2007'den Bugüne 92,310 Tavsiye, 28,219 Uzman ve 19,977 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Neden Evlilikte Mutlu Olamıyoruz
MAKALE #15097 © Yazan Psk.Namık ACAR | Yayın Temmuz 2015 | 3,760 Okuyucu
Biz gelenek toplumundan henüz bilgi toplumuna geçememiş bir toplumuz.Bu nedenle küçük yaşlardan itibaren zihnimizde oluşturulmuş,sonra yanlış olduğunu fark etsek de değiştiremediğimiz kalın duvarlar,derin koşullanmalar var.Geleneksel yapımız taşra hayatına göre oluşturulmuş bir yaşam tarzı içindir.Ancak günümüzde taşra hayatı terkedilmiş,kent hayatı egemen hale gelmiştir.Bununla birlikte kitle iletişim araçları gelişmiş ve yaygınlaşmıştır.Bu gelişmeler elbetteki yaşam algımızda da,yaşamsal beklentilerimizde de köklü değişiklikler yaratmıştır.Bu nedenle eski geleneksel anlayışla yol almakta toplum olarak zorlanıyor ama bazı tutucu refleksler yüzünden bu çemberi kıramıyoruz.Bunun en büyük zararlarını da kadın erkek ilişkilerinde ve evlilikte yaşıyoruz.
Üzücüdür son yıllarda ülkemizde kadın-erkek ilişkilerinde ve evlilik ilişkilerinde büyük bir güven buhranı yaşıyoruz.Bu nedenle son yıllarda her dört evlilikten birisi boşanmayla sonuçlanmaya,diğerlerinin önemli bir kısmı da kerhen yürüyen ilişkiler olmaya başladı.Bunda yetişme tarzı,köken aile etkileri,iletişim yetersizlikleri,ne istediğini bilememe gibi sorunlar öne çıkan etkenlerdir.Önceki gelenek toplumu yıllarında hem beklentiler bu günkü gibi değildi hem de insanların ortak kabullerinin oranı günümüzden daha yüksekti.Bu nedenle daha kolay bağdaşabiliyorlardı.Ancak günümzde başta iletişim araçlarının gelişmesi ve kadının daha hayatın içine girmesi olmak üzere bir çok değişken kadın erkek ilişkilerindeki beklentileri değiştirdi.Doğrusu beklentiler değişti ama bu toplumun genel kabullerine göre oluşmuş,tanımlanmış beklentiler değildi.Bu nedenle de kişiden kişiye değişiklik arzediyor ve bir genelemeye gidilemiyor.Bu karmaşa da sonuç itibarıyla kadın-erkek ilişkilerinde, evlilik ilişkilerinde kontrolsüz bir beklentiler silsilesi oluşturuyor.ortak paydalarda buluşmayı zorlaştırıyor.

Unutmamak gerekir ki ülkemizde halen içnde yetişilen köken ailelerin evliliklere ciddi yansımaları oluyor.her ne kadar şekil olarak çekirdek aileye geçmiş gibi görünsek de aslında evlilikler köken ailelerden bağımsız olarak yaşanmıyor,özellikle kadın veya erkek annelerinin evlatlarının evliliklerine yoğun müdahelelerine sıkça rastlanıyor.Annelerin meşhur "sütünü helal etmeme" tehdidi bir çok evlilikte halen başat sorun kaynaklarından birisi olarak sıkça karşımıza çıkıyor.Bu tür müdaheleler de evliliklerin bazen sadece karı-koca arasında yaşanan ilişkiler olmaktan çıkmasına,ailelerinde ilişkinin içerisine girmesine sebep oluyor.

