2007'den Bugüne 92,307 Tavsiye, 28,219 Uzman ve 19,976 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Ergenlikte Depresyon Nedenleri
MAKALE #17074 © Yazan Psk.Dnş.Yasemin ŞAHİN | Yayın Ağustos 2016 | 3,810 Okuyucu
Ergenlerde depresif duygu durumu yaygın olarak görülebilmektedir. Karşılaştıkları problemlerle baş etme de güçlükleri olan veya doğru olmayan yöntemler deneyen ergenler bazı psikolojik sorunlar yaşayabilirler (Karancı ve diğerleri, 2007:79). Gökduman (2009), ergenin bu dönemde psikolojik, fiziksel, duygusal vb. birçok alanda belirgin değişimler geçirdiğini belirtmiştir. Bu değişikliklerden en büyüğünün ergenin duygu durumunda meydana geldiği ve depresif duygu durumunda artış olduğu belirtilmiştir (Bayatlı, 2009). Ergenlerde tipik depresyon belirtileri sıklıkla olmamaktadır. Depresyonun gençlik çağında tüm belirtileriyle birlikte çok seyrek olarak görüldüğü vurgulanmıştır (Yörükoğlu, 1985). Daha çok davranış ve tutum değişiklikleri öne çıkmaktadır. Depresif duygu durumu kimi zaman kısa kimi zaman ise uzun süreli ortaya çıkmaktadır. Depresif duygu durumunun kısa süreli yaşandığı durumlarda ergen kendini üzgün, mutsuz, kötü hisseder ancak bu durum normal hayatına devam etmesine engel olamaz (Bayatlı, 2009). Gökduman (2009), depresyonla ergenlikteki mutsuzluğu karıştırmamak gerektiğini vurgulamış; hızla değişen duygulara bu dönemde sık rastlandığını belirtmiştir. Aniden öfkelenen, çılgınca davranışlar gösteren ergen, beş dakika sonra gülerek şakalar yapabilir. Bu davranışı bir problem olarak görmemeli, sadece geçiş döneminin tipik bir davranışı olarak algılanmalıdır.

Ergenlikte Depresyona Etki Eden Faktörler

Ergenlikte depresyona yönelik çeşitli tetikleyici olayların olduğu bilinmektedir (Aydın, 2005). Depresyonun ortaya çıkmasında etkili 4 önemli faktörden bahsedilmektedir (Bayatlı, 2009; Kulaksızoğlu, 2008; Yörükoğlu, 1985; Aydın, 2005; Erdoğan, 2009; Ayyıldız, 2009; Gökduman, 2009; Toros, 2009). Bu faktörler aşağıda sırayla açıklanmıştır.

Biyolojik Faktörler

Ergenlerin depresyona yakalanmasında kalıtımın önemli bir etkisi vardır. Biyolojik etkileri inceleyen araştırmalar sonucunda bulunan verilere göre; tek yumurta ikizleri ile evlat edinilmiş çocuklarla yapılan araştırmalar, depresyonda kalıtımın önemli bir faktör olduğunu göstermiştir (Bayalan, 2009). Erdoğan (2009), genetik yatkınlığın çocukta depresyon gelişmesinde çok etkili olduğunu söylemektedir. Hamilelik sırasında annelerdeki psikiyatrik bozukluğun çocuklarında depresyon olma ihtimalini artırdığını vurgulayan Kulaksızoğlu (2008), psikolojik bozukluğu olan annelerin çocuklarındaki psikolojik rahatsızlık riskinin 3 misli fazla olduğunu belirtmiştir.

Psiko-sosyal Faktörler

Çocukluk insan yaşamında birçok şeyin temelinin atıldığı bir dönemdir. Mevcut koşulların dışında çocukluk dönemindeki yaşantıların da ergenlik depresyonunun temelini oluşturduğunu belirtilmektedir (Aydın, 2005; Ayyıldız, 2009). Ebeveynler tarafından yeterince ilgi ve sevgi görmemek, anne-babanın ayrı yaşaması, aşırı derecede denetim ve kontrole maruz kalmak, özellikle kız çocuklarında depresyona yol açmaktadır (Aydın, 2005). Bunların yanı sıra Aydın (2005: 260), ‘kızların gerek ergenlikte, gerekse yetişkinlikte depresyona girme olasılığı yüksek olan grup’ olduğunu söylemiştir. Kızların depresyona daha fazla yakalanmasının sebebi; kızların temporal loblarının daha geniş olmasından dolayı daha duygusal düşünmelerinin etkili olduğu belirtilmiştir (Madi, 2006). Bayatlı (2009), küçük yaşlarda cinsel ve fiziksel tacizin depresyona yatkınlığı arttırdığını , boşanmaların da çocuğun ruh sağlığını olumsuz yönde etkilediğini dile getirmiştir.

