2007'den Bugüne 92,309 Tavsiye, 28,219 Uzman ve 19,977 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Düşünce Duygu ve Davranış Üçlüsü
MAKALE #10221 © Yazan Psk.Dnş.Suat ESER | Yayın Ocak 2013 | 33,920 Okuyucu
Düşünce, duygu ve davranışlarımız, hayatımız boyunca, birbirinden ayrı düşünülemeyecek kadar önemli bir bütündür.Ciddi bir ruhsal ve zihinsel problemimiz yoksa öfkeli davranmadan önce genellikle,öfkeli davranan kişi yaşamış olduğu olaya aşırı öfkeli bir anlam yükler.İşte yaşamış olduğu olaya yüklenilen bu anlam o kişinin düşüncesini yansıtmaktadır.Sınav stresi yaşayan bir öğrenciyi ele alalım; yaşamış olduğu fiziksel belirtiler,kalp çarpıntısı,titreme,nefes alış verişindeki hızlanma vs,olmadan önce daha önce yaşamış olduğu olumsuz düşünceler ya da sınavla ilgili kendi kendine ya da çevre etkisiyle oluşturduğu yıkıcı bir senaryo öğrencide olumsuz bir düşünce oluşturur. Bu olumsuz düşüncede öğrencide sınav stresi adını verdiği ve kendisini fiziksel olarak gösteren yıkıcı bir çarka neden olur. Düşünce,duygu ve davranışı bir çark olarak düşünebiliriz. Müdahale edilmediği sürece aynı şekilde devam eder,aynı doğrultuda,aynı yönde.Düşünce,duygu ve davranış büyük bir yapbozun parçaları gibi birbirlerini tamamlarlar ve birbirlerinin devamı niteliğindedirler. Başka bir şekilde, bunu zihin ve beden arasında ki ilişkiyle de açıklayabiliriz. Bedenimiz tek başına davranışlarda bulunamayan, kendisine zihin tarafından verilen komutları yerine getiren bir askerdir. Ancak beden ve zihin arasında yani düşünce ve davranış arasında unutulmaması gereken bir öğe de,yukarıda bahsettiğim öfke ve stres gibi, duygularımızdır. Duygularımızda düşüncelerimiz sonucunda insan fizyolojisinde meydana gelen hislerdir. Bu hisler mutluluk, sevinç, coşku, hüzün, mutsuzluk, karamsarlık olabilir.
Tıpkı ileride mutlu bir ailesi olacağını düşünüp kendisini mutlu hisseden birisi gibi veya aile tablosu ile ilgili olumsuz bir düşüncesi varsa kendisini bu konuda karamsar hissetmesi gibi.Yukarıda da bahsettiğim gibi, burada ki püf nokta,sizinde gördüğünüz üzere, duyguların öncesinde varolan düşüncelerimizdir. İnsan fizyolojisinde meydana gelen değişikliklerde, duygularımızda ve düşüncelerimizde değişiklikler meydana getirecektir. Uyumamamız gereken bir anda çok uykumuz gelirse ayağa kalkıp bir süre hareketli olmamızın uykumuzu kaçırması buna örnektir.Ayrıca ciddi bir şekilde göz yaşı döküp ağlayan birisi elini yüzünü yıkadığı zaman bir rahatlama ve ferahlama duygusu hissedebilir. Bunlarda fiziksel değişimin duygusal değişim sağladığının göstergesidir. Kişinin nasıl bir düşünce ve duyguya sahip olduğunu vücut dilinden de anlayabiliyoruz. Düşünürken başımızı yukarı doğru kaldıran birisinin o an bir şeyler düşünmesi veya avucuyla yüzünün tamamını ya da bir kısmını kapatan kişinin o an utanması gibi. Görüldüğü gibi düşünce, duygu ve davranış arasında tutarlı bir ilişki söz konusudur.
Düşünce, duygu ve davranış arasında ki bu ilişkiyi biz her gün fark etmeden kullanıyoruz. Gün içinde yaşadığımız herhangi bir olayı düşünelim. Bu olaya yüklediğimiz anlam bizi belli bir duygusal duruma sokar ve biz anında o duygu durumuyla paralel davranışlar sergileriz. Uçak seyahati yapan birisini düşünürsek,kişi sürekli uçağın düşmesi ile ilgili düşünceleri zihninden geçirirse,okumuş olduğu uçak kazası haberlerini hatırlarsa bu kişi kendini nasıl hisseder ve nasıl davranır yada vücudu buna nasıl tepki gösterir? Olası sonuçlara bir göz atalım; kişi sürekli uçak kazası ile ilgili düşünürse kendisini gergin, stresli, karamsar hissedecek buna paralel olarak ta kalp ritmi değişecek, kalp atış hızı artacak, terlemeye başlayacak ve nefes alamaz duruma gelecektir. Ayrıca etrafa bağırıp çağırması ya da yerinden kalkıp taşkınlık yaratması da olası sonuçlar arasındadır. Olaya bir de şu açıdan bakalım. Kişi uçağa bindi, etrafında ki sakin insanları gördü ve aklından sürekli uçakla ilgili olumlu düşünceleri geçirdi. Uçakların ne kadar güvenli oluşuna odaklandı, hatta uçakların kara vasıtalarından daha güvenli olduğunu düşündü. Bu durumda kişi nasıl hisseder ve nasıl davranır? Öncelikle uçakta olmanın verdiği güvenle kendisini rahat ve huzurlu hissedecektir. Rahatlık ve huzur düzenli bir nefes alış verişi sağlar, kişi etrafa gülücükler saçar, arkasına yaslanıp etrafı seyrederken kahvesini içer. Görüldüğü gibi aynı olayın muhtemel iki farklı sonuçları ilk başta bizim düşünce yapımıza bağlı. Düşüncelerimizi değiştirmemiz, küçük gibi görünse de hayatımız da ciddi değişikler sağlayacaktır.