Aslında evlilik ilişkisi çiftin bağımsız ve dış etkenlere kapalı olarak yaşadığında kendi yaşamları olabilecek bir ilişki türüdür.Odak noktasında ise çiftin karşılıklı beklentileri,ortak paydaları ve sağlıklı iletişim kurabilmeleri yatmaktadır.Çünkü evlilik ilişkisi kesinlikle ortak kabul etmeyen,çekirdek aile içi bir ilişkidir ve bu bilinçle yönetilmelidir.Ancak ailelerin evlatlarını hayata ve evliliğe doğru hazırlayamamaları, gençlerin evlilik bilinçlerindeki yetersizlikler ve tanışma aşamasında kaybetme korkusuyla kullanılan maskeler yüzünden günümüz evlilikleri tam bir alabora içinde yaşanmaya başlanıyor.Eğer çiftler bir şekilde aralarında bir ahengi zaman içerisinde oluşturabiliyorlarsa fırtına atlatılabiliyor.Yok bu ahenk oluşturulamıyor ve herkes kendi doğrularında ısrar ediyorsa çatışma kaçınılmaz hale gelebiliyor.

Günümüzde eğitimli insanlara bile evlilik nedir diye sorsak tanımlayamadıklarını görüyoruz.Evlilikten beklentileriniz ne diye sorsak o konuda da tam netleşmiş beklentiler içerisinde olmadıklarını görüyoruz.Bu bir bakıma ne yaşadığını bilmemek ve nasıl yaşamak istediğinin farkında olmamaktır.Bir insanın gideceği yeri bilmemesi,hangi yoldan gideceğine karar verememesi doğal olarak yolunu kaybetmesine yol açmaz mı..?
Evlilik;evlilik olgunluğuna ulaşmış bir kadın ve erkek arasında karşılıklılık ve gönüllülük esasıyla kurulan ve yine karşılıklılık ve gönüllülük esasıyla yürüyen çok yönlü bir yaşam ortaklığıdır.Evlilik yaşamının amaçları kültürden kültüre değişiklik gösterir.Bizim kültürümüzde evliğin amaçları;meşru cinsel tatmin,meştu üreme ve kadın-erkek arasında tamamlayıcı işbirliğidir.Verdiğimiz bazı evlilik seminerlerinde biz gençler "hocam evlilik kurumunun amiri kimdir" diye sorarlar.Eskiden evlilik kurumunun amiri erkekti.Ama bu günümzde değişti.Biz de bu soruyu soran gtençlere "günümüz modern evlilik anlayışında evlilik kurumunun kadın veya erkek şeklinde cinsiyetlere yöneltilmiş bir amiri yoktur,evlilik kurumunun amiri doğrulardır ve doğru kimden gelirse gelsin ilişkiyi o doğrular yönetmelidir" cevabını veriyoruz.

Şu bir gerçek ki evliliğin temel amaçlarından birisi meşru cinsel tatmin olmasına rağmen ülkemizde bu konuda tabular ve bilinç eksiklikleri halen var.Oysa biliyoruz ki cinsel uyumu olan çiftler kolay kolay boşanmaya yönelmemekte ama cinsel uyumsuzluk yaşayan çiftler diğer konularda ne kadar iyi anlaşsalar da evliliklerinde bir gün tıkanma yaşamaktadır.Bu nedenle çiftlerin bu konuları biribirleriyle açıkça konuşabilmeleri,çözüm için işbirliği yapabilmeleri ve evlilikteki cinsellikle ayıp kavramının bir alakası olmadığını bilmeleri gerekmektedir.

Asıl önemli eksikliklerimizden birisi de seviyeli bir eğlence kültürümüzün olmamasıdır.Yaşamda uyulacak insani,ahlaki değerler başkadır.Ama bir de insanın insanca ihtiyaçları vardır.Ülkemizde çiftler yeterince sosyal,faaliyeti,etkinliği ve eğlenceyi birlikte yaşamadıkları için hem aralarındaki ortak paydaları geliştirmekte zorlanıyorlar hem de yaşamdan birlikte keyif almayı başaramıyorlar.Paylaşımlar zorunlu olanlarla sınırlı kaldığında ve bir ilişkide paylaşım zenginliği yakalanmadığında ise ilişkinin monotonlaşması,bir rutine saplanması kaçınılmazdır.