Depresyonun oluşumunda bebeklik dönemininde önemini vurgulayan Aydın (2005), bebeklikte anne ile kurulan ilişkinin ve bebeğin geliştirdiği bağlanma stilinin de depresyonun oluşumuna zemin hazırlayan faktörlerden olduğunu belirtmiştir. Eğer bebeklikte olumsuz bir bilişsel yapı oluşursa , bireyi tüm yaşamı boyunca olumsuz yönde etkileyecektir (Aydın, 2005).

Aile içinde yaşanan çatışmalar genci olumsuz yönde etkilemektedir (Aydın, 2005; Ayyıldız, 2009; Gökduman, 2009). Genç bağımsızlığını elde etmek için sürekli ailesiyle çatışma halindedir. Boşanma, aile bireylerinden birinin kaybı, anne babaların gence nasıl davranacağını ve nasıl konuşacağını bilmemesi gibi gencin benlik saygısını azaltan durumların, gençte davranış bozukluklarına yol açtığı belirtilmektedir (Yörükoğlu, 1985; Kavcar, 2009; Bayatlı, 2009; Toros, 2009).

Yapılan araştırmalar ergenlikte depresyon seviyesi ile eve giren aylık gelir, oda sayısı ve yaşanılan bölge arasında ilişki bulmuştur (Kulaksızoğlu, 2008). Sosyo-ekonomik zorluklar ve geçim sıkıntısının ergende depresyon riskini arttırdığı belirtilmektedir (Bayatlı, 2009; Toros, 2009). Yeni bir dönem olan ergenliğe giren birey popüler olmayı istemekte, bunun da ancak maddiyatla sağlanacağını düşünmektedir. Ancak maddi durumunun yetersiz olduğunu görmek ergeni bunalıma ve depresyona sürükleyebilmektedir.

Bilişsel-Davranışsal Faktörler

Özgüvenleri düşük, kendilerini sürekli eleştiren, olumsuz olaylar ve durumlar üzerinde kontrol gücünün olmadığını düşünmeye eğilimli ergenlerde, stres yaratan olaylar ve durumlarla karşılaşma depresyon riskini artırabilmektedir.
Ergenlikte depresif duygu durumu pek sık olmamakla birlikte kısa süreli olarak görülür (Yörükoğlu, 1985; Bayatlı, 2009). Süperegonun henüz gelişmemiş olması sebebiyle umutsuzluk, çökkünlük, kendini suçlama gibi temel depresyon belirtileri apaçık ortaya çıkmazlar (Yörükoğlu, 1985). Ergenlik dönemi bir kargaşa zamanı olduğundan, ergenin duyguları da iniş çıkışlar gösterir (Aydın, 2008; Lock, 2008). Geleceklerini düşünmek, arkadaş edinmek, bir gruba ait olmak, kabul görmek gibi konularda düşünmek ergen için çok boğucu olabilmektedir (Lock, 2008). Karşılaştıkları problemlerle baş etmekte güçlük çeken veya yanlış yöntemler kullanan ergenler için depresyon kaçınılmazdır.

Ergenlikte görülen davranış bozukluklarının birçoğunun altta yatan bir yalnızlık, değersizlik, düşük benlik algısı gibi duygulara bir tepki olarak yerleştirdikleri belirtilmektedir (Yörükoğlu, 1985; Bayatlı, 2008; Ayyıldız, 2009). Bayatlı (2009), sosyal beceri eksikliği, ölüme merak ve yakınlarını üzmek isteği gibi durumların depresyona etki ettiğini vurgulamıştır. İnsanlarla iletişim kurmakta zorlanan ve arkadaş edinemeyen kimi genç de ilişki alanını daraltıp daha bireysel uğraşlara yönelmekte, böylece depresyona zemin hazırlamış olmaktadır (Yörükoğlu, 1985; Bayatlı, 2009).

Karşı cinsle olumsuz ilişkiler yaşamak da depresyona etki eden faktörlerdendir. Reddedilmek, ihanete uğramak, tercih edilmemek, beğenilmemek ve romantik bir ilişkinin sona ermesi bu yargıyı destekleyen görüşlerdir (Toros, 2009; Gökduman, 2009; Aydın, 2005).

