2007'den Bugüne 92,259 Tavsiye, 28,210 Uzman ve 19,973 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Korkularımız
MAKALE #13047 © Yazan Psk.Şeyma ATASOY | Yayın Ağustos 2014 | 3,008 Okuyucu
KORKMA!

Korku… Bizleri sınırlayan ve önümüze setler çeken korkularımız. Bir kedi ya da köpek gördüğümüzde elimiz ayağımız yerden çekilir, arkamıza bakmadan kaçarız. 10 kat merdiven çıkmayı göze alır da asansöre kesinlikle binmeyiz. Bir topluluk önünde konuşmak mı? Peki ya bana güler, benimle alay ederlerse? Genellikle neden olduğunu anlamlandıramasak da bu ve bunun gibi daha birçok korku hayatımızın önüne duvar örer ve bizleri sınırlandırır. Yaşadığımız korkuların sebeplerini aradığımızda görüyoruz ki korkularımızın çoğu “öğrenilmiş korkular.” Gerçekte korku oluşturmayacak nesnelere, durumlara ve varlıklara karşı edindiğimiz bu korku davranışını, bir tecrübe sonrasında ya da ailemizin veyahut çevremizin bize verdikleri sonucunda elde ettiğimizi görüyoruz. İnsanoğlunun hayatta kalabilmek ve tehlikelerden korunmak için doğuştan vârolan iki korkusu vardır. Birincisi yüksek ses, ikincisi ise yükseklik korkusudur. Bu iki korku bizleri tehlikelerden korumak için hayatta kalma mekanizmasının birer parçasıdır. İlk insanları düşündüğümüzde, aslında doğuştan gelen bu iki korku onları birçok tehlikeye karşı korumuş olabilir.

Korkuların “sonradan öğrenildiğini” bilimsel olarak ispatlamak isteyen John Watson ve Rosalie Rayner isimli iki psikolog, 20. yüzyılın başlarında Albert ismindeki küçük bir bebeği beyaz fareye karşı korkma davranışını edindirmeyi başardılar. Deneyin başında küçük Albert ona gösterilen hayvanların hiçbirine karşı korku hissetmezken, deney sonrasında artık tüylü ve beyaz objelerin her birine karşı korku duyuyor, ağlıyor ve onlardan uzaklaşmak istiyordu. Albert’ın psikolojisiyle oynayan bu iki psikolog, Albert beyaz fareye her dokunduğunda yüksek bir ses çıkararak Albert’ı beyaz fareye karşı koşullandırmış oldular. Deneyin bilimsel sonucu bir yana, etik yönden bakıldığında küçük Albert’ın ileriki yaşamını nasıl etkilediği büyük bir soru işareti…

Küçük Albert’a yapılan koşullandırma gibi bizler de çocuklarımıza farkında olmadan onlara ileriki hayatlarında etkileyecek korkular hediye ediyoruz. Aşı korkusu mesela; küçüklüğünde yaramazlık yaptığında ya da yemeğini yemediğinde iğneci teyze örneğini birçoğumuz çocuklarımıza uygulamışızdır. Ya da kedi, köpekten korkutarak farkında olmadan kedi köpek fobisi olan çocuklar yetiştirmiş olabiliriz. Bu tarz bir terbiye yöntemi siz ebeveynlere kısa süreli rahatlık sağlasa da, ileride daha büyük sorunlara yol açabilir. Bunun yerine çocuklarımıza sabırla ve sevgiyle yaklaşıp, sınırları ve kuralları doğru belirleyerek yeri geldiğinde “hayır” diyebilmeliyiz.