Olumsuz düşünce ve duygularımız vücudumuzda bir takım fiziksel rahatsızlıklara da neden olur. Yaşamış olduğumuz fiziksel rahatsızlıkların bir çoğu yıllarca biriktirdiğimiz olumsuz düşüncelerin bir ürünüdür. Halk arasında ‘’fazla düşünme hasta olursun’’ gibi ifadeler bunu destekler niteliktedir, çünkü gerçektende olumsuz duygu ve düşünceler vücudumuzun direncini düşürür bu da vücudumuzu her türlü hastalığa açık vaziyete getirir. Çevremizde doktorların gereken müdahaleyi yaptıktan sonra hala şikâyetlerini devam ettiren kişiler olabilir. Böyle kişiler hastalığın hiçbir fiziksel dayanağı olmamasına rağmen sürekli aynı sorunları yaşarlar; mide bulantısı, fiziksel ağrılar, kusma, kadınlarda adet düzensizliği, bayılma gibi. Bu tür kişiler çareyi sürekli doktorlarda ve ilaçlarda ararlar ancak birçoğunun altında ki sebep psikolojiktir, yani düşünce yapısında ki aksaklıklardır. Bunların yanı sıra çevresel ve fiziksel nedenlerin yanında çoğu kanser vakalarında da psikolojik nedenlerden de söz edebiliriz. Kişinin sürekli olumsuz düşüncelere sahip olması, stres altında olması vücudun savunma mekanizmasını ve direncini düşüreceği için bu tür kişilerde bu sorunların görülmesi çok muhtemeldir. Örneğin mide gastritinin bir diğer önemli nedeni de kişinin aşırı stres altında kalmasıdır. Aşırı stres altında ki kişilerin midelerinde aşırı asit salgılanması olur, bu da mide gastritine davetiye çıkarır.

Düşünce yapımızdaki aksaklılar farkında olmadan hayatımızda birçok olumsuzluklara neden oluyor, hayat kalitemizi düşürüyor ve hayattan daha az zevk almamıza neden oluyor.Herşey düşüncede başlar ve biz ne düşünürsek o oluruz. İsterseniz bir deneyin. Birşeyi başaracağınızı düşündüğünüz de onu başaracak yollar bulmaya çalışırsınız ama başaramayacağınızı düşündüğünüzde ona engel olacak bahaneler aklınıza gelir .Unutmayın;özgüven eksikliği,depresyon,her türlü fobi,her türlü korku,hayata dair olumsuz bakışımız,kişiler arası problemlerimiz,bir öğrencinin ders başarızılığı,ders çalışma daki isteksizliği ve sayamadığım bir çok problemin temelinde olumsuz düşünceler vardır.

Düşünce kaynaklı sorunların bir kısmından kısaca yukarıda bahsettim. Bu tür olumsuz düşüncelere sahipsek ve ciddi sorunlara neden oluyorsa bunun birden fazla ve kişiye özel çözüm yolları vardır. Ancak en genel çözüm yollarından bahsedecek olursak birincisi sahip olduğumuz düşünce yapımızı değiştirmemizdir. Olayların farklı bir yönüne bakmalı ya da yaşamış olduğumuz kötü olaylardan, bir daha yaşamamak için ders çıkarmalıyız. Olayların kötü yönleriyle birlikte iyi yönlerini de dikkate alırsak düşünce yapımızın değişeceğinden eminim. Bir diğer çözüm yolu ise sahip olduğumuz olumsuz düşünce ve duyguları dışa vurmamızdır. İçimizde sakladığımız olumsuz duygu ve düşünceler bir kartopu gibi büyür ve bu da bizde psikolojik ve fiziksel rahatsızlıklara neden olur. Bizi rahatsız eden her türlü olumsuz duygu ve düşünceleri başkalarına anlatmamız, bir kâğıda yazmamız, resim çizmemiz kendimizi daha iyi hissetmemizi sağlayacaktır.

Düşünce, duygu ve davranış(zihin, duygu ve beden)arasındaki önemli ilişkiyi paylaştım. Umarım bundan sonra hayatımızın kalitesini düşüren düşmanlardan uzak durur ve hayatımızı daha mutlu ve huzurlu bir şekilde yaşarız.
Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Düşünce Duygu ve Davranış Üçlüsü" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Psk.Dnş.Suat ESER'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Psk.Dnş.Suat ESER'in izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     28 Beğeni    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
Psk.Dnş.Suat ESER
Hatay
Psikolojik Danışman
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi17 kez tavsiye edildiİş Adresi Kayıtlı
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Psk.Dnş.Suat ESER'in Makaleleri
► Düşünce-Duygu İlişkisi Psk.Dilara PEPEDİL
► Düşünce ve Dil Psk.Dnş.Abdurahman ÇAVDAR
► Düşünce Hataları Psk.Merve EKŞİ
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,977 uzman makalesi arasında 'Düşünce Duygu ve Davranış Üçlüsü' başlığıyla benzeşen toplam 18 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


18:34
Top