Ergenlik dönemi yeni tecrübelerin kazanıldığı bir dönemdir. Hayat tecrübelerin yetersiz kaldığı durumlarda ergen, sorunlarla başa çıkmada zorluklar yaşamaktadır. Bu zorlanmalar sonucunda ergende korku duygularının oluştuğunu belirten Aydın(2005), ergenin bu korku duygularını görmezden gelerek bastırması sonucunda depresif duygulanım yaşadığını vurgulamıştır.
Diğer Faktörler
Uzun süreli hastalıklar, kronik ve genetik rahatsızlıklar ergenin ruh sağlığını olumsuz etkilemektedir (Bayatlı, 2009; Kavcar, 2009). Sigara, alkol ve madde kullanımı; özellikle bu zararlı alışkanlıkları bırakma sürecinin depresyona büyük oranda etkisinin olduğu bildirilmiştir ( Toros, 2009; Kavcar, 2009). Okulda başarısız olmak, aşırı sınav kaygısı, sınıf geçememe korkusu gibi rahatsızlık verici olaylara ve durumlara verilen tepkiler de ergenin depresif duygular yaşamasına neden olmaktadır.

‘’Sivilce, bazen de somut bir neden olmaksızın sadece fantezi düzeyindeki bir düşünce ‘beni kimse sevmiyor, çok değersizim, çirkinim, biçimsizim, hiçbir zaman başarılı olamayacağım’ gibi düşünceler, ergenin depresyona girmesi için yeterli olabilmektedir.’’ (Aydın, 2005: 260)

Bir kimseden mümkün olandan daha fazla şeyler yapması istenecek olursa, ergen kendini yetersiz görerek suçlayacak, yeni beklentilerin zorlanmalarına uygun biçimde hazırlanmamışsa; şaşkınlık, utanma ve aşağılık kompleksi duygularına ve sonunda da depresyona yenik düşecektir. Ergenin üstesinden gelemeyeceği kadar ağır strese maruz kalmasına ‘öğrenilmiş çaresizlik’ denilmektedir (Aydın, 2005). Olaylar karşısında çaresiz kalması, ergende depresif kişilik yapısının oluşmasına neden olur.
Depresyon geçiren ergenlerin tedavi edilmesi son derece önemlidir. Depresyon ciddi bir durumdur ve tedavi edilmezse ergen bireyin hayatını tehdit eder bir duruma gelebilir. Eğer ergen tedavi görmeyi reddederse aile üyelerinin ya da ergenle ilgilenen diğer yetişkinlerin bir uzmandan yardım alması faydalı olabilir. Çünkü ergenlik dönemi depresyonu müdahale edilmediği zaman madde bağımlılığı ve intihar riski taşır. Son olarak ergenin bu duruma gelmesine izin vermemek; ergene bu döneminde olabildiğince destek olmak ve anlayışlı davranmak gerektiği unutulmamalıdır.
Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Ergenlikte Depresyon Nedenleri" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Psk.Dnş.Yasemin ŞAHİN'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Psk.Dnş.Yasemin ŞAHİN'in izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     Beğenin    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
Yasemin ŞAHİN Fotoğraf
Psk.Dnş.Yasemin ŞAHİN
Antalya (Online hizmet de veriyor)
Psikolojik Danışman
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi20 kez tavsiye edildiİş Adresi Kayıtlı
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Psk.Dnş.Yasemin ŞAHİN'in Makaleleri
► Ergenlikte Depresyon Psk.Romina KUYUMCUOĞLU
► Ergenlikte Depresyon Psk.Dnş.İsmail SÖNMEZ
► Depresyon ve Depresyonun Nedenleri ve Tedavisi ÇOK OKUNUYOR Psk.Yasemin BAĞRIAÇIK
► Ergenlikte Aşk Psk.Gülşah PINAROĞLU
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,976 uzman makalesi arasında 'Ergenlikte Depresyon Nedenleri' başlığıyla benzeşen toplam 30 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
► Öğrenme Stilleri Mart 2017
► Sosyal Fobi Kasım 2016
► Öğrenme Güçlüğü Kasım 2016
► Okul Fobisi Eylül 2016
► Stresle Baş Edebilme Ağustos 2016
► Tuvalet Eğitimi Ağustos 2016
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


07:04
Top