların kendilerini de suçlamasına yol açabilir.Zaten toplum olarak olumlu pek sorgulamayan,olumsuzu ise daha çok yaşandıktan sonra sorgulayan genel bir karakterimiz vardır.Boşanmalar evliliklerin olumsuz neticelenmesidir ve bu nedenle olumsuzu yaşandıktan sonra sorgulama alışkanlığı burada da devreye girmektedir.Tüm bunların yanında abartılı ahlak anlayışımız nedeniyle evliliklerimizin özel yaşam kısmıyla ilgili sorunlarımızı ailelerimizle açıkça paylaşamadığımız garip bir edep duygumuz bulunmaktadır.Tüm bunlar kollektif bir akılla ve yakınlarımızla doğru paylaşımlarla bu sancılı süreci yaşayamamamız gibi sonuçlar doğurmaktadır.
Boşanma arifesi dönem insanların genelde çok gelgitler yaşadığı dakgalı bir ruh haliyle yaşanır.yorucu ve yıpratıcıdır.Boşnmanın hemen sonrası dönem ise evlilik tipi yaşam tarzından tekrar bekar yaşamına dönüldüğü,alışkanlıkların yerine yeni alışkanlıklar koymanın gerektiği sancılı bir geçiş dönemidir.Öncelikle ve özellikle bu dönemde insanların bazen "yağmurdan kaçar iken doluya tutulmak" misali yanlış bir ilişki kararı vermemeleri için bir süre en azından 6 ay kadar yeni bir ilişki kurmamaları ciddi bir tavsiyemizdir.Çünkü önce ruhsal tansiyonun normale dönmesi beklenmeli,daha dingin düşünülebilen bir sürece yeni ilişkiler kurma ertelenmelidir.Boşanma sonrasında tekrar evlenmeyi boşanılan eşten rövanş alma gibi değerlendirmek bazen erken ve yanlış adım atma sonuçları doğurabiliyor.Bundan özenle uzak durulmalıdır.Evlilik bittikten sonra olabildiğince çabuk kızgınlıklar ve kırgınlıklar derinlere gömülmeli ve üzerine beton dökülmelidir.Çünkü o kızgınlıklar ve kırgınlıklar o evliliğin boşanmayla sonuçlanmasına yol açarak o ilişkiyi sona erdirmiştir.İnsanlar arkalarına bakarak koşmaya kalkar iseler bir yerlere çarpacakları aşikardır.Bu nedenle arkanıza bakarak geleceğe koşmayın ikazını bu tür durumlarda sürekli uzmanlar olarak yaparız.
Boşanma arifesinde ve boşanma sonrasında yaşanan depresyonlarda depresyonun psikolojik bir hastalık olduğu,ortaya çıktıktan sonra kendi kendine geçmeyeceği hatta ihmal edilirse daha da kökleşeceği bilinmeli ve zaman kaybetmeden psikolojik destek alınmalıdır.Ayrıca unutulmamalı ki boşanma maalesef ülkemizde biraz sancılı yaşanan bir süreç olmakla birlikte aslında yaşam gerçeğinde var olan,bir ilişki yürümediğinde yaşanması da normal olan bir sonuçtur.Ben deneyimli bir psikolog olarak olaylar karşısında üzüldüğünü söyleyen insanları hep uyarmışımdır.Çünkü üzüntü bir olay karşısında bir inanın verebileceği en zayıf tepkidir ve üzülerek sorununu çözen insan görülmemiştir.Bu nedenle üzülmek yerine düşünmek daha önemlidir.Önce bir önceki evlilik masaya yatırılmalı,neden ve nasıl yürümediği ortaya konulmalı ve buradan çıkarılacak sonuçlarla bir sonraki evliliğin ilkesel altyapısı oluştutulmalıdır.Sonra bir de biten evlilikte kendi hata hanesinde nelerin olduğuna bakılmalı ve aynı yanlışlar silsilesi kurulacak bir sonraki evliliğe taşınmamalıdır.Çünkü biz toplum olarak yüzleşmeleri de maalesef düşünsel yüzleşmeler değil de çoğunlukla duygusal yüzleşmeler olarak yaşıyoruz.Bu yaşananlardan sonuçlar çıkarmak ve deneyim kazanmak yerine kırılıp,kızıp ders alıcı tarafı ıskalamamıza yol açıyor ve belki de aynı hataları tekrar yapmamıza sebep oluyor.
İnsanların yaşamında olacağı ve geleceği belirleme gücü sınırlıdır.Hele ilişkilerde bu daha da sınırlıdır.Çünkü her ilişkide iki tane taraf vadır ve ilişki ancak bu iki tarafın da gözetmesiyle gelişebilir.Bazen iyi niyetle yapıcı çabalara girseniz de eşiniz aynı gayrette değilse sonuç alamayabilirsiniz.Bu nedenle önce boşanmanın bir öcü olmadığını,hukuken ve dinen müsaade edildiğinde göre yaşamın normalleri arasında olduğunu görelim.Böylesi bir süreç yaşıyorsak da hem doğru karar vermek,hem de süreci doğru yönetmek için psikolojik destek almayı tercih edelim.Sevgiyle...
Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Boşanma Arifesi ve Boşanma Sonrası Depresyonlar" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Psk.Namık ACAR'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Psk.Namık ACAR'ın izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     3 Beğeni    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
Namık ACAR Fotoğraf
Psk.Namık ACAR
Kocaeli (Online hizmet de veriyor)
Psikolog
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi13 kez tavsiye edildiTavsiyeEdiyorum.com'u sıkça ziyaret ediyor.
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Psk.Namık ACAR'ın Makaleleri
► Boşanma Sonrası Depresyonlar Psk.Namık ACAR
► Boşanma Sonrası Yaşama Uyum Dr.Psk.Ayşegül KARAHAN
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,977 uzman makalesi arasında 'Boşanma Arifesi ve Boşanma Sonrası Depresyonlar' başlığıyla benzeşen toplam 15 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
► Evlilik Bilinci Şubat 2024
► Psikolojik Sağlamlık Ocak 2024
► Kötümserlik Sendromu ÇOK OKUNUYOR Eylül 2022
► İlişki Yorgunluğu Ağustos 2022
► İlişkilerde Uyum Sağlayıcı Esneklik ÇOK OKUNUYOR Temmuz 2022
► Evlilik Öncesi Desteği ÇOK OKUNUYOR Temmuz 2022
► Çözüm Odaklı Olma Şubat 2022
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


18:21
Top