Evlilikler karı-kocanın karşılıklı memnuniyetine dayanır.Bu nedenle sosyal çevrenin ne düşündüğü,ailelerin ne istdiği önemli değildir.Evli çiftlerin köken aileleriyle ilişkilerini biz "Evlilik Okulu Eğitim Programı" çalışmamızda "insaflı mesafelenme" tabiri ile açıklamıştık.Elbetteki evlenen kadın ve erkeğin içinde yetiştikleri köken aileleriyle bir vefa ilişkisi içinde olmaları gerekli ve ahlakidir.Tavsiyemiz evli çiftin bir ayın içindeki dört hafta sonunun ikisini kendilerine ayırmaları,birini kadının,birini de erkeğin köken ailesinin ziyaretine ayırarak değerlendirmeleri durumunda tavsiye ettiğimiz insaflı mesafelenme gerçekleşmiş olacaktır.Ancak aşırı yıkıcı bir yaklaşım olmadıkça çiftler birbirlerinin köken ailelerine karşı tavır almamalı,biribirlerini aileleri konusunda zorlamamalıdır.Kısacası aileler çiftin çatışma alanı haline getirilmemelidir.Bu kadın da erkek de gözetmelidir.

Zaten bilinmelidir ki fazla iç içe geçmiş hayatlar her zaman daha yüksek sorun ve çatışma potansiyeli taşırlar.Köken aileler bir önceki kuşak olduğuklarında onların yaşam algısıyla gençlerinkisi de çoğunlukla örtüşmez.Bu nedenle çiftlerin köken ailelerle ilişkilerde hararetli olmamaları,eşlerine ailelerini zorla sevdiremeyeceklerini görmeleri gerekir.Köken ailelerle ilişkilerde sevgi karşılıklı olarak doğal akış içerisinde oluştuysa ne ala ama oluşmadıysa bunun dürtekleyerek sağlanamadığı yaşanan tecrübelerden anlaşılmaktadır.Kaldı ki aileleri memnun etmek için değil çiftin mutlu olması için kurulmuş evlilik yaşamında KÖKEN AİLELERLE İLİŞKİLER eğer abartılmazsa çift daha kendi yaşamı odaklı bir birliktelik geliştirebilir.

Günümüz evliliklerinde önemli bir sorun kaynağı olan aldatmalar genelde ya bekarlığa dair alışkanlıkların terkedilemeyişi ya da çiftin arasındaki duygusal ve cinsel ilişkinin yeterince verimli olmamasına bağlı sebeplerle ortaya çıkan yanlış yönelimlerdir.Yanlış yönelimlerdir çünkü eğer çift ahenkli bir özel yaşam kuramamışsa aldatmadan önce bu sorunun çözümü için işbirliği kurmalı,kendi çabalarıyla çözemiyorsalar da bir uzman desteği almalıdırlar.Tüm bunlara rağmen çözüme ulaşılamamışsa yapılacak şey aldatmaya yönelmek değil,medenice boşanmaktır.

Günümüzün önemli evlilik sorunlarından birisi de kuşkusuz maddi problemlerdir.Aslında evlilikler varlığı ve darlığı,sağlığı ve hastalığı da paylaşmayı içeren bir yaşam ortaklığıdır.Ancak insanlarımızda geçmişe oranla beklentilerin yüksek olması,sabrın az olması maddi sorunların da evliliklere ciddi olumsuz yansımalarının olmasına yol açmaktadır.Doğrusu günümüz gençlerinde biraz beklentilerine hızlı ulaşma arzusu yüksektir.Ancak bu çoğunlukla yanlış bir yönelimdir.Çünkü insanlar yaşamlarının başında değil daha çok deneyimlerinin oturduğu yaşlarda ciddi imkanlara kavuşurlar.Zaten refah isteyenin kendi refahını kendi çabasıyla üretmesi bir yaşamsal kuraldır.Bu nedenle akşamdan sabaha tüm isteklerine kavuşamayacaklarını tüm gençler bilmeli,zamana ve sabıra ihtiyaçları olduğunu görmelidir.