Korkulara zemin hazırlayan bir diğer durum ise “strestir.” Yoğun stres altında yaşanan duygular da korkuların oluşmasına neden olabilir. Anne-babadan ayrı kalmak, aile içi şiddet ve baskılar; terk edilme korkusu, yalnız kalma korkusu, reddedilme korkusu ve bununla birlikte başarısızlık ve yetersizlik korkularını doğurabilir, özgüvenimizi zedeleyebilir. Yetersiz hissettiğimiz için çok arzu ettiğimiz işe başvurmakta çekinebilir, topluluk önünde kendimizi ifade etmekte zorlanabiliriz. Veya yalnız kalmaktan ve reddedilmekten öyle korkarız ki kendimizden çok fazla ödün verir ve başkalarına bağımlı olarak yaşarız.

Bu korkular çok doğal duygulardır ve birçok insan bu duyguları yaşar. Kimimiz başarısız olmaktan korkar, kimimiz böceklerden, kimi asansöre binmekten korkar, kimi ise uçaktan… Ancak önemli olan onların hayatımızı engellemesine ve bizi üzmelerine izin vermemektir.

Peki, bunu nasıl yapacağız? Öncelikle problemin sizi ne kadar içine aldığını, sizi ne derece engellediğini fark etmelisiniz. Eğer çok ciddi derece korkular yaşıyorsanız, öncelikle bir psikiyatrist ile görüşmenizde fayda var. İlaç desteğine ihtiyacınız var ise öncelikli olarak bunun belirlenmesi gerekebilir. İlaç desteğinin yanında terapi desteği almanız da çok önemli. Bunların yanında kendimiz neler yapabiliriz? Öncelikle, yaşadığımız korkuyu kabullenmeliyiz. Bu kendiniz için atabileceğiniz en büyük adımdır. Sanki o hiç yokmuş gibi davranıp, içimizde kuytu bir köşede yaşamasına izin vermemeliyiz. Bir diğer adım ise yaşadığınız korkuyu kâğıda dökmek olabilir. Sizi endişelendiren, korkutan neyse yazın. Yazmayı bitirdiğinizde o kâğıdı yırtıp atabilir, buruşturup üzerinde zıplayabilirsiniz. Korkunuzla yüzleşin! Bu en önemli tedavi yöntemidir. Küçük adımlar atarak korkunuzla yüzleşmeye başlayabilirsiniz. Mesela hayal edin! Korkunuzla önce zihninizde yüzleşin ve o yüzleşme her zaman olumlu sonuçlansın.

Son olarak, hep o anda olduğunuzu fark edin, gelecekte ya da geçmişte ne yaşayacağınızı veya ne yaşadığınıza odaklanmayın. O âna odaklanın, o an için derin bir nefes alın ve korkunuzla baş etmek için atmakta olduğunuz adıma odaklanın. Ve en önemlisi başarılarınızı kutlayın, attığınız her adımı başarı olarak görün ve kendinizi ödüllendirin. Unutmayın, korkularınızı yenmek bir süreçtir, zaman isteyebilir. Artık bunun bilincinde olarak ve kendinizi motive ederek rahatlıkla önünüzdeki o tepeyi adım adım aşabilirsiniz.
Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Korkularımız" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Psk.Şeyma ATASOY'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Psk.Şeyma ATASOY'un izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     Beğenin    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
Psk.Şeyma ATASOY
Denizli (Online hizmet de veriyor)
Psikolog
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi17 kez tavsiye edildiİş Adresi Kayıtlı
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Psk.Şeyma ATASOY'un Yazıları
► Özgül Fobiler, Anlamsız Korkularımız Psk.Dnş.Serkan YILDIRIM
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,973 uzman makalesi arasında 'Korkularımız' başlığıyla benzeşen toplam 3 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
► Öfke Yönetimi Ağustos 2014
► Mükemmeliyetçilik Ağustos 2014
◊ Tırnak Yeme Problemi Ağustos 2014
◊ Sınavı Prova Etmek Ağustos 2014
◊ Sanal Yaşamlar - 2 Ağustos 2014
◊ Sanal Yaşamlar - 1 Ağustos 2014
◊ İyimserlik Ömrü Uzatıyor Ağustos 2014
◊ Hoşgörü ve Tahammül Ağustos 2014
◊ Depresyon Ağustos 2014
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


14:41
Top