Enteresandır ülkemizde insanların sevgili iken,nişanlı iken birbirlerine olan düşkünlüğü evlilikle birlikte sönmeye uğramaktadır.Adeta kavuşmak aşkı öldürür sözünü doğrulayan bu gerçek üzücüdür.Normalde ortak bir yaşam kurulduğunda çok daha paylaşma heyecanının yüksek olması gerekirdi.Burada insanlarımızda çabuk rutine yatma,çabuk heyecanını kaybetme gibi zaaflar olduğuna ve bunun evlilik ilişkisinin sönükleşmesine ciddi bir olumsuz yansımasının olduğuna da dikkatleri çekmek isterim.

Aslında her şey biraz da insanlarımızın doğru bir yaşam formasyonu kazandırılarak yetiştirilmemesinden ve sistem insanı olmaya yatkın yetiştirilmemesinden kaynaklanıyor.Bu nedenle insanlarımızı ne ailevi eğitimleri ne de akademik eğitimleri yaşama yeterince hazırlayamıyor.Örneğin bilimsel içerikli olarak ergenlik çağı geelen gençlerimize "ergenlik eğitimi",lise çağına gelmiş gençlerimize "ssorumluluk gelişimi,etkili iletişim ve karşı cinsle iletişim eğitimi" ve evlilik çağına geşmiş gençlerimize de "evlilik bilinci eğitimi" verilmiş olsa bir çok sorun daha yaşanmadan önce insanda oluşturulan sağlıklı temeller nedeniyle önlenmiş olacaktır.
Gençlere taviyelerimin en başında kendilerini doğru ve yeterli görmemeleri,sürekli geliştirmeleri,egolarına mahkum olmamaları ve iletişim becerilerini kazanmaya önem vermeleri yönünde olacaktır.Çünkü hayata dair en büyük zorluğu maalesef ön yargılarımızdan,bilgisizliklerimizden ve alışkanlıklarımızdan çekiyoruz.okuyalım,araştıralım ve sorunlarımzı kendi çabalarımızla çözemediğimiz noktada lütfen bir uzmandan yardım alalım.Unutmayalım ki acılar paylaşarak azalır,sevinçler paylaşarak artar.Sevelim ve paylaşalım...
Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Neden Evlilikte Mutlu Olamıyoruz" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Psk.Namık ACAR'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Psk.Namık ACAR'ın izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     Beğenin    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
Namık ACAR Fotoğraf
Psk.Namık ACAR
Kocaeli (Online hizmet de veriyor)
Psikolog
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi13 kez tavsiye edildiTavsiyeEdiyorum.com'u sıkça ziyaret ediyor.
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Psk.Namık ACAR'ın Makaleleri
► Evlilikte Mutlu Kalmak İçin... Dr.Psk.Erdal USLUER
► Evlilikte Cinsellik Neden Önemlidir? Psk.Gülüm BACANAK
► Evlilikte Aldatma ve Sadakatsizlik Neden Olur Psk.Dnş.İsa Özgür ÖZER
► Nasıl Mutlu Olunur? Mutlu Olmak İçin Gerekenler ÇOK OKUNUYOR Psk.Nilüfer ŞİŞMAN
► Mutlu Aile Olmak-Mutlu Evlilikler Psk.Serap DUYGULU
► Mutlu İlişki & Mutlu Aile Psk.Dnş.Filiz OKUŞ TEZEL
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,977 uzman makalesi arasında 'Neden Evlilikte Mutlu Olamıyoruz' başlığıyla benzeşen toplam 18 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
► Evlilik Bilinci Şubat 2024
► Psikolojik Sağlamlık Ocak 2024
► Kötümserlik Sendromu ÇOK OKUNUYOR Eylül 2022
► İlişki Yorgunluğu Ağustos 2022
► İlişkilerde Uyum Sağlayıcı Esneklik ÇOK OKUNUYOR Temmuz 2022
► Evlilik Öncesi Desteği ÇOK OKUNUYOR Temmuz 2022
► Çözüm Odaklı Olma Şubat 2022
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


14:23